Translation of "Içmiyor" in English

- Sigara içmiyor musun?
- Sigara içmiyor musunuz?

Don't you smoke?

O sigara içmiyor ve votka da içmiyor.

He doesn't smoke and he doesn't drink vodka.

O sigara içmiyor.

She does not smoke.

Sigara içmiyor musun?

Don't you smoke?

Tom ilacını içmiyor.

Tom hasn't been taking his medication.

Tom içki içmiyor.

Tom isn't drinking.

O artık içmiyor.

She doesn't drink anymore.

Millie su içmiyor.

- Millie isn't drinking water.
- Millie doesn't drink water.

Tom artık içmiyor.

Tom doesn't drink anymore.

Tom sigara içmiyor.

Tom doesn't smoke.

Tom çay içmiyor.

Tom doesn't drink tea.

Tom süt içmiyor.

- Tom does not drink milk.
- Tom doesn't drink milk.

Tom su içmiyor.

Tom isn't drinking water.

O artık içki içmiyor.

- He doesn't drink anymore.
- She doesn't drink anymore.

Tom yeşil çay içmiyor.

Tom isn't drinking green tea.

Tom artık sigara içmiyor.

Tom doesn't smoke anymore.

Tom yeterli su içmiyor.

Tom doesn't drink enough water.

İnsanlar burada sigara içmiyor.

People don't smoke here.

Sigara içerdi fakat artık içmiyor.

He used to smoke, but now he doesn't.

Çoğu insan yeterli su içmiyor.

Most people don't drink enough water.

- Tom içmez.
- Tom içki içmiyor.

- Tom doesn't drink.
- Tom isn't drinking.

O yeterince anne sütü içmiyor.

She doesn't drink enough breast milk.

Tom her gün kahve içmiyor.

Tom doesn't drink coffee every day.

Tom çok sık bira içmiyor.

Tom doesn't drink beer very often.

Tom sık sık şarap içmiyor.

Tom doesn't often drink wine.

Tom sık sık bira içmiyor.

Tom doesn't often drink beer.

Tom votka içmiyor. Şarap içiyor.

Tom isn't drinking vodka. He's drinking wine.

Babam sigara içerdi fakat artık içmiyor.

My father used to smoke, but now he doesn't.

Tom sigara içerdi ama şimdi içmiyor.

Tom used to smoke, but now he doesn't.

O yeteri kadar anne sütü içmiyor.

He doesn't drink enough breast milk.

O sigara içmiyor ve o votka içmez.

She doesn't smoke and she doesn't drink vodka.

Tom bugünlerde eskiden olduğu kadar kahve içmiyor.

Tom doesn't drink as much coffee nowadays as he used to.

Tom Mary için bir pipo oydu ama o sigara içmiyor.

Tom carved a pipe for Mary, but she doesn't smoke.

- O sigara içmiyor.
- O, sigara içmez.
- O, tütmez.
- O, duman tütmez.

She does not smoke.

- Tom bir sigara içmez, değil mi?
- Tom sigara içmiyor, değil mi?

Tom is a nonsmoker, isn't he?