Translation of "계속" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "계속" in a sentence and their turkish translations:

계속 갑시다! 계속 가요!

Hareket edelim! Hareket edelim!

계속 현명하게 생각하고 계속 기지를 발휘하고

Zekice düşünmeye devam edeceğiz. Kaynaklarımızı kullanacağız.

계속 갑시다

Yola devam edelim.

계속 가죠

Tamam, devam edelim!

계속 갑시다!

Devam edelim!

자, 계속 나아갑시다

Tamam, yola devam edelim.

자, 계속 움직입시다!

Pekâlâ, hareket edelim!

자, 계속 움직입시다

Tamam, devam edelim.

자, 계속 갑시다

Tamam, devam edelim.

‎계속 시도할 수밖에요

Denemeye devam etmeliler.

‎계속 자라는 이빨이죠

Sürekli uzayan dişler.

이쪽으로 계속 갑시다

Bu tarafa doğru ilerlemeliyiz.

계속 앞으로 나아가죠

Hadi ileri gidelim.

‎문어가 계속 다가오더니

Gelmeye devam etti.

계속 만들어져 온거야.

ekonomik modeli bu dönemde oluşturuldu.

공급은 계속 줄고 있습니다.

arz sabit olarak düşüşte.

계속 움직이려면 에너지는 필수죠

Enerji devam edebilmemiz için gerekli,

어서, 계속 움직여요 어서!

Hadi, uyum sağlayın. Hadi!

여긴 지나가고 계속 찾아봅시다

Tamam, buradan çıkıp aramaya devam edelim.

저를 계속 곁에 두었습니다.

Beni bir yere bırakmadı.

[그 곳을 계속 바라 봐]

Gözlerini oraya dik

그리고 제 스스로에게 계속 물었죠.

ve sürekli kendime soruyordum:

껍데기가 많네요 자, 계속 갑시다

Ve çok fazla kabuklu. Pekâlâ, devam edelim.

데이터 분석은 계속 진행 중이지만,

Veri analizleri devam ediyor

그리고 당신이 계속 나아가도록 할게요."

"yürümene yardımcı olabilirim" dedim.

‎계속 양분을 섭취할 수 있습니다

Ama beslenmeye devam edebilirler.

로프를 회수한 다음 계속 가보겠습니다

ve halatı aldıktan sonra yola devam edeceğiz.

좋아요, 저 방향으로 계속 가보겠습니다

Tamam, o yöne doğru gitmeye devam edeceğiz.

저는 무력해집니다 계속 닦아내 보죠

güçsüz kaldım demektir. Denemeye devam edelim.

탄소 배출은 계속 증가할 겁니다.

salınım artış göstermeye devam edecek.

저희는 계속 기다렸지만 알 수 없었죠.

Beklemeye devam ettik. Hiçbir haber yoktu.

계속 우울한 이야기만 하고 싶지 않지만,

Yani size kötü haberler vermekten nefret ediyorum

그래서 기술이 계속 더 빠르게 발전할수록

Bu yüzden teknoloji çok daha hızlı ilerlemeye devam etse de

계속 이어지죠 자, 이쪽에 물이 있습니다

Bunların hepsi. Tamam, suya dönmek için bu taraftan gidiyoruz.

잘 주무시고 내일 아침에 계속 찾아봅시다

Şimdi güzel bir uyku çekelim ve araştırmamıza sabah devam edelim.

그 후로도 계속 새로운 행성을 발견했죠.

sonra bir tane daha, başka bir tane daha.

아이들과 동물원에 갔는데 핸드폰이 계속 울리더군요.

Çocuklarımla hayvanat bahçesindeydim ve telefonum durmadan çalmaya başladı.

이 만남들에선 계속 같은 주제가 떠올랐죠.

Bu toplantılar boyunca özel bir tema sürekli mevzu bahis oldu.

이 협곡을 건너서 계속 고지대에 있자고요?

Demek buradan karşıya geçmemi ve yüksekte kalmamı istiyorsunuz?

물이 별로 없는데 계속 가기가 불안합니다

Evet, suyum bu kadar azalmışken oraya gidecek olmak beni geriyor.

잔해를 쫓아 저 방향으로 계속 갈까요?

O yöndeki enkazın izinden mi gideceğiz?

네, 잔해가 있는 방향으로 계속 가자고요?

Pekâlâ, enkaza doğru mu gitmek istiyorsunuz?

벗은 마스크를 계속 쥐고 있지 마세요.

Yandan çıkarın. Onunla oynamaya başlamayın.

중국은 계속 그렇게 할 것으로 보입니다

Çin şimdiye kadar zaten bunu yapmaya istekli görünüyor.

우리의 삶은 계속 이어진다는 것을 깨닫게 하죠.

ve yaşayacağımızdan daha uzun bir yaşamı tanımamızı gerektiriyor.

불만족은 특정 상황에서 계속 남아있을 수도 있고

Bu hissiyat arka planda sürekli varlığını devam ettirebilir

아직 베어의 신호는 없다! 알았다! 계속 찾아봐라

Henüz Bear'dan iz yok! Anlaşıldı! Aramaya devam edelim.

이 광산을 계속 탐험하시려면 '다시 시도'를 선택하세요

Bu madeni keşfetmeye devam etmek isterseniz "Yeniden Dene"yi seçin.

사막으로 계속 들어가 뱀, 타란툴라, 전갈을 잡아서

Çölün içerisine doğru ilerleyip birkaç yılan, tarantula ve akrep avlayıp

임계점에 다다를 때까지 적도가 계속 부풀어 오릅니다.

ekvator bir taşma noktasına ulaşana kadar büyür ve büyür.

