Translation of "Yapmaz" in Italian

0.005 sec.

Examples of using "Yapmaz" in a sentence and their italian translations:

- Hükümdarlar şaka yapmaz.
- Krallar şaka yapmaz.
- Kraliçeler şaka yapmaz.

I monarchi non scherzano.

O makyaj yapmaz.

- Non si trucca.
- Lei non si trucca.

Bazılarınız bunu yapmaz.

- Alcuni di voi non ce la faranno.
- Alcune di voi non ce la faranno.

Tom hatalar yapmaz.

Tom non fa errori.

Tom kuralları yapmaz.

Tom non fa le regole.

O bunu yapmaz.

- Non lo fa.
- Lui non lo fa.
- Non la fa.
- Lui non la fa.

Tom bunu yapmaz.

- Tom non lo fa.
- Tom non la fa.

Mary onu yapmaz.

- Mary non lo fa.
- Mary non la fa.

Sakal filozof yapmaz.

La barba non fa il filosofo.

Tom kahvaltı yapmaz.

Tom non fa colazione.

Öyle aptalca şeyler yapmaz.

- Non fa cose stupide come quella.
- Lui non fa cose stupide come quella.
- Non fa delle cose stupide come quella.
- Lui non fa delle cose stupide come quella.
- Non fa cose stupide del genere.
- Lui non fa cose stupide del genere.
- Non fa delle cose stupide del genere.
- Lui non fa delle cose stupide del genere.

Kimse ülkeme yatırım yapmaz.

Nessuno investe nel mio paese.

O iyi çeviri yapmaz.

- Non traduce bene.
- Lei non traduce bene.

Mary genellikle makyaj yapmaz.

Di solito Mary non si trucca.

Tom bile onu yapmaz.

- Neanche Tom lo fa.
- Neppure Tom lo fa.
- Nemmeno Tom lo fa.

Tom bunu asla yapmaz.

Tom non lo farà mai.

Endişelenmek seni iyi yapmaz.

- Preoccuparsi non ti farà bene.
- Preoccuparsi non vi farà bene.
- Preoccuparsi non le farà bene.

Tom asla egzersiz yapmaz.

Tom non fa mai attività fisica.

Tom asla espri yapmaz.

Tom non scherza mai.

Tom çok hata yapmaz.

Tom non commette molti errori.

Tom asla yatağını yapmaz.

Tom non rifà mai il letto.

Tom öyle şeyler yapmaz.

- Tom non fa cose del genere.
- Tom non fa delle cose del genere.

Tom muhtemelen onu yapmaz.

È probabile che Tom non lo faccia.

Umarız Tom onu yapmaz.

Speriamo che Tom non lo faccia.

Tom onu asla yapmaz.

Tom non lo fa mai.

Bunu Tom'dan başkası yapmaz.

Nessuno tranne Tom lo fa.

Tom öyle şey yapmaz.

Tom non fa quel tipo di cosa.

Tom asla yemek yapmaz.

Tom non cucina mai.

Ağlamaktan başka bir şey yapmaz.

Non fa che piangere.

Benim kızım bunu asla yapmaz.

Mia figlia non lo farebbe mai.

Onlar asla bir şey yapmaz.

- Non fanno mai niente.
- Loro non fanno mai niente.
- Non fanno mai nulla.
- Loro non fanno mai nulla.

Çok sık sörf yapmaz mısın?

- Non fai surf molto spesso?
- Tu non fai surf molto spesso?
- Non fa surf molto spesso?
- Lei non fa surf molto spesso?
- Non fate surf molto spesso?
- Voi non fate surf molto spesso?

Tom sık sık tatil yapmaz.

Tom non va spesso in vacanza.

Tom böyle bir şey yapmaz.

Tom non farebbe qualcosa del genere.

Mary böyle bir şey yapmaz.

Mary non farebbe qualcosa del genere.

Tom yağmur yağarsa bunu yapmaz.

Tom non lo farà se piove.

Tom bunu tek başına yapmaz.

Tom non lo farà da solo.

Tom bunu yapmaz, değil mi?

