Translation of "私にとって" in Turkish

0.030 sec.

Examples of using "私にとって" in a sentence and their turkish translations:

私にとっては特にね

özellikle benim için.

私にとっては インスピレーションの元です

ancak benim için bir nevi ilham kaynağı.

私にとってそれは困難だ。

O, benim için zor.

私にとって200ドルは大金です。

İki yüz dolar bana göre çoktur.

つまり 私にとっては成功です

Bu benim için bir başarıdır.

泳ぐことは私にとって楽しい。

Yüzmeyi eğlenceli bulurum.

彼は私にとって理想の夫です。

O, benim için ideal bir kocadır.

今年は、私にとって重要な年だ。

Bu yıl benim için önemli bir yıldır.

彼女は私にとっていとしい人だ。

O benim için çok değerlidir.

彼は私にとって良い夫なんです。

O bana karşı iyi bir koca.

私にとっては少しおかしいです。

- O bana biraz garip geliyor.
- Bu bana göre biraz garip.

私にとっては どちらも同じでした

Hepsi benim için aynıydı.

それは私にとって意外な話だった。

O benim için bir ilhamdı.

私にとってそれは重要なことです。

O benim için önemli.

これらの問題は私にとって重要だ。

Bu sorunlar benim için önemli.

君の友情は私にとってとても大切だ。

Arkadaşlığın benim için değerli.

泳ぐことは私にとっては簡単である。

Yüzme, benim için kolaydır.

この問題は私にとっては幾分難しい。

Bu sorun benim için bir dereceye kadar zordur.

彼は私にとって父親のような存在だ。

O benim için bir baba gibidir.

私にとって これは白か黒かの問題です

Bence bu konu siyah ya da beyaz.

泳ぐことは私にとっておもしろいです。

Yüzme benim için eğlenceli.

それは、私にとって、どっちでも同じ事だ。

Benim için fark etmez.

その辞書は私にとってとても役に立つ。

Sözlük benim için çok faydalı.

それは私にとってどんな利点があるの?

Onun içinde benim için ne var?

私にとって これは 概ね良い知らせでした

Benim için bu iyi haber.

私にとってゴルフをすることは、簡単ではない。

Golf oynamakta zorluk çekiyorum.

私にとってそれは 火を見るより明らかです

Yapmamız gereken benim için oldukça açık.

成功も失敗も私にとってまったく同じです。

Başarı ya da başarısızlık ikisi de benim için aynıdır.

テレビでサッカーの試合を見るのは私にとって面白い。

- Ben televizyonda futbol izlemekten hoşlanırım.
- TV'de futbol maçı izlemeyi seviyorum.

東京は私にとってもっとも魅力のない街だ。

Tokyo benim için en az ilginç şehirdir.

私にとって彼の要求を断るのは困難だった。

Onun ricasını reddetmem zordu.

これらの話は私にとって非常におもしろい。

Bu hikayeler bana göre çok ilginç.

彼の失敗は私にとって良い教訓になりました。

Onun başarısızlığı bana iyi bir ders öğretti.

私にとってお金が本当に大切だと思いますか。

Paranın benim için gerçekten önemli olduğunu düşünüyor musunuz?

でも 私にとっては ボランティアの人が自分の時間を使って

Ama benim için, zamanından vazgeçip

私にとって 全てが始まった 2010年に遡りましょう

benim için bütün bunların başladığı 2010 yılına götürmeme izin verin.

それは私にとっては 自然を否定することであり

bu da doğa karşıtı demek

私にとってこの本はとても大切なものに思える。

Bu kitap benim için çok önemli görünüyor.

私にとってあなたがくるかどうかは問題でない。

Gelip gelmemen benim için fark etmez.

私にとって彼と語り合うほど楽しいことはない。

Benim için onunla konuşmaktan daha eğlenceli yapacak bir şey yok.

それらはどちらも私にとって満足のいくものです。

Her ikisini de sevmiyorum.

彼の言うことは私にとってまったく重要ではない。

Onun söylediği benim için önemli değil.

私にとって 世界の美しさと 複雑さを撮影することは

Bu dünyanın güzelliğini ve karmaşıklığını fotoğraflamak

なぜなら この素晴らしい動物は 私にとって大事だし

çünkü bu harika hayvanlar benim için çok önemli

私にとって初めての上京はわくわくすることでした。

İlk defa başkente gitmem heyecan vericiydi.

