Translation of "”ne" in Turkish

0.014 sec.

Examples of using "”ne" in a sentence and their turkish translations:

Ne ovat hauraita. Ne sairastuvat.

Narinler. Hastalanıyorlar.

Ne liikkeet -

Tüm o hareketler üzerinde

- Saisinko minä ne yksittäispakattuina?
- Saisinko ne yksittäispakattuina?

Onları ayrı ayrı sarar mısınız?

- Ne ovat ilon kyyneliä.
- Ne ovat ilon kyyneleitä.
- Ne on ilon kyyneliä.

Onlar sevinç gözyaşları.

- Ne hyväksyvät.
- He hyväksyvät.
- He arvostavat.
- Ne arvostavat.

Onlar onaylar.

- Pysäytä heidät.
- Pysäyttäkää heidät.
- Pysäytä ne.
- Pysäyttäkää ne.

Onları durdur.

- Ne ovat ilon kyyneliä.
- Ne ovat ilon kyyneleitä.

Onlar sevinç gözyaşlarıdır.

Jätämme ne näin.

Bakın, onları böyle bırakacağız.

Ne ovat kaikki -

Şunlara bakın...

Virta vei ne.

Akıntıya kapıldılar.

Ja syön ne?

bunları mı yesem?

Ne hidastavat ajatteluani.

Düşünme hızımı çok yavaşlatıyorlar.

Ne ovat syötäviä.

Ve bunları yiyebilirsiniz.

Ne muodostavat kaivosjärviä.

ve çukur gölü dediğimiz şeyi oluşturabilir.

Käännetään ne varovasti.

Bunları çevirirken çok dikkatli olmalıyız.

Ne tuntuvat hyvältä.

Gerçekten iyi hissettirir.

Ne hohtavat pimeässä -

Karanlıkta ışıyorlar.

Ne hohtavat kuunvalossa.

Ay ışığında ışıyorlar.

Ne lähtevät liikkeelle.

...harekete geçiyorlar.

Ne tunkeutuvat rakennuksiin -

Binalara sızıyor.

Ne kuhisevat elämää.

Hayat doludurlar.

Ne peittävät kuun.

Ay'ın önünü kapatıyorlar.

Ne hyödyntävät valoja.

Işıklardan faydalanıyorlar.

Ne päästävät varoituksen.

Erken uyarı borusu ötüyor.

Ne tyhjennettäisiin avaimella.

Boşaltmak için de bir düğmesi oldu mu tamamdır.

Ne kestävät ikuisesti.

Hiç solmuyorlar.

Ne ovat valtiollisia.

basbayağı devlet örgütü.

Kenelle lähetät ne?

Kime vereceksin?

Missä leivoit ne?

Onları nerede pişirdin?

Missä hukutit ne?

Onları nerede boğdun?

Ne ovat ihania.

Onlar harika.

Ne ovat eläimiä.

Onlar hayvanlar.

Ne ovat kertakäyttöisiä.

Onlar tek kullanımlık.

Ne maksavat liikaa.

Onlar çok pahalıya mal oldu.

Tein ne itse.

Ben onları kendim yaptım.

Meillä on ne.

Onlara sahibiz.

Keitä ne perunat.

Bu patatesleri kaynatın.

Halusin lukea ne.

Onları okumak istedim.

Jos ne selviävät kevääseen, ne ovat valmiita jatkamaan yksikseen.

Bahara sağ çıkarlarsa tek başlarına yaşamaya hazır olacaklar.

- Ne ovat minun isoisäni kirjat.
- Ne ovat isoisäni kirjoja.

Onlar dedemin kitapları.

- Ne toimivat nyt.
- He juoksevat nyt.
- Ne juoksevat nyt.

- Onlar şimdi çalıştırıyorlar.
- Onlar şimdi koşuyor.
- Şimdi koşuyorlar.
- Onlar şimdi işletiyorlar.

Ne metsästävät ja elävät laumoissa, ja ne ovat hurjia vastustajia.

