Translation of "Duvar" in German

0.004 sec.

Examples of using "Duvar" in a sentence and their german translations:

O duvar soğuk.

Diese Wand ist kalt.

Duvar yazılarla kaplıydı.

Die Mauer war mit Graffiti bedeckt.

Duvar, yazılarla kaplıdır.

Die Mauer ist voll von Graffiti.

Bu duvar soğuk.

Diese Wand fühlt sich kalt an.

Tom duvar ustası.

Tom ist Maurer.

- Duvarlar duvar kağıdıyla kaplıydı.
- Duvarlar duvar kağıdıyla kaplanmıştı.

Die Wände waren tapeziert.

Duvar kısmen sarmaşıkla kaplıdır.

Die Mauer ist teilweise von Efeu bedeckt.

Duvar otuz yarda uzunluğunda.

- Die Mauer ist dreißig Yard lang.
- Die Mauer ist etwa dreißig Meter lang.

Duvar 27,5 metre uzunluğundadır.

Die Mauer ist 27,5 Meter lang.

Bir duvar inşa ediyorum.

Ich baue eine Mauer.

Tavuklar duvar üzerinden uçamazlar.

Keine Henne fliegt über die Mauer.

Bu duvar yeşile boyanmıştır.

Diese Wand ist grün gestrichen.

Bir duvar inşa edeceğiz.

Wir werden eine Mauer bauen.

Duvar beni yağmurdan korudu.

Die Mauer schützte mich vor dem Regen.

Bu duvar çok soğuk.

Diese Wand fühlt sich sehr kalt an.

Duvar, iki metre kalınlığındadır.

- Die Wand ist zwei Meter dick.
- Die Mauer ist zwei Meter dick.

Bütün duvar boyunca karalamalar vardı.

Die ganze Mauer entlang waren Kritzeleien.

Tom bir duvar inşa ediyor.

Tom baut eine Mauer.

Yeni duvar takvimimi beğendin mi?

Wie gefällt dir mein neuer Wandkalender?

Onlar özellikle renkli duvar resimleridir.

Das sind besonders farbenprächtige Wandgemälde.

Bir ara birlikte duvar tenisi oynamalıyız.

Wir müssen irgendwann mal zusammen Squash spielen.

Bu duvar o duvardan daha uzundur.

Diese Mauer ist höher als jene.

Duvar mükemmel ve geçilemez gibi görünüyordu.

Die Mauer schien glatt und undurchdringlich zu sein.

Duvar köpekleri dışarıda tutacak kadar yüksek değildi.

Die Mauer war nicht hoch genug, um Hunde draußen zu halten.

Tom duvar yazısını duvara kimin yazdığını bilmiyor.

Tom weiß nicht, wer das Graffiti an die Wand schrieb.

Bakın, önümüzde uzun otlardan oluşan bir duvar duruyor.

Vor uns liegt eine Wand aus Sauergras-Pflanzen.

Ama bir duvar, çabucak ve kolayca inşa edilmez.

aber eine Mauer zu bauen, geht nicht so schnell.

Odadaki bir ayna duvar bir ferahlık yanılsaması yaratır.

Eine Spiegelwand schafft in einem Raum eine Illusion von Geräumigkeit.

Tom onun bir duvar yapmasına yardımcı olacak birini arıyor.

- Tom sucht jemanden, der ihm dabei hilft, eine Mauer zu errichten.
- Tom sucht jemanden, der ihm beim Bau einer Mauer hilft.

Popülerliklerine rağmen, kriket ve duvar tenisi Olimpik sporlar değildir.

Obschon beliebt, sind Cricket und Squash keine olympischen Sportarten.

Perde duvar, düzenli aralıklarla inşa edilmiş yan kuleler tarafından güçlendirilmelidir.

Die Vorhangfassade sollte in regelmäßigen Abständen durch flankierende Türme verstärkt werden.

Kulübe etrafındaki duvar insan kemiklerinden yapılmış ve onun üstünde kafatasları vardı.

Die Mauer um die Hütte bestand aus menschlichen Knochen und auf der Spitze waren Schädel.

Kum torbaları sele karşı korumak için geçici bir duvar inşa etmek için kullanılabilir.

Sandsäcke kann man verwenden, um eine provisorische Mauer zum Schutz gegen Hochwasser zu errichten.

Bu duvar resmi, antik zaman insanlarının yaşamlarına küçük bir bakış edinmemize olanak sağlıyor.

Diese Wandmalerei gewährt uns einen kleinen Einblick in das Leben der Menschen der Urzeit.

Bir insan aya indi. Berlinde bir duvar yıkıldı. Bir dünya kendi bilimimizle ve hayal gücümüzle bağlandı.

Ein Mann ist auf dem Mond gelandet. Eine Mauer wurde in Berlin niedergerissen. Eine Welt wurde verbunden durch unsere eigene Wissenschaft und Vorstellungskraft.