Examples of using "Játszik" in a sentence and their turkish translations:
O burada oynuyor.
O gitar çalar.
O, Bach çalar.
O plaj voleybolu oynuyor.
Tom oynuyor.
O iyi oynar.
O, odasında oynuyor.
Tom her zaman video oyunları oynuyor.
O video oyunlarında yetenekli birisi.
O çok iyi oynuyor.
O, piyano çalar mı?
O, bas gitar çalar.
Oyuncaklarıyla oynuyor.
Tom oynamıyor.
Tom benim kedimle oynuyor.
Tom oğluyla oynuyor.
O çok iyi piyano çalar.
- Oğlan piyanoyu çalıyor.
- Oğlan piyanoyu çalar.
Tom da klavsen çalar.
Tom sıklıkla kendi başına oynar.
Bazı çocuklar çimenlerin üzerinde oynuyor.
O sağırmış numarası yapıyor.
Tom bizim kilisede org çalıyor.
O gitar çalar.
Kız oyuncak bebeğiyle oynuyor.
Tom piyano çalar.
Tom tekrar kumar oynuyor.
Tom senin oğlunla oynuyor.
Bu gece benim grubum çalıyor.
Yaklaşık senin yaşında bazı çocuklar orada oynuyorlar.
Bill genellikle tek başına oyuncakları ile oynar.
Kız tek başına her şeyi çalmaya alışkın.
Senin arkadaşlarından biri gitar çalar mı?
Tom artık oyuncaklarıyla oynamıyor.
Tom'un trompet çaldığını bilmiyordum.
Tom gitar çalmada gerçekten iyi.
Yarın Devler ve Ejderhalar oynuyor.
- Bütün gün oynamaktan başka bir şey yapmaz.
- Bütün gün oyun oynamaktan başka hiçbir şey yapmaz.
Şans hayatta önemli bir rol oynar.
Yeryüzünde 2,3 milyar insan video oyunları oynuyor.
Bob sadece gitar değil aynı zamanda flüt de çalar.
TV günlük yaşamda önemli bir rol oynar.
Tom bizim takımımızda mı?
Mary hala bebeklerle oynuyor.
Bu, aslında... Yoksulluğun önemli olmadığı anlamına mı geliyor?
Buradaysa oldukça antisosyal bir hayvan balıklarla oyun oynuyor.
Tom pencereden dışarı baktı ve Mary'nin köpeğiyle oynadığını gördü.
"Balıklarla oyun oynuyor." diye düşünmeden edemedim. Oyun oynama, sosyal hayvanlarda sıkça görülür.