Translation of "سلاح" in Turkish

0.015 sec.

Examples of using "سلاح" in a sentence and their turkish translations:

ومثل سلاح الزلازل

ve deprem silahı gibi

هو سلاح بيولوجي

biyolojik bir silahtır

‫لكن الليل سلاح ذو حدين.‬

Ama gecenin olumsuz yanları da var.

بواسطة سلاح نووي القاتل الكويكب.

katil asteroit nükleer silahı çekerek.

القنبلة النووية هي سلاح فظيع.

Atom bombası korkunç bir silahtır.

وأكثر من 10 ألف سلاح نووي.

ve 10 binden fazla nükleer silah vardı.

وأكثر من 60 ألف سلاح نووي.

ve 60 binden fazla nükleer silah.

‫هذه الخيوط الحريرية هي سلاح سري...‬

Bu ipeksi iplikler gizli bir silahtır.

بدعم من سلاح الفرسان المارشال بيسيير.

doğaçlama köprülerden geçtiler.

اشتهر سلاح الفرسان الثقيل العثماني بانضباطهم،

Osmanlı ağır süvarileri disiplinleriyle tanınırdı,

بقيادة لواء سلاح الفرسان في جيش موسيل.

göreve getirilmesinden bir yıl önce geçti .

وسيحمون الأجنحة من هجمات سلاح الفرسان السباهي.

kendilerini Sipahi süvarilerinin yan saldırılarından korumak zorundaydılar.

منع الملك المجري سلاح الفرسان من الهجوم،

Macar Kralı süvarilerin ilerlemesini durdurdu

لدي ندوب من كل سلاح يمكنك التفكير به -

Aklınıza gelebilecek her silahtan yara izleri var -

بينما كان سلاح الفرسان الروميلي والأناضولي على الأجنحة.

yanlarda Rumeli ve Anadolu süvarileri vardı.

سلاح الكسلان السري هو امتلاكه معدة ذات أربع غرف

Tembel hayvanların gizli silahı dört bölmeli bir mide

على الأجنحة، أمر حنبعل سلاح الفرسان بالإندفاع إلى الأمام

Kanatlarda, Hannibal süvarilerine düşmanı geri ittirmesini emrediyor.

تولى سلاح ناي المسؤولية ، ولكن عندما انقطع في كراسني ،

Ney'in kolordu arka koruma görevini üstlendi, ancak

هاجمت نخبة سلاح الفرسان العثماني الصليبيين، وأحاطوا بموقفهم تدريجياً.

Asil Osmanlı süvarileri Haçlılara saldırdı ve yavaş yavaş mevzilerini kuşattı.

اتصل سلاح الفرسان المدرع الأرميني مع الخط الإسلامي وكسر تشكيله

Silisyalı zırhlı süvariler Müslüman hattıyla çarpışmaya başladığı gibi hatları dağılmıştı.

الجمهوري المتحمّس ، إلى سلاح الفرسان في الحرس الوطني في ليون.

Fransız Devrimi tarafından raydan çıkarıldı .

سيشكّل سلاح الفرسان الثقيل الإفرنجي الصف الثاني، وسينتظرون الوقت المناسب

Ağır Fransız süvarileri ikinci sırada durmalı,

ك.أ: أنت تمتلك سلاح سري آخر في نيتفليكس، على ما يبدو،

CA: Netflix'te diğer gizli silaha sahip gibisin,

إنهم يتخلفون عن سلاح الفرسان وعن الفيليتز، لكنهم يحرزون تقدماً معتدلا

Süvari ve Velitelerin arkasında ağır yol alıyorlar ancak sağlam bir ilerleyiş gösteriyorlar.

فرسان الروس هاجموا ودحروا جزءًا من سلاح الفرسان الثالث التابع لأريغي.

Rus hussars ücret ve yönlendirilen kısmı Arrighi'nin Üçüncü Süvari Kolordusu.

بينما تحول القتال شمالًا، انخرط سلاح الفرسان السريع في هجمات الكر والفر

Muharebe kuzeye doğru ilerledikçe, hızlı süvari birlikleri vur kaç taktikleri uygulamaya başladılar.

