Translation of "Üvey" in Spanish

0.009 sec.

Examples of using "Üvey" in a sentence and their spanish translations:

Jimmy benim üvey çocuğum.

Jimmy es mi hijo adoptivo.

O benim üvey annem.

Ella es mi madrastra.

Mary Tom'un üvey kardeşi.

Mary es la hermanastra de Tom.

Üvey babam şeker hastasıydı.

Mi padrastro era diabético.

Tom, Mary'nin üvey babasıdır.

Tom es el padrastro de Mary.

O benim üvey babam.

Él es mi padrastro.

Tom benim üvey babam.

Tom es mi padrastro.

Üvey annenin ismi ne?

¿Cómo se llama tu madrastra?

Tom, Mary'nin üvey evladıydı.

Tom era el hijastro de Mary.

Tom, Mary'nin üvey oğludur.

Tom es el hijastro de Mary.

Mary Tom'un üvey annesidir.

Mary es la madrastra de Tom.

Mary Tom'un üvey kızıdır.

Mary es la hijastra de Tom.

Mary, Tom'un üvey ablasıdır.

Mary es la hermanastra de Tom.

O benim üvey kız kardeşim.

Ella es mi hermanastra.

O benim üvey erkek kardeşim.

Él es mi medio hermano.

O, üvey annesini ziyaret ediyordu.

Estaba visitando a su madre adoptiva.

Suzan aslında senin üvey kardeşindir.

- En realidad, Susan es tu hermanastra.
- En realidad, Susan es tu media hermana.

Diane de üvey kız kardeşin, George.

Diana también es tu media hermana, George.

Küçük çocuk üvey annesinden şiddet gördü.

- El pequeño niño fue sometido a abusos físicos por parte de su madrastra.
- La pequeña niña fue sometida a abusos físicos por parte de su madrastra.

Arazinin bu kısmı üvey anneme aittir.

Esta parte de la tierra le pertenece a mi madrastra.

Tom Mary'nin üvey babasıyla iyi anlaşır.

Tom se lleva bien con el padrastro de Mary.

Üvey kız kardeşim kızılcık suyunun sonunu bitirdi.

Mi hermanastra acabó el restante del zumo de arándano rojo.

Cinderella'nın iki aşağılık üvey kız kardeşi vardı.

Cenicienta tenía dos hermanastras malvadas.

Tom Mary'nin çok sayıda üvey çocuklarından sadece biriydi.

Tom era solo uno de los tantos hijastros de María.

Üvey annemle hiç tartışmadım veya o bana gerekçeler vermedi.

Yo no he discutido nunca con mi madrastra, aunque ella tampoco me ha dado razones para ello.

Tom üvey ebeveynlerinin kendisine verdiği sevgiyi kabul etmeyi öğrendi.

Tom aprendió a aceptar el amor que le daban sus padrastros.

Ve 2,2 km ötede yaşayan babam ve üvey annemin evine gider

Entonces me iba a la casa de mi padre y mi madrastra a unos 2 km

Napolyon'un üvey kızı olan Aglaé-Louise Auguié ile evlendi ve onu Fransa'nın gelecekteki imparatorluk ailesine yaklaştırdı.

ahora hijastra de Napoleón, lo que lo acercó a la futura familia imperial de Francia.