Translation of "Giymiyordu" in English

Tom çorap giymiyordu.

- Tom wasn't wearing socks.
- Tom did not wear socks.
- Tom was not wearing socks.
- Tom didn't have any socks on.
- Tom had no socks on.

Tom pijama giymiyordu.

Tom wasn't wearing pajamas.

Tom kostüm giymiyordu.

Tom wasn't wearing a costume.

Tom ceket giymiyordu.

Tom wasn't wearing a jacket.

Tom eldiven giymiyordu.

Tom wasn't wearing gloves.

Tom smokin giymiyordu.

Tom wasn't wearing a tux.

Tom ayakkabı giymiyordu.

Tom wasn't wearing shoes.

Tom çok giysi giymiyordu.

Tom wasn't wearing much clothing.

Tom bir gömlek giymiyordu.

Tom wasn't wearing a shirt.

Tom bir üniforma giymiyordu.

Tom wasn't wearing a uniform.

Hiçbir motosikletçi kask giymiyordu.

Neither motorcyclist was wearing a helmet.

Hiçbiri can yeleği giymiyordu.

Neither was wearing a lifejacket.

Tom kovboy çizmesi giymiyordu.

Tom wasn't wearing cowboy boots.

Tom kışlık ceket giymiyordu.

Tom wasn't wearing a warm coat.

Tom yeni ceketini giymiyordu.

Tom wasn't wearing his new coat.

Tom bir smokin giymiyordu.

Tom wasn't wearing a tuxedo.

Tom kot pantolon giymiyordu.

Tom wasn't wearing jeans.

Tom bir can yeleği giymiyordu.

Tom wasn't wearing a lifejacket.

Yolcuların çoğu can yelekleri giymiyordu.

Most of the passengers weren't wearing life jackets.

O, sıcak bir ceket giymiyordu.

He was not wearing a warm coat.

Sami dün kot pantolon giymiyordu.

Sami wasn't wearing jeans yesterday.

Sami o zaman üniformasını giymiyordu.

Sami wasn't wearing his uniform then.

Tom dün kot pantolon giymiyordu.

Tom wasn't wearing jeans yesterday.

Tom mavi bir kazak giymiyordu.

Tom wasn't wearing a blue sweater.

Tom kahverengi bir ceket giymiyordu.

Tom wasn't wearing a brown coat.

Tom bir takım elbise giymiyordu.

Tom wasn't wearing a suit.

Mary mavi bir elbise giymiyordu.

Mary wasn't wearing a blue dress.

İç çamaşırı hariç hiçbir şey giymiyordu.

- He was wearing nothing but his underwear.
- She was wearing nothing but her underwear.

Tom ayakkabı giyiyordu, ama çorap giymiyordu.

Tom was wearing shoes, but he wasn't wearing socks.

O, iç çamaşırından başka bir şey giymiyordu.

She was wearing nothing but her underwear.

Tom iç çamaşırından başka bir şey giymiyordu.

Tom was wearing nothing but his underwear.

Tom çorap giymiyordu, bu yüzden ayakları üşüyordu.

Tom wasn't wearing socks, so his feet were cold.

Tom onu en son gördüğümde üniformasını giymiyordu.

Tom wasn't wearing his uniform the last time I saw him.

Ne yazık ki, Tom bir can yeleği giymiyordu.

Unfortunately, Tom wasn't wearing a life jacket.

Tom Mary'nin giydiğini söylediği gibi bol pantolon giymiyordu

Tom wasn't wearing baggy pants like Mary said he was.

- Tom yeni şapkasını takmamıştı.
- Tom'un kafasında yeni şapkası yoktu.
- Tom yeni şapkasını giymiyordu.

Tom wasn't wearing his new hat.