Examples of using "Müsste" in a sentence and their turkish translations:
Otobüs yakında geliyor olmalı.
O kızgın olmalı.
Bu, işi bitirmeli.
Bu basit olmalı.
O işimizi görmeli.
Tom'un öfkeli olması gerekir.
Otobüs yakında geliyor olmalı.
Neredeyse onun buraya gelme zamanı.
Tom birazdan burada olmalı.
Kıskanç olmalı mıyım?
Tom şimdiye kadar orada olmalı.
O çoktan varmış olmalıydı.
Tom şimdi yorgun olmalı.
Öldüğümü düşündüm.
Tom yakında burada olacak.
O, yakında burada olmalı.
Onun birazdan burada olması gerekir.
Çimin biçilmesi lazım.
Tom şimdiye kadar burada olmalıydı.
İlk harf büyük yazılmalı.
John şimdi herhangi bir anda burada olmalı.
- Evin boyanılmalı.
- Evinin boyanması gerek.
Erken kalkma alışkanlığını kazanmalısın.
Birkaç kilo kaybetmem gerekiyor.
Tom hâlâ kütüphanede olmalı.
Şimdi uyumak zorunda olduğumu biliyorum.
Tom artık otuz civarında olmalı.
Tom'a ödevinde yardım etmeliyim.
Korkacak bir şey yok.
- Onun istifa etmesi için bir neden yok.
- Onun istifa etmesi için bir sebep yok.
Tom çalışması gerektiği kadar çok çalışmaz.
Lisa'nın odası yeniden temizlenmeli.
Tom 2.30'a kadar orada olmalı.
Hayır deseydim yalan söylüyor olurdum.
Artık korkacak bir şey yok.
Bunu dene. Bu sana uymalı.
Boyanması gereken bir evim var.
Yapmak zorunda olmasam bunu yapmam.
Tanrı olmasa onu icat etmek zorunda kalırız.
Sana anlatırsam seni öldürmek zorunda kalırım.
Tom şu anki yaşında daha iyisini bilmeli.
Tom'un gelecek hafta Boston'a gitmesi bekleniyor.
Tom utanılacak bir şey yapmadı.
Tom'a yardım ettirmenin ne kadar süreceğini merak ediyorum.
Bu açık olmalı ama görünüşe göre değil.
Görünmez olsam, giyinmek zorunda olmam.
Keşke Tom ev işine yardım etmek zorunda olmasa.
Tom'un benim için çeviri yapmak zorunda olduğunu düşünmesini istemiyorum.
Tom saç tıraşı olmak için gitti ama yakında geri dönmeli.
Seni sevdiğimi söyleseydim yalan söylüyor olurdum.
Cehalet mutluluksa, daha fazla mutlu insanlar olmalı.
Hakkında konuşacağımız bir şey olmalı.
O şimdi orada olmalı çünkü o bir saat önce gitti.
Tom burada olsa köpeği beslemek zorunda olmam.
Tutumunu tek kelimeyle özetleyecek olsaydım, bu küstahlık olurdu.
Böylesine büyük bir aileye bakmak zorunda olacağımı asla düşünmemiştim.
Ama kayda değer bir enerji almak için bundan çok fazla miktarda yemem lazım.
İki uzay aracını kenetlemek ve çıkarmak için NASA'nın yeni pilotlama teknikleri icat etmesi ve bunları kusursuz bir şekilde
Onu destekleyecek bir ailesi yok.
Korkacak bir şey yok.
- Gerçekten ofisime dönmem icap ediyor.
- Gerçekten ofisime dönmem gerekiyor.
Pasta şimdi fırında ve yaklaşık on dakika içinde dışarı çıkmaya hazır olmalı.
Seninle ilişkiyi bitirseydim, seninle tekrar görüşmek zorunda kalmayacağımı sandım.
Böyle pahalı bir şarap olduğu için, gerçekten bundan daha iyi tadı olmalı.
Ne kadar süredir Fransızca çalıştığım göz önüne alındığında onu daha iyi konuşabilmeliyim.
Şöyle ki bunlardan çok enerji alabilmem için avuç avuç toplamam gerekiyor.
Tom bunu görmek istiyor.
Tom on beş dakika içerisinde burada olmalı.
Ülkeler oraya gittiğinde ilk duyduğun kelimelerle isimlendirilse, İngiltere'ye Damn it denilmek zorunda olacaktı.
Altı yaşında o, daktiloyu kullanmayı öğrendi ve öğretmenine el ile yazmayı öğrenmesine gerek kalmadığını söyledi.
Japoncam için faydalı olacak güzel bir yazı hazırlamaya çalıştım, ama öğretmenim yazıda epey yanlışlar olduğunu ve yeni baştan yazmam gerektiğini söyledi.