Examples of using "嫌だ!" in a sentence and their turkish translations:
O iyi bir ruh hali içerisindeydi.
Keyfim yerindeydi.
O, kötü bir ruh hali içindeydi.
O bugün iyi bir ruh halinde.
Davadan vazgeçemem.
Hayır!
Kendimi geri dönüşü olmadan aşağıda bulmak istemem.
O şu anda çok somurtkan.
O, biraz sarhoştur.
Kırsalda yaşamayı sevmiyorum.
Onu bir daha yakalayamayız, bunu tedavi ettirmem gerek.
Tom benden ödünç para istediğinde bundan hoşlanmıyorum.
Bakın ne diyeceğim, uzun süre yerin altında kalma konusunda pek iyi değilim.
Ödünç vermek ya da ödünç almak istemiyorum.
Tom yorgundu ve kötü durumdaydı.
Peki ya "hayır" dersem?
arkadaşlık eksikliği veya kaybında oluşur.
Oyuncular maçtan sonra çok iyi bir ruh halindeydiler.
Tom'a hayır diyemezsin, değil mi?
Yılın bu zamanında yalnız olmaktan nefret ediyorum.
Otostop yapmayı sevmiyorum.
Noel'de yalnız olmaktan nefret ediyorum.
Jane son birkaç gündür sessiz ve suratsızdı.
Pachinko salonunda çok para yaptıktan sonra Jiro mutlu olurdu.
Karanlıktan sonra eve yalnız yürümeyi sevmem.
- Eski elbiselerle gitmeye utandım.
- Eski elbiselerle gitmeye utanıyordum.
- Eski elbiselerle dışarı çıkmaya utandım.
Tom'un bana gerçekten hayır dediğine inanamıyorum.
İlk başta, ben bunu sevmedim, ama gitgide eğlenceli oldu.
Yaşlıların ruhları kötü havaya rağmen yüksekti.
Bu koku beni bezdiriyor.
Bırak ders çalışmayı, düşünmek için bile bitik durumdaydım.
Ben kızların doğum günü partilerine gitmekten nefret ediyorum; Onlara ne alınır hiç bilmiyorum.
Hiç kimse kendisine gülünmesinden hoşlanmaz.
Ben uzun süre ziyaret etmediğim bir ressamın atölyesini ziyaret ettim. Bu ressam az önce yeni bir model edindi ve çok iyi bir ruh hali içindeydi.
- Onun bu kadar sık olarak evime gelmesinden hoşlanmıyorum.
- Onun evime bu kadar sık gelmesinden hoşlanmıyorum.