바실리 3세의 지배하에 모스크바 대공국은 계속 확장합니다.

Prens III. Vasili döneminde, Moskova toprak ve güç olarak büyümeye devam etti

우리가 만약 계속 걸어온 길을 걷는다면 말이죠.

kurtarılıp kurtarılmayacağımız net değil.

기업들은 플라스틱으로 계속 더 많은 의류를 만들어왔습니다

şirketler plastikten daha fazla kıyafet üretmeye başladı.

이후 10년 동안 터키는 경제적으로 계속 성장했지만

Sonraki on yılda Türkiye ekonomik olarak büyümeye devam etti ancak Erdoğan

우리에게 익숙한 그러한 진전을 계속 이어나가기 위해서는 말입니다.

alıştığımız ilerlemeyi devam ettirebileceğimiz bir bakış açısı.

계속 가겠습니다 엠배라 마을에 거의 다 왔을 겁니다

Sonra devam edeceğiz. Embarra Köyü'ne yaklaşmış olmalıyız.

그 버섯의 냄새와 맛이... 계속... 불쾌하게 입안을 맴돌아요

Ağzıma o mantarımsı tat geliyor. Ağzımda... Kötü bir tat ve koku var.

한동안 계속 타오를 거예요 자, 이제 들어가 보죠

Bu bir süre daha yanmaya devam edecektir. Pekâlâ, içeri girelim.

온갖 생물의 서식처가 될 수 있죠 계속 살펴봅시다

Bunlar bir sürü yaratığa ev sahipliği yapabilirler. Bu yüzden dikkatli olmalıyız.

이렇게 좀 더 큰 돌을 계속 뒤집어 보겠습니다

Bu tür büyükçe taşların altına da bakmaya devam edeceğiz.

우리는 달의 기원을 밝히기 위해 계속 노력하고 있었습니다.

ve Ay'ı nasıl yapacağımızı hâlâ çözmeye çalışıyorduk.

사용자들이 계속 컨텐츠를 호스팅하고 웹사이트를 만들 수 있도록요.

sansürleyeceği içerikleri barındırıp websiteleri yaratmaya devam edebilmeleri

하지만 지금은 계속 이 길을 따라 걸어야만 해요.

"sadece yürümeye devam etmeliyim."

‎이런 곳이 더 보호된다면 ‎아마 계속 늘어날 겁니다

Buna benzer yerler korunabilirse... ...artmaya devam da edebilir.

어떻게 할까요? 잔해를 쫓아 저 방향으로 계속 갈까요?

Ne yapacağız? O yöndeki enkazın izinden mi gideceğiz?

지금도 수용소는 여전히 그곳에 있고 계속 늘어나고 있습니다

Bu arada, kamplar hala orada ve genişliyorlar.

불안장애는 집중하는 것과 일을 계속 유지하는 것을 어렵게 하여,

Odaklanmayı ve çalışmayı sürdürmeyi zorlaştırır

저는 이걸 계속 할 거예요. 아시듯이 진짜 마법을 부린다면

Bunu yapmaya devam ediyorum çünkü bildiğiniz gibi,

송진 기름이 아주 많이 들었습니다 한동안 계속 타오를 거예요

içinde bir sürü reçine yağı var. Ve bir süre daha yanmaya devam edecektir.

북부에 터전을 잡을 수 있었고 그 후로도 계속 살았어요.

Eyaletin kuzeyine bir kez gittim, bir daha da ayrılmadım

우린 계속 얘기를 했고, 전 직업을 잃을 거라고 생각했죠.

bunu aşmıştık, işimi kaybedeceğimi düşündüm

대공 바실리 3세 치세에 모스크바는 영토와 국력이 계속 커졌다.

Moskova, Büyük Prens III. Vasili yönetimi altında genişlemeye ve güçlenmeye devam etti.

그 방향으로 돌아가 계속 잔해를 찾고 싶다면 '다시 시도'를 선택하세요

o yöne dönmek ve enkazı aramaya devam etmek isterseniz "Tekrar Dene"yi seçin.

물론 이러한 실험들이 좀 더 큰 규모에서 같은 결과를 계속 입증해야겠지만

Bu çalışmaların daha büyük çapta tekrarlamaya ihtiyacı var

이런 커다란 돌을 계속 뒤집어 볼 겁니다 이 밑에 뭐가 있을까요?

Bakın, bu büyük taşların altına bakmaya devam edeceğiz. Bunun altındakine bakın.

더 심한 건, 만약 보석을 받은 상태로 감옥에 계속 남아 있다면

Dahası, eğer kefaletle hapiste tutuluyorsanız

‎달이 계속 이울 때 ‎암사자는 가장 어두운 밤을 ‎최대한 이용해야 합니다

Dişi, Ay küçülmeye devam ederken... ...en kara gecelerden en iyi şekilde faydalanmalı.

시위는 계속 커지고 지금까지 약 100명의 사망자와 수천 명의 부상자가 발생했죠

-- eylemler büyüyerek devam etti ve şimdiye dek 100 ölüm ve binlerce yaralanmaya sebep oldu

두 번째는 언제나 계속 앞으로 나아가는 겁니다 긍정적으로 전진하는 거죠 그러고 싶지 않을 때라도요

İkincisi de, sürekli ilerlemeye devam etmek. Canınız istemese bile emin bir şekilde ileriye gitmelisiniz.