Examples of using "Porterò" in a sentence and their turkish translations:
Onları sana getireceğim.
Ben sizi oraya götüreceğim.
Bunu ona götüreceğim.
Onları getireceğim.
Onu sana getireceğim.
Ben seni hastaneye götüreceğim.
Tom'u getireceğim.
Yarın onu sana getireceğim.
Onu içeriye götüreceğim.
Belki onları getireceğim.
Seni Tom'a götüreceğim.
Seni eve götüreceğim.
Seni onlara götüreceğim.
Seni ona götüreceğim.
Seni ona götüreceğim.
Şarabı getireceğim.
Birayı getireceğim.
Bunu Tom'a götüreceğim.
Onları akşam yemeğine götüreceğim.
Onu getireceğim.
Ben onu getireceğim.
Ben yardım getireceğim.
Onu Tom'a götüreceğim.
Ben onları eve getireceğim.
Bunu onlara götüreceğim.
Bunu ona götüreceğim.
Onları Kate'e götüreceğim.
Şimdi onları eve götüreceğim.
Arabayla seni oraya götüreceğim.
Sana yiyecek bir şey getireceğim.
Sana temiz bir bıçak getireceğim.
İsteyen herkesi götüreceğim.
Tom'u eve götüreceğim.
Ben öğle yemeği getireceğim.
Onu hemen getireceğim.
Belki Tom'u getireceğim.
Bunu ona götüreceğim.
Bunu ona götüreceğim.
Belki onu getireceğim.
Belki de onu getiririm.
Şimdi Tom'u eve götüreceğim.
Onu ben götüreceğim.
Onu oraya kendim götüreceğim.
Onu oraya kendim götüreceğim.
Şimdi onu eve götüreceğim.
Şimdi onu eve götüreceğim.
Seni asla tekrar balık tutmaya götürmüyorum.
- Ben seni eve götüreceğim.
- Ben sizi eve götüreceğim.
Sana biraz kahve getireceğim.
Sana bir fincan çay getireceğim.
Bunu eve götürüyorum.
Tom'u eve götüreceğim.
Tom'u akşam yemeğine götüreceğim.
Bunu onlara götüreceğim.
Onu eve götüreceğim.
Onu eve götüreceğim.
Onu akşam yemeğine götüreceğim.
Onu akşam yemeğine götüreceğim.
Partiye kız kardeşimi getireceğim.
Köpeği veterinere götüreceğim.
Onu benimle götüreceğim, tamam mı?
Onu benimle götüreceğim, tamam mı?
Ben onları sağ salim eve götüreceğim.
Ben Tom'a biraz yiyecek alacağım.
Yürüyüş için köpeğimi dışarı çıkaracağım.
Onlara biraz yiyecek götüreceğim.
Ona biraz yiyecek götüreceğim.
Ona biraz yiyecek götüreceğim.
Yağmur yağmadan önce çamaşırı içeri alacağım.
Bu öğleden sonra oğlumu hayvanat bahçesine götürüyorum.
Yağmur yağacağını sanmıyorum, ancak her ihtimale karşı bir şemsiye alacağım.
Partiye gidersem, birkaç şişe şarap alacağım.
Tom'a biraz yemek getireceğim.