Translation of "Bilgisayar" in Finnish

0.011 sec.

Examples of using "Bilgisayar" in a sentence and their finnish translations:

- Bilgisayar yeni.
- Bilgisayar yenidir.

- Tietokone on uusi.
- Se tietokone on uusi.

Bilgisayar nedir?

Mikä on tietokone?

Bilgisayar satarım.

Myyn tietokoneita.

Bilgisayar kullanabilir misin?

- Osaatko käyttää tietsikkaa?
- Osaatko käyttää tietokonetta?

O bilgisayar kimin?

Kenen vihko tuo on?

Bilgisayar oyunları oynamam.

En pelaa tietokonepelejä.

- Yeni bir bilgisayar aldı.
- Yeni bir bilgisayar satın aldı.

Hän on ostanut uuden tietokoneen.

O bir bilgisayar hatasıydı.

Se oli tietokonevirhe.

Tom bir bilgisayar eblehi.

Tom on tietokonenörtti.

Bu bilgisayar neden burada?

Miksi tämä tietokone on täällä?

Ben bir dizüstü bilgisayar istiyorum.

Haluan kannettavan tietokoneen.

Sana bir dizüstü bilgisayar vereceğim.

- Minä annan sinulle kannettavan.
- Minä annan sinulle läppärin.

Arkadaşlarımın hepsi bilgisayar oyunlarını sever.

Kaikki ystäväni pitävät tietokonepeleistä.

Bu bilgisayar ondan daha iyidir.

Tämä tietokone on parempi kuin tuo.

Bilgisayar sıklıkla insan beyniyle karşılaştırılır.

Tietokonetta verrataan usein ihmisaivoihin.

Yeni bir bilgisayar almak zorundayım.

- Minun täytyy hankkia uusi tietokone.
- Mun täytyy hommata uus tietsikka.

Bilgisayar korsanları bilgisayarlara izinsiz girerler.

Hakkerit murtautuvat tietokoneisiin ilman lupaa.

Tom'a bir dizüstü bilgisayar aldım.

- Ostin Tomille läppärin.
- Minä ostin Tomille läppärin.

Bu bir bilgisayar sorunu değil.

Se ei ole tietokoneongelma.

Bu bilgisayar internet'e bağlı mı?

Onko tämä tietokone yhteydessä nettiin?

Bu dizüstü bilgisayar çok incedir.

Tämä kannettava tietokone on erittäin ohut.

Bilgisayar neden bu kadar yavaş?

Miksi tietokone on niin hidas?

Birçok erkek çocuk bilgisayar oyunları sever.

- Useimmat pojat pitävät tietokonepeleistä.
- Useimmat pojat tykkäävät tietokonepeleistä.

Macintosh bir bilgisayar işletim sistemi türüdür.

Macintosh on eräs tietokoneen käyttöjärjestelmätyyppi.

Tom Boston'da bir bilgisayar şirketinde çalışıyor.

Tom on töissä tietokonefirmassa Bostonissa.

Tom öğleden beri bilgisayar oyunları oynuyor.

- Tomi on pelannut keskipäivästä lähtien tietokonepelejä.
- Tomi on pelannu keskipäiväst lähtien tietsikkapelejä.

Bu bilgisayar neden bu kadar yavaş?

Miksi tämä tietokone on niin hidas?

- Kendine bilgisayar toplayacak.
- Bilgisayarını kendi toplayacak.

Hän aikoo rakentaa oman tietokoneensa.

- Bir bilgisayar çok seri şekilde hesaplayabilir.
- Bir bilgisayar çok hızlı bir şekilde işlem yapabilir.

Tietokone osaa laskea todella nopeasti.

Şirket yeni bir bilgisayar sistemi satın aldı.

Yritys on hankkinut uuden tietotokonejärjestelmän.

Tom bilgisayar programlama hakkında bir şey bilmiyor.

- Tom ei tiedä mitään tietokoneohjelmoinnista.
- Tom ei tiedä sitten yhtään mitään ohjelmoinnista.

"Neden yeni bir dizüstü bilgisayar aldın?" "Dayanamadım"

”Miksi ostit uuden kannettavan?” ”En voinut vastustaa kiusausta!”

Tom yeni bir bilgisayar alması gerektiğini söylüyor.

Tom sanoo, että hänen pitää ostaa uusi tietokone.

Bilgisayar sık sık insan beyni ile karşılaştırılır.

Tietokonetta verrataan usein ihmisaivoihin.

Bu bilgisayar üç bin dolara mal oldu.

Tämä tietokone maksoi kolmetuhatta dollaria.

Benim dizüstü bilgisayar son zamanlarda çok yavaş çalışıyor.

Läppärini on toiminut tosi hitaasti viime aikoina.

Bir bilgisayar alabilmem için biraz para kazanmak zorundayım.

Minun täytyy tienata vähän rahaa, että minulla on varaa tietokoneeseen.

Bir beyin onu yapabiliyorsa, bir bilgisayar onu yapabilir.

Jos aivot siihen pystyvät, pystyy tietokonekin.

- Geçen cumartesi bir laptop satın aldım.
- Geçen cumartesi bir dizüstü bilgisayar satın aldım.
- Geçen cumartesi bir dizüstü bilgisayar aldım.

- Ostin viime lauantaina kannettavan.
- Ostin läppärin viime lauantaina.

Kendine ne zaman yeni bir dizüstü bilgisayar satın alacaksın?

Milloin sinä ostat itsellesi uuden kannettavan?

- Bu laptop bana ait.
- Bu dizüstü bilgisayar bana ait.

Tämä kannettava kuuluu minulle.

Tom on üç yaşına kadar hiç bilgisayar bile görmemişti.

Tom ei nähnyt tietokonetta ennen kuin vasta kolmetoistavuotiaana.

Bir araba, bir uçak ve bir bilgisayar hepsi makinedir.

Auto, lentokone ja tietokone ovat kaikki koneita.

İlk tam elektronik bilgisayar geçen yüzyılın ortasına yakın geliştirilmiştir.

Ensimmäinen täysin sähköinen tietokone kehitettiin noin 1900-luvun puolessavälissä.

- Hangi dizüstü bilgisayara ihtiyacım var?
- Bana hangi dizüstü bilgisayar lazım?

- Minkä läppärin tarvitsen?
- Minkä kannettavan tarvitsen?

Televizyon ve bilgisayar gibi şeyler elli yıl önce hayal edilememişti.

Sellaisista asioista kuin televisio ja tietokoneet ei voitu uneksia viisikymmentä vuotta sitten.

Bu bilgisayar satın almak istiyorum ama o bir servete mal olur!

Haluaisin ostaa tämän tietokoneen, mutta se maksaa omaisuuden.

Kendime yeni bir bilgisayar satın almak istiyorum; bana en iyi modeli gösterin.

Haluaisin ostaa uuden tietokoneen itselleni; näytä minulle paras malli.

- Tom bilgisayar başında haddinden çok zaman geçiriyor.
- Tom bilgisayarın başında çok fazla zaman geçiriyor.

Tom viettää liikaa aikaa tietokoneella.

- O bilgisayar dört çekirdekli işlemciye sahip.
- O bilgisayarın dört çekirdekli işlemcisi var.
- O bilgisayarın işlemcisi dört çekirdekli.

Tuossa tietokoneessa on neliydinprosessori.