Translation of "çikolatalı" in German

0.005 sec.

Examples of using "çikolatalı" in a sentence and their german translations:

- Ben çikolatalı dondurmayı severim!
- Çikolatalı dondurmayı severim.

- Ich mag Schokoladeneis!
- Ich esse gern Schokoladeneis.
- Ich mag Schokoladeneis.

Çikolatalı dondurmayı severim.

- Ich mag Schokoladeneis!
- Ich mag Schokoladeneis.

Çikolatalı pastayı seviyorum.

Ich mag Schokoladenkuchen.

- O, çikolatalı keke düşkündür.
- O, çikolatalı pasta düşkünüdür.

Er mag Schokoladenkuchen.

Çikolatalı süt sever misin?

- Trinkst du gerne Schokoladenmilch?
- Trinken Sie gerne Schokomilch?

Tom, çikolatalı keke bayılır.

Tom ist begeistert von Schokoladenkuchen.

Özellikle çikolatalı kekini seviyorum.

- Besonders gut schmeckt mir dein Schokoladenkuchen.
- Besonders wohl mundet mir dein Schokoladenkuchen.

Çikolatalı kremamı hâlâ bitirmedim.

Ich habe mein Schokoladenmousse noch nicht fertiggegessen.

Ben çikolatalı dondurmayı severim!

- Ich mag Schokoladeneis!
- Ich esse gern Schokoladeneis.
- Ich mag Schokoladeneis.

Tom çikolatalı kurabiyelere düşkündür.

Tom ist süchtig nach Schokokeksen.

Biraz çikolatalı dondurma ister misin?

- Möchtest du Schokoladeneis?
- Möchten Sie Schokoladeneis?

O biraz çikolatalı kek yaptı.

Sie hat Schokoladenküchlein gebacken.

Tom pipetle çikolatalı süt içiyor.

Tom trank mit einem Strohhalm Schokoladenmilch.

Çikolatalı içeceğinizi sıcak mi seversiniz?

Magst du dein Schokogetränk warm?

Tom çikolatalı dondurmayı sevmediğini söylüyor.

Tom sagt, dass er kein Schokoladeneis mag.

Tom, çikolatalı dondurmayı sevdiğini söylüyor.

Tom isst gern Schokoladeneis.

Buraya gel ve çikolatalı kek ye!

- Komm her und iss Schokoladenkuchen!
- Kommen Sie her und essen Sie Schokoladenkuchen!
- Kommt her und esst Schokoladenkuchen!

Tom bir pipetle çikolatalı süt içiyordu.

Tom trank durch einen Strohhalm Schokoladenmilch.

Tom'un çikolatalı dondurmaya bir özlemi vardı.

Tom hat ein Verlangen nach Schokoladeneis.

Tom Mary'nin çikolatalı dondurmaya dayanamadığını biliyor.

Tom weiß, dass Mary Schokoladeneis nicht widerstehen kann.

Tom Mary'nin kendisi için yaptığı çikolatalı kurabiyeleri yedi.

Tom aß die Kekse mit Schokosplittern, die Maria für ihn gebacken hatte.

Pazar günleri bir ay içinde hiç çikolatalı kekim yoktu.

Ich habe schon seit Ewigkeiten keinen Schokoladenkuchen mehr gegessen.

Tom çikolatalı barın yarısını kaybetti ama bir arkadaş kazandı.

Tom verlor zwar die Hälfte seiner Tafel Schokolade, gewann dafür aber einen Freund.

Tatlı için, Tom vanilyalı dondurma ile çikolatalı parfe sipariş verdi.

Zum Nachtisch bestellte sich Tom Schokoladenparfait mit Vanilleeis.

Tatlı için, Marie çikolatalı pasta ve bir meyve salatasını yapmıştı.

Zum Nachtisch hatte Marie ihre Schokoladentorte und einen Obstsalat gemacht.