Examples of using "Besuchte" in a sentence and their turkish translations:
Dün Tom'u ziyaret ettim.
Tom'u görmeye gittim.
Tom, Mary'yi ziyaret etti.
O, Boston'u ziyaret etti.
Tom, Boston'u ziyaret etti.
Boston'u ziyaret etti.
Mary Boston'u ziyaret etti.
Boston'u ziyaret ettim.
- Perry 1853 yılında Uraga'yı ziyaret etti.
- Perry 1853'te Uraga'yı ziyaret etti.
Konsere gittim.
O, bir arkadaşını ziyaret etti.
Tom dört tane ülkeyi ziyaret etti.
Tom bir arkadaşını ziyaret etti.
O onunla birlikte hayvanat bahçesini ziyaret etti.
Helen, geçen sene Japonya'ya geldi.
Derslerimi düzenli bir şekilde takip ettim.
Boston'da Tom'u ziyaret ettim.
Tom geçen yıl Boston'u ziyaret etti.
Genç bir bayan onu görmeye geldi.
Tom özel erkek okuluna gitti.
Tom geçen ay Boston'u ziyaret etti.
Üniversitede okudum ve aslında düz üniversiteydi.
Hapishanede kocasını ziyaret etti.
Tom'la bir konsere gittim.
Mary cezaevindeki kocasını ziyaret etti.
O New England'da yatılı okula gitti.
Bu evi birkaç kere ziyaret etti.
O onu yılda bir kez ziyaret etti.
Babam hastanedeki amcamı ziyaret etti.
O kimseyi ziyaret etmedi.
Amca ve teyzesini ziyaret etti.
Onun derslerine katıldım ve resim yapmayı öğrendim.
Başkan olduğu zaman Japonya'yı ziyaret etti.
Bir yıl sonra, Sovyetler Birliği'ni ziyaret etti.
Bazen Tom eski dostlarıyla görüşmeye geliyordu.
Geçen yaz babamın doğduğu yeri ziyaret ettim.
Günaşırı onu hastanede görmeye gitti.
Tom gezi turuna gitti.
Ziyaret ettiğim adam Bay Doi'ydi.
Kendisini ziyaret ettiğimde, Milo oturma odasındaydı.
Boston'dayken Tom'u ziyaret ettim.
O sadece Kyoto'yu değil fakat aynı zamanda da Nara'yı ziyaret etti.
Ben, onun beklenmedik ziyaretinden mutlu oldum.
1499 yılında Güney Amerika kıyısını ziyaret etti.
- Ara sıra oğlum beni ziyarete geliyordu.
- Oğlum zaman zaman beni görmeye gelirdi.
Kızım zaman zaman beni görmeye geldi.
Tom piyanoları akort etmeyi öğrenmek için okula gitti.
onu ilk ziyarete gidenlerden biri de Fatih Portakal'dı
Tom yatılı okula gitti.
Osaka'da yaşayan amcam/dayım dün bizi ziyaret etti.
O, zaman zaman beni ziyaret etti.
Onu ziyaret ettiğimde kitap okumaya dalmıştı.
Müzeyi ilk ziyaretimdi.
O beni ziyaret ettiği zaman ödevimi yeni bitirmiştim.
Tom kırık bir kemikle hastanede olan Mary'yi ziyaret etti.
Sağanak yağışa rağmen hastanedeki dostunu ziyaret etti.
On yıldır ilk defa memleketini ziyaret etti.
Napolyon sürgünden döndüğünde, Suchet onunla Paris'te buluşmaya gitti.
Pazar hariç her gün yaşlı adamı hastanede ziyaret etti.
Ben onu ziyaret ettiğimde büyükannem bir haftadır hastaydı.
Londra'dayken British Museum'u ziyaret etti.
Onu Almanya'da ziyaret ettim.
Kraliçe müzeyi ziyaret etti.
Uri Avnery, Yaser Arafat'ı ilk kez 1982 yılında ziyaret etti.
Gezdiğim bütün ülkeler arasında en çok Avustralya'yı beğendim.
Boston geçen yıl ziyaret ettiğim şehirlerden sadece biri.
Onu ziyaret ettiğimde o bir haftadır hastaydı.
Müzeyi ziyaret etmedim.
Onu görmeye isteksiz olarak gitti.
Dün teyzem beni ziyaret etti.
O, onu 20 Ekimde ziyaret etti.
O, yaz okuluna devam ederken nehrin yanındaki bir çadırda yaşadı.
Mariner 10, Merkür'ü ziyaret eden ilk uzay sondasıydı. Aynı zamanda, iki gezegeni -Venüs ve Merkür- ziyaret eden ilk sondaydı.
Uzun süre önce Paris'i ziyaret ettim.
Adayı her ziyaret edişimde, doğanın güzelliğinden etkilendim.
Tom, Moskova'daki kız arkadaşını ziyaret ettiğinde pasaportunu ve bütün kredi kartlarını kaybetti.
Dünya'dan Mars'ı ziyaret eden ilk uzay aracı 1965 yılında Mariner 4'tü.
Mary ilköğretime gitti fakat Tom liseye gitti.
Tom bir tek gün bile kaçırmadan ya da hiç geç kalmadan üç yıl liseye devam etti.
Bu yaz doğduğum yeri ziyaret ettiğimde, şehri on yıl öncekinden farklı buldum.