Translation of "çamaşırı" in English

0.012 sec.

Examples of using "çamaşırı" in a sentence and their english translations:

- Çamaşırı içeri getir.
- Kirli çamaşırı içeri getir.

Bring the laundry in.

Bir iç çamaşırı!

One set of underpants!

Bir iç çamaşırı.

One set of underpants.

Mary çamaşırı asıyor.

Mary is hanging up the washing.

Sen çamaşırı yıkadın.

You have washed the laundry.

Çamaşırı asar mısın?

Could you hang up the laundry?

Hiç iç çamaşırı giymiyorum.

- I'm not wearing any underwear.
- I am not wearing any underwear.

Çamaşırı mandallayarak asmak zorundayım.

I have to peg up the washing.

İç çamaşırı hala ıslak.

The laundry is still damp.

Bu iç çamaşırı yıkanmalı.

This underwear needs to be washed.

Ben çamaşırı kurutmak zorundayım.

I have to get the laundry dried.

İç çamaşırı bölümünüz nerede?

Where is your underwear section?

Bir kadın çamaşırı ipe asıyordu.

A woman was hanging the washing on the line.

Yağmur yağarsa, çamaşırı içeri getir.

If it rains, bring the washing in.

Günlük olarak iç çamaşırı değiştirin.

Change underwear daily.

Tom uzun iç çamaşırı giydi.

Tom wore long underwear.

Çamaşırı içeri getirdiğin için teşekkürler.

Thanks for bringing the washing in.

Yağmur yağmadan önce çamaşırı içeri alacağım.

I'll take in the washing before it rains.

İç çamaşırı hariç hiçbir şey giymiyordu.

- He was wearing nothing but his underwear.
- She was wearing nothing but her underwear.

Tom parayı iç çamaşırı çekmecesinde sakladı.

Tom hid the money in his underwear drawer.

Hiç uzun iç çamaşırı giydin mi?

Have you ever worn long underwear?

Çamaşırı yıkamana yardım etmemi istemediğinden emin misin?

Are you sure you don't want me to help you do the laundry?

Ben iç çamaşırı giymeye son verme kararı aldım.

I've decided to stop wearing underwear.

Yağmur yağmaya başladığında, o, oğlunun çamaşırı içeriye almasını söyledi.

When it began to rain, she told her son to take in the washing.

Ben odaya girdiğimde Tom iç çamaşırı ile TV izliyordu.

Tom was watching TV in his underwear when I entered the room.

Bir dakika bekle, benim çamaşır tamam, çamaşırı asmaya gideceğim.

Wait a minute. The wash is done. I'm going to hang out the laundry to dry.

Dün gece kurutmak için çamaşırı dışarı astım ve sabaha kadar kaya gibi donmuştu.

I hung the laundry out to dry last night and by morning it had frozen hard as a rock.

Ah sevgilim, yağmur yağıyor, ve ben zaten çamaşırı kurutmak için dışarı astım; ne yapmalıyım?

Oh dear, it's raining, and I've already hung the laundry out to dry; what shall I do?

Mumlar yakın, güzel çarşaflar kullanın, fantezi iç çamaşırı giyin. Özel bir gün için saklamayın. Bugün özeldir.

Burn the candles, use the nice sheets, wear the fancy lingerie. Don't save it for a special occasion. Today is special.

Ama hiç halat korumak için kullanmamıştım. Bu iyi bir şey ve bu yüzden her zaman iç çamaşırı giymelisiniz.

But I've never protected a rope with it. This is good. And that's why you should always wear underpants.