Examples of using "Löydettiin" in a sentence and their turkish translations:
Bıçakta parmak izlerin bulundu.
Tabancada parmak izlerin bulundu.
Kuzey Denizi'nde petrol bulundu.
Paolo ölü bulundu.
Mary bir sokakta ölü bulundu.
Tom ara sokakta ölü bulundu.
Tom'un ellerinde barut izi bulundu.
Bu metal sadece sertleştirildi.
O, mutfak zemininde baygın bulundu.
Tom'un cesedi ıssız bir yolda bulundu.
Tom restoranın arkasındaki sokakta ölü bulundu.
Ne bulduğumuza bak!