Examples of using "많지만" in a sentence and their turkish translations:
Hâlâ hakkında bilmediğimiz pek çok şey var.
Gündüzleri bolca yardım alıyorlar ama çalışmalar gece de devam ediyor.
Hâlâ çölde keşfetmemiz gereken bir sürü yer var. Ama yılan zehri bu sıcakta fazla dayanmaz.