Translation of "Inventó" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Inventó" in a sentence and their turkish translations:

- ¿Quién inventó los lentes?
- ¿Quién inventó las gafas?

Gözlüğü kim icat etti?

- ¿Sabes quién inventó el telégrafo?
- ¿Sabés quién inventó el telégrafo?
- ¿Saben quién inventó el telégrafo?
- ¿Sabéis quién inventó el telégrafo?
- ¿Sabe quién inventó el telégrafo?

Telgrafı kimin icat ettiğini biliyor musun?

¿Qué inventó Bell?

Bell ne icat etti?

¿Quién inventó eso?

Onu kim icat etti?

- Él inventó esa historia.
- Él se inventó esa historia.

O hikayeyi o uydurdu.

Él inventó la rueda.

Tekerleği icat etti.

¿Quién inventó la radio?

Radyonun mucidi kimdir?

Marconi inventó la radio.

Marconi radyoyu icat etti.

Bell inventó el teléfono.

Bell telefonu icat etti.

¿Quién inventó el teléfono?

Telefonu kim icat etti?

¿Quién inventó el karaoke?

Karaokeyi kim icat etti?

¿Quién inventó el piano?

Piyanoyu kim icat etti?

¿Quién inventó esta máquina?

- Bu makineyi kim icat etti?
- Bu makine kim tarafından icat edildi?

Se inventó en el Uruguay.

Uruguay'da icat edildiğini söylerdi.

Thomas Edison inventó la bombilla.

- Thomas Edison, ampulü icat etmiştir.
- Thomas Edison ampulü icat etmiştir.
- Thomas Edison ampulü icat etti.

¿Sabes quién inventó el microscopio?

Mikroskopu kimin icat ettiğini biliyor musun?

Edison inventó la ampolleta eléctrica.

Edison ampulü icat etti.

Tom se lo inventó todo.

Tom her şeyi uydurdu.

¿Sabes quién inventó esta maquina?

- Bu makineyi kim icat ettiğini biliyor musun?
- Bu makineyi kim icat ettiğini biliyor musunuz?

Edison inventó muchas cosas útiles.

Edison birçok yararlı şeyler icat etti.

Él inventó la historia entera.

O, bütün hikayeyi uydurdu.

¿Quién inventó el primer automóvil?

İlk otomobili kim icat etti?

¿Quién inventó esta extraña máquina?

Bu tuhaf makineyi kim icat etti?

Edison inventó la lámpara eléctrica.

Edison elektrik ampulünü icat etti.

¿Quién se inventó estas reglas?

- Bu kuralları kim koymuş?
- Bu kuralları koyan kim?

Creo que ella inventó esa historia.

Sanırım o hikayeyi o uydurdu.

Alexander Graham Bell inventó el teléfono.

Alexander Graham Bell telefonu icat etti.

Todos saben que Bell inventó el teléfono.

Bell'in telefonu icat ettiğini herkes bilir.

Él inventó una historia sobre el rey.

Kral hakkında bir hikaye uydurdu.

Él inventó una excusa sobre su retraso.

- Geç kaldığı için bir bahane buldu.
- Gecikmesine bir bahane uydurdu.

No se sabe quién inventó la rueda.

Tekerleği ilk olarak kimin icat ettiği bilinmiyor.

Él se inventó una historia acerca del perro.

O, köpek hakkında bir hikaye uydurdu.

Hemos ingresado una oración porque usted inventó este dinero.

Hani bu parayı icat edenin diye girdiğimiz cümle varya

La gente inventó refugios para protegerse a si mismos.

İnsanlar kendilerini korumak için sığınaklar tasarladı.

Sami inventó un plan sencillo para ayudar a Layla.

Sami, Leyla'ya yardım etmek için basit bir plan tasarladı.

Supongo que Snorri Sturluson los inventó él mismo para ayudar a su historia.

Sanırım Snorri Sturluson, hikayesine yardımcı olmak için onları kendi uydurdu.

La Coca-Cola inventó la Fanta, en plena II Guerra Mundial, para el mercado alemán.

Coca-Cola, Fanta'yı 2. Dünya Savaşının ortasında Alman pazarı için icat etti.

Louis Braille, que fue ciego desde la edad de tres años, inventó una forma para que el ciego leyera.

Louis Braille, üç yaşından beri kör, körlerin okuyabilmesi için bir model keşfetti.

Sería que la historia completa de la muerte de Ragnar en el pozo de las serpientes se inventó más tarde

, Ragnar'ın yılan çukurundaki ölümünün tüm hikayesinin daha sonra

Frustrado con las lenguas europeas, que él consideraba "extremadamente aburridas", Cristóbal Colón inventó el "coloní", una lengua tan difícil que sólo él podía hablarla.

Çok sıkıcı olduğunu düşündüğü Avrupa dillerinden sinirlenen Christopher Columbus Columbian dilini icat etti, öyle karmaşık bir dildi ki onu sadece o konuşabildi.