君が来るかどうかは私にとってはどうでもよいことだ。

Gelip gelmemen benim için önemli değil.

あなたが金持ちでも貧乏でも、私にとっては同じ事です。

Zengin ya da fakir olup olmaman benim için hiç fark etmez.

私にとっての「理由」は 再度挑戦してみることにありました

Benim için hayatın anlamı devamlı mücadele etmekti,

しかし今日は 私にとって 問題となっているものではなく

Ama bugün hayatımı zorlaştıran şeylerden konuşmak istemiyorum.

モーツァルトの音楽はいつも私にとって、喜びを与えてくれるものだ。

Mozart'ın müziği her zaman hoşuma gidiyor.

私にとってこの本は、あなたにとっての聖書のような物だ。

İncil senin için neyse bu kitap da benim için odur.

- 英語を話す事は私にとってはとても難しいです。
- 英語を話すことは私にはとても難しいです。
- 私にとって、英語で話すのはとても難しいです。

İngilizce konuşmak benim için zordur.

私にとって日本を一人で旅行することは容易ではありません。

Japonya'da tek başıma seyahat etmem kolay değil.

非常に賢くおとなしいので、この犬は私にとって良い友達です。

Çok zeki ve nazik olduğu için, bu köpek benim için iyi bir arkadaştır.

勉強しにアメリカに行く事が私にとってよいかどうかまだわからない。

Çalışmak için Amerika'ya gidip gitmemenin benim için iyi olduğu yakında belirlenecek.

- 私にとって、これはとても重要です。
- 俺にとっては本当に重要なんだよ。

Bu benim için çok önemli.

あなたの手紙に返事を書くのを忘れたのは私にとって不注意でした。

Mektubuna cevap yazmayı unutmak benim ihmalkarlığımdı.

はじめてスペインに行ったとき、私にとってすべてがわくわくさせるものでした。

İspanya'yı ilk ziyaretimde her şey beni heyecanlandırıyordu.

私にとって子供たちは目の中に入れてもいたくないほどかわいいのです。

Çocuklarım benim için çok değerlidir.

それまで外国にいったことがなかったから、全てが私にとっては珍しかった。

- Daha önce yurt dışına hiç çıkmamıştım, bu yüzden her şey bana tuhaf göründü.
- Daha önce hiç yurt dışına çıkmamıştım, bu yüzden her şey garibime gitti.

- それは私にとってむずかしすぎます。
- 私には難しすぎるよ。
- 私にはハードルが高いな。

Benim için çok zordur.

- 彼の事務所を見つけるのは私にとってたやすい。
- 簡単に彼の事務所が見付かった。

Onun ofisini bulmada zorluk çekmedim.

あなたにとって重要な事かどうかは判らないが、私にとってはとても重要な事です。

Sizin için bilmiyorum ama benim için bu çok çok önemli.

- 私がそうすることはやさしさでした。
- そうすることは、私にとって簡単なことだった。

- Öyle yapmam kolaydı.
- Öyle yapmak benim için kolaydı.

彼の死の知らせに泣きました。 「フランスにとって、そして私にとって、なんという損失でしょう」。

onun ölüm haberiyle ağladı. "Fransa için ve benim için ne büyük bir kayıp".

あなたにはわからないかもしれないけど、あなたは私にとってかけがえのない存在なのよ。

Belki bunu bilmiyorsun, ama kimse senin yerini alamaz.

この金時計は私にとって非常に大切なものだ。母が晩年に形見として私にくれたものだから。

Bu altın saat benim göz bebeğim. Annem onu bana daha sonraki yıllarında hatıra olarak verdi.

- この英語の本は難しすぎて私には読めない。
- この英語の本は私にとって難しすぎて読めない。

Bu İngilizce kitabı okuması benim için çok zor.

- 私は妻が本当に死んだということを認めることができなかった。
- 妻の死という現実は私にとって受け入れがたいものであった。

- Eşimin gerçekten öldüğünü kabullenemezdim.
- Eşimin gerçekten öldüğünü kabullenemedim.

- 私はその計画を実行するのは簡単だ。
- 私にとってその問題を実行するのは簡単である。
- 私がその計画を実行するのは全く簡単だった。

Planı uygulamada zorluk çekmedim.

More Words: