Examples of using "私にとって" in a sentence and their turkish translations:
özellikle benim için.
ancak benim için bir nevi ilham kaynağı.
O, benim için zor.
İki yüz dolar bana göre çoktur.
Bu benim için bir başarıdır.
Yüzmeyi eğlenceli bulurum.
O, benim için ideal bir kocadır.
Bu yıl benim için önemli bir yıldır.
O benim için çok değerlidir.
O bana karşı iyi bir koca.
- O bana biraz garip geliyor.
- Bu bana göre biraz garip.
Hepsi benim için aynıydı.
O benim için bir ilhamdı.
O benim için önemli.
Bu sorunlar benim için önemli.
Arkadaşlığın benim için değerli.
Yüzme, benim için kolaydır.
Bu sorun benim için bir dereceye kadar zordur.
O benim için bir baba gibidir.
Bence bu konu siyah ya da beyaz.
Yüzme benim için eğlenceli.
Benim için fark etmez.
Sözlük benim için çok faydalı.
Onun içinde benim için ne var?
Benim için bu iyi haber.
Golf oynamakta zorluk çekiyorum.
Yapmamız gereken benim için oldukça açık.
Başarı ya da başarısızlık ikisi de benim için aynıdır.
- Ben televizyonda futbol izlemekten hoşlanırım.
- TV'de futbol maçı izlemeyi seviyorum.
Tokyo benim için en az ilginç şehirdir.
Onun ricasını reddetmem zordu.
Bu hikayeler bana göre çok ilginç.
Onun başarısızlığı bana iyi bir ders öğretti.
Paranın benim için gerçekten önemli olduğunu düşünüyor musunuz?
Ama benim için, zamanından vazgeçip
benim için bütün bunların başladığı 2010 yılına götürmeme izin verin.
bu da doğa karşıtı demek
Bu kitap benim için çok önemli görünüyor.
Gelip gelmemen benim için fark etmez.
Benim için onunla konuşmaktan daha eğlenceli yapacak bir şey yok.
Her ikisini de sevmiyorum.
Onun söylediği benim için önemli değil.
Bu dünyanın güzelliğini ve karmaşıklığını fotoğraflamak
çünkü bu harika hayvanlar benim için çok önemli
İlk defa başkente gitmem heyecan vericiydi.
Gelip gelmemen benim için önemli değil.
Zengin ya da fakir olup olmaman benim için hiç fark etmez.
Benim için hayatın anlamı devamlı mücadele etmekti,
Ama bugün hayatımı zorlaştıran şeylerden konuşmak istemiyorum.
Mozart'ın müziği her zaman hoşuma gidiyor.
İncil senin için neyse bu kitap da benim için odur.
İngilizce konuşmak benim için zordur.
Japonya'da tek başıma seyahat etmem kolay değil.
Çok zeki ve nazik olduğu için, bu köpek benim için iyi bir arkadaştır.
Çalışmak için Amerika'ya gidip gitmemenin benim için iyi olduğu yakında belirlenecek.
Bu benim için çok önemli.
Mektubuna cevap yazmayı unutmak benim ihmalkarlığımdı.
İspanya'yı ilk ziyaretimde her şey beni heyecanlandırıyordu.
Çocuklarım benim için çok değerlidir.
- Daha önce yurt dışına hiç çıkmamıştım, bu yüzden her şey bana tuhaf göründü.
- Daha önce hiç yurt dışına çıkmamıştım, bu yüzden her şey garibime gitti.
Benim için çok zordur.
Onun ofisini bulmada zorluk çekmedim.
Sizin için bilmiyorum ama benim için bu çok çok önemli.
- Öyle yapmam kolaydı.
- Öyle yapmak benim için kolaydı.
onun ölüm haberiyle ağladı. "Fransa için ve benim için ne büyük bir kayıp".
Belki bunu bilmiyorsun, ama kimse senin yerini alamaz.
Bu altın saat benim göz bebeğim. Annem onu bana daha sonraki yıllarında hatıra olarak verdi.
Bu İngilizce kitabı okuması benim için çok zor.
- Eşimin gerçekten öldüğünü kabullenemezdim.
- Eşimin gerçekten öldüğünü kabullenemedim.
Planı uygulamada zorluk çekmedim.