Tom non lo fa, vero?

Tom bunu senin için yapmaz.

- Tom non lo farà per te.
- Tom non lo farà per voi.
- Tom non lo farà per lei.

Tom işini pek iyi yapmaz.

Tom non è molto bravo con il suo lavoro.

Doymak bilmemek sizi bir kapitalist yapmaz,

Essere rapace non ti rende un capitalista,

Pazar günü Tom asla yemek yapmaz.

Tom non cucina mai la domenica.

Mary asla böyle bir şey yapmaz.

Mary non farebbe mai qualcosa del genere.

Manga okumaktan başka bir şey yapmaz.

Lui non fa nient'altro che leggere manga.

Tom hiç kimse için ayrım yapmaz.

Tom non fa eccezioni per nessuno.

Tom işi hakkında asla şaka yapmaz.

Tom non scherza mai riguardo al suo lavoro.

Tom bugün onu yapmaz, değil mi?

Tom non lo farà oggi, vero?

- Bütün gün oynamaktan başka bir şey yapmaz.
- Bütün gün oyun oynamaktan başka hiçbir şey yapmaz.

- Non fa altro che giocare tutto il giorno.
- Lui non fa altro che giocare tutto il giorno.
- Non fa altro che suonare tutto il giorno.

O bebek ağlamaktan başka bir şey yapmaz.

Quel bebè non fa altro che piangere.

Umarım Tom bunu bir daha asla yapmaz.

- Spero che Tom non lo rifaccia più.
- Io spero che Tom non lo rifaccia più.

Yeni bir TV almak seni mutlu yapmaz.

Acquistare un nuovo televisore non vi renderà felici.

Tom Fransızca yazarken neredeyse hiç hata yapmaz.

- Tom non fa quasi mai errori quando scrive in francese.
- Tom non commette quasi mai errori quando scrive in francese.

Tom her zaman diğerlerinin beklediği şeyi yapmaz.

Tom non sempre fa ciò che gli altri si aspettano da lui.

Tom bunu bir daha yapmaz, değil mi?

Tom non lo rifarà, vero?

- Tom ev ödevini genellikle akşam yemeğinden önce yapmaz.
- Tom genelde ev ödevini akşam yemeğinden önce yapmaz.

Tom non fa spesso i suoi compiti prima di cena.

O çizgi roman okumaktan başka bir şey yapmaz.

- Non fa altro che leggere fumetti.
- Lui non fa altro che leggere fumetti.

Gece gündüz şikâyet etmekten başka bir şey yapmaz.

- Non fa che lamentarsi dal mattino alla sera.
- Lui non fa che lamentarsi dal mattino alla sera.

- Sanırım Tom onu yapmaz.
- Tom'un onu yapmayacağını düşünüyorum.

Penso che Tom non lo farà.

- Bunu kimse yapmaz.
- Bunu yapan yok.
- Kimse böyle yapmıyor.

- Nessuno lo fa.
- Non lo fa nessuno.

O, sabahtan akşama kadar yakınmaktan başka bir şey yapmaz.

- Non fa che lamentarsi dal mattino alla sera.
- Lei non fa che lamentarsi dal mattino alla sera.

- Artık onu hiç kimse yapmaz.
- Artık onu kimse yapmıyor.

- Nessuno lo fa più.
- Non lo fa più nessuno.

Sağduyu ile bir kişi, bu tür bir şeyi asla yapmaz.

Una persona di buon senso non farebbe mai questo genere di cose.

- İki yanlış bir doğru yapmaz.
- İki yanlış bir doğru etmez.

Due torti non fanno una ragione.

Eğer onun yapılması gerekmiyorsa, hiç kimse bu tür şey yapmaz.

Nessuno farebbe questo genere di cose se non fossero necessarie.

- Babam evde hiçbir iş yapmaz.
- Babam evde parmağını bile oynatmaz.

Mio padre non alza un dito a casa.

- Tom çok sık devamsızlık yapmaz.
- Tom fazla devamsızlık yapmıyor.
- Tom'un devamsızlığı az.

Tom non è assente molto spesso.