Translation of "سمع" in Turkish

0.023 sec.

Examples of using "سمع" in a sentence and their turkish translations:

- سمع صرخة.
- سمع صراخاً.

O bir bağırma sesi duydu.

- سمع سامي ضجّة قويّة.
- سمع سامي ضجّة صاخبة.

Sami yüksek bir ses işitti.

سمع سامي طلقة.

Sami bir silah sesi duydu.

سمع سامي صريرا.

- Sami bir feryat işitti.
- Sami bir çığlık duydu.

ربما سمع بعضكم هذا،

Bazılarınız bunu duymuş olabilir,

سمع توم صوتا غريبا.

Tom tuhaf bir ses duydu.

سمع سامي كلبا ينبح.

Sami bir köpek havlamasını duydu.

سمع سامي انفجارا رهيبا.

Sami korkunç bir patlama duydu.

سمع سامي انفجارا مدوّيا.

Sami büyük bir patlama duydu.

سمع سامي صوت ليلى.

- Sami, Leyla'nın sesini duydu.
- Sami, Leyla'nın sesini işitti.

سمع سامي ليلى تصرخ.

Sami, Leyla'nın çığlık attığını duydu.

سمع هذا الصوت حتى من اسطنبول

bu ses İstanbul'dan bile duyulmuştu

سمع سامر ضجة من الطابق العلوي.

Tom üst kattan bir gürültü duydu.

لا بدّ أن فاضل قد سمع شيئا.

Fadıl bir şey duymuş olmalı.

سمع فاضل صوتا مكتوما يصدر من القبو.

Fadıl bodrumdan gelen çok büyük bir ses duydu.

بكي سامي عندما سمع ليلى تنطق بالشّهادة.

Sami Leyla'nın kelimeişehadet getirdiğini duyunca ağladı.

عندما سمع عالم شرقي ألماني بذلك لأول مرة

Bir Alman doğu bilimcisi bunu ilk duyduğunda

- لا أحد سمع صياح توم.
- لا أحد سمع صراخ توم.
- لم يسمع أحد صياح توم.
- لم يسمع أحد صراخ توم.

Kimse Tom'un çığlıklarını duymadı.

ظن توم أنه سمع بعض الأصوات في الغرفة المجاورة.

Tom bitişik odadan bazı sesler duyduğunu söyledi.

سمع سامي ضجّة غريبة و خرج للتّأكّد من الأمر.

Sami garip bir ses duydu ve araştırmak için dışarı çıktı.

لقد سمع عن الخنازير ، وقد فهم العبارة بشكل صحيح ، ولم يفهم

Domuzcukları duymuştu, cümleyi doğru anlamıştı, sadece ne anlama geldiğini

في معركة أركول ، أصيب مرتين ، لكن عندما سمع أن الفرنسيين يتراجعون ، غادر

. Arcole Muharebesi'nde iki kez yaralandı, ancak Fransızların geri çekildiğini duyduğunda,

عندما سمع نابليون التقرير الأول ، كان مرتابًا. "لا بد أن مشيرك قد

Napolyon ilk haberi duyduğunda inanamıyordu. "Mareşaliniz çifte görüşmüş olmalı