في نهاية المطاف، تمكن النوميديون من التغلب والتقدم على سلاح الفرسان الروماني

Zamanla, Numidyalılar düşmana üstün gelmeyi başarıp, Roma süvarisine karşı ilerleme kaydediyor.

لاحقًا دفع سلاح الفرسان إلى الأمام للمساعدة في أخذ 7000 أسير روسي.

daha sonra, 7.000 Rus esirinin alınmasına yardım etmek için süvarilerle birlikte ilerlemeye başladı.

سلاح الفرسان المسلمين، وعلى الرغم من ميزتهم العددية، إلا أنهم بدأوا في التراجع

ve Moğollar sayıca fazla olmalarına rağmen geri düşmeye başladılar.

من خلال القضاء على سلاح الفرسان سيرفيليوس، قام حنبعل بتحييد جيشه القنصلي بأكمله

Servilius'un süvarilerini devre dışı bırakarak, etkin bir biçimde bütün Konsül ordusunu nötralize ediyor.

استمر النوميديون في تجنب المواجهة المباشرة مع سلاح الفرسان الروماني و مع الفيليتز

Numidyalılar, Roma süvari ve Velite'leri ile doğrudan bir çatışmadan kaçınmaya devam ediyor.

انتظر حتى يلتزم معظم سلاح الفرسان الرومانيين بالقتال، حينها أرسل النوميديين على الأجنحة

Romalı süvarilerin çoğunun zaferden yana kararlı olmasını bekledikten sonra Numidyalı hafif süvarileri kanatlardan sarmaya gönderdi.

غاب سلاح ناي عن معركة أوسترليتز ، لكنه كان في معركة ضد البروسيين في

. Ney'in birliği Austerlitz Savaşı'nı kaçırdı, ancak ertesi yıl

فأمر الجزء الأكبر من سلاح الفرسان التابع له بالتوجه عبر الوادي وبالهجوم على الجناح

Süvarilerinin bir kısmına Memlük soluna saldırmalarını

والتي أدت إلى مشاجرة دموية، على عكس لقاءات سلاح الفرسان المعتادة في ذلك الوقت

Zamanın normal mobil süvari çarpışmalarının aksine sert, kanlı bir yakın dövüş gerçekleşiyordu.

بمبادرة منه ، أطلق ناي سلسلة من هجمات سلاح الفرسان في وقت مبكر جدًا ... وفشل

Ney kendi inisiyatifiyle çok erken bir dizi kitlesel süvari saldırısı başlattı… ve

معتمدا بشكل كبير على البيزنطيين ولكن على وجه الخصوص على سلاح الفرسان الثقيل للصرب

O bu sefer zamanı Bizansa, özellikle

وضع سكيبيو الفيليتز في المقدمة هادفا تخفيف قوة سلاح الفرسان القرطاجيين من خلال رمي الرماح

Scipio velite'leri ön hatta yerleştirdi. Hannibal'ın süvarilerini zayıflatmat maksadıyla.

لقد كان شخصياً شجاعًا أيضًا ، حيث قاد هجومًا على لودي ، وهاجم سلاح الفرسان في ريفولي.

O da kişisel olarak cesurdu, Lodi'de bir saldırıya ve Rivoli'de bir süvari hücumuna liderlik etti.

أرسل لونجوس 4000 فارس من سلاح الفرسان الخاص به ضد النوميديين، يليهم عن كثب 6000 من الفيليتز

Longus 4000 süvarisini Numidyalı birlklere karşı yolladı onları 6000 Velite izledi.

‫يقول أخصائي الفولكلور "جوناثان يونغ"‬ ‫إن الشيء الوحيد الذي كان يمكنه أن يؤذيها‬ ‫هو سلاح وضع عليه لعاب بشري.‬

Halkbilimci Jonathan Young ona zarar verebilecek tek şeyin, insan tükürüğünde bulunan bir silah olduğunu söylüyor.