Translation of "Bye" in Turkish

0.013 sec.

Examples of using "Bye" in a sentence and their turkish translations:

- Bye!
- Bye.
- Bye-bye!

Hoşça kal.

- Goodbye!
- Bye!
- Good-bye.

Hoşça kal.

- Good-bye!
- Good bye!

Hoşça kalın.

Bye!

Hoşça kal!

Bye.

- Hoşça kal.
- Güle güle.

- Good-bye!
- Goodbye!
- Good bye!

Hoşça kalın.

- Good-bye!
- Goodbye!
- Farewell!
- Good bye!

- Hoşça kalın.
- Güle güle.

Bye, Sayoko!

Güle güle, Sayoko!

Bye, Tom.

Hoşça kal, Tom.

- Goodbye!
- Bye!
- Farewell!

Hoşça kal!

- Goodbye!
- Bye!
- Goodbye.

Hoşça kal.

Bye for now.

Şimdilik hoşça kal.

Bye! Take care!

Güle güle! kendine iyi bak!

- Good-bye!
- Goodbye!

- Hoşça kalın.
- Hoşça kal.
- Güle güle.
- Allah'a ısmarladık!
- Allah'a emanet ol!

Good-bye, Sayoko!

Güle güle Sayoko!

- Gotta go now, bye!
- I should go now. Bye!

Şimdi gitmem gerek. Hoşça kal!

Gotta go now, bye!

Şimdi gitmeliyim, hoşça kal!

Good bye, and thanks.

Hoşça kal ve teşekkürler.

Hello and bye! I'm Nonong.

Merhaba ve hoşça kal! Ben Nonong.

Good-bye, take it easy.

Hoşça kal, iyi yolculuklar.

Good-bye and good luck.

Hoşça kal ve iyi şanslar.

I'm going to bed, bye.

Yatmaya gidiyorum, hoşça kal.

Bye! Let's do this again!

Güle güle! Bunu tekrar yapalım!

This conversation is over. Bye.

Bu konuşma bitti. Hoşça kal.

I really must say good-bye.

Gerçekten hoşça kal demeliyim.

I have to go now. Bye!

Şimdi gitmek zorundayım. Güle güle!

He said good-bye for good.

O, sonsuza kadar elveda dedi.

Say good-bye to your friends.

Arkadaşlarınla vedalaş.

- See you again.
- See you soon!
- Good-bye!
- I'll see you soon.
- Farewell!
- Bye for now.

- Yakında görüşürüz!
- Görüşürüz.

Just as we were leaving the exam room the doctor waved his hand saying, 'bye-bye'.

Muayene odasından tam ayrılırken doktor hoşça kal diyerek elini salladı.

He went off without saying good-bye.

O, hoşça kal demeden çekip gitti.

I must say good-bye to you.

Sana hoşça kal demeliyim.

She walked away without saying good bye.

- Hoşça kal demeden uzaklaştı.
- Hoşça kal demeden yürüdü gitti.

He went out without saying good-bye.

O, hoşça kal demeden dışarı çıktı.

She hung up without saying good-bye.

Hoşça kal demeden telefonu kapadı.

She went out without saying good-bye.

Hoşça kal demeden dışarı çıktı.

It is high time we said good-bye.

Vedalaşmamızın zamanı geldi de geçiyor.

How do you say "good bye" in German?

Almanca "güle güle" nasıl denir?

I waved good bye and then walked away.

Vedalaştım sonra uzaklaştım.

We must say good-bye to our guide.

- Rehberimize veda etmemiz gerekir.
- Rehberimize veda etmeliyiz.

"Now I must say good-bye," he said suddenly.

"Size hoşça kalın deme vaktidir." dedi birdenbire.

In the United States, a wave means "good bye."

Amerika Birleşik Devletlerinde bir el sallama "güle güle" anlamına gelir.

Well, it's time for me to run off. Bye!

Artık benim için kaçmamın vakti geldi. Hoşçakal!

- She waved good-bye to me.
- She waved goodbye to me.

Bana veda etmek için elini salladı.

- He didn't even say goodbye.
- He didn't even say good-bye.

- Hoşça kal bile demedi.
- O veda bile etmedi.

- Tom didn't even say goodbye.
- Tom didn't even say good-bye.

Tom hoşça kal bile demedi.

This is the park where we said our last good-bye.

Bu bizim son vedalaştığımız park.

I went to the station to say good-bye to my friend.

Arkadaşımı uğurlamak için istasyona gittim.

Mary and Tom came to wave us good-bye at the train station.

Mary ve Tom tren istasyonunda bize el sallamak için geldiler.

- See you around.
- See you.
- I'll see you around.
- See you later.
- Bye.

Görüşürüz.

"Look at the time! I'm gonna be late for school! Bye!" "See you later. Be careful."

"Saate bak! Okula geç kalacağım! Hoşça kal!" "Görüşürüz. Dikkatli ol."