Sürüler hâlinde avlanır ve yaşarlar. Çok tehlikeli rakiplerdir.

Meidän tulisi vallata ne markkinat, tutustua niihin ja organisoida ne.

piyasada hâkim olmaya çalışmalı, onu tanıyıp düzenlemeliyiz

Se keksi nostaa ne imukupeillaan - ja heittää ne ulos pesästään.

ve onları vantuzlarıyla kaldırıp nazikçe yuvasından atmaya başladı.

- Sinetöikää ovet.
- Sinetöikää ne ovet.
- Sinetöi ovet.
- Sinetöi ne ovet.

Kapıları kapat.

- Ei. Ne ovat liian pienet.
- Ei. Ne ovat liian pieniä.

Hayır. Onlar çok küçükler.

Mutta mistä me saamme ne lauseet? Miten me käännämme ne?

Ama bu cümleleri nerede buluruz? Ve onları nasıl çeviririz?

Sitten asetan ne paikalleen.

Sonra da içeri sokalım.

Tiedän, mistä ne johtuvat.

Ne olduğunu çok iyi biliyorum.

Ne aiheuttavat pahan ihottuman.

çok fena kaşıntıya ve kızarıklığa neden olur.

Ne ovat pistäviä karvoja.

Bunlara kaşındırma tüyleri denir.

Ne voivat tappaa gepardin.

Çitayı bile öldürür.

Ne laiduntavat vain öisin.

Sadece geceleri otlamaya çıkarlar.

Ne ovat pelottava joukko.

Beraber, göz korkutucu bir kalabalık oluşturuyorlar.

Se voi tappaa ne.

...onları öldürebilir.

Mutta öisin - ne liikkuvat.

Ama geceleri... ...hareket hâlindedirler.

Ne eivät lakkaa kasvamasta.

Sürekli uzayan dişler.

Päivisin ne näyttävät harmittomilta.

Gündüzleri zararsız görünürler.

Luonnossa ne nukkuvat puunkoloissa.

Vahşi doğada ağaç kovuklarına tünerler.

Kun ne ovat täynnä,

İyice doyduklarında da...

Ne katoavat kuin aaveet.

...hayalet misali kaybolurlar.

Ne saavat myös apua.

Destek de görüyorlar tabii.

Ne aistivat leijonien vaanivan,

Aslanların etrafta olduğunu sezebiliyorlar.

Hämmennyksen vallitessa ne hajaantuvat.

Karmaşada dağılıyorlar.

Ne toivottavat päivän tervetulleeksi.

Günün gelişini selamlarlar.

Ne tarvitsevat älykästä kasvatusta.

Çok zekice bir tarıma ihtiyaç duyuyorlar.

Ne pakottavat ihmisen tarkkailemaan.

Seni gözlem yapmaya zorlarlar.

Ne myydään korkeaan hintaan.

Bunlar iyi fiyata satılıyor.

Ne on vaikea yhdistää.

Bunları bağdaştırmak zor.

Ne eivät ole puolueettomia.

ki bunlar hiç de sivil değil,

Ne ovat kaikki rikki.

Evet, hem de her biri.

Ne ovat hyvin aggressiivisia.

Ve çok agresifler.

Ne ovat kuolettavia mustekalanmetsästäjiä.

Yani hepsi ölümcül birer ahtapot avcısı.

Ne voivat kasvattaa sarvet.

Kafalarında boynuz çıkarabiliyorlar.

Mistä ne ovat tehtyjä?

Onlar neyden yapılmıştır?

Kuinka pitkiä ne ovat?

Onlar ne uzunlukta?

Mihin sinä ne kastelit?

Onları nerede ıslattın?

- He hymyilevät.
- Ne hymyilevät.

Onlar gülümsüyor.

- He peruivat.
- Ne peruivat.

Onlar iptal etti.

- He paloivat.
- Ne paloivat.

Onlar yandı.

- Pidä ne.
- Pidä hyvänäsi.

Onları tut.

Pestyäni tiskit, kuivaan ne.

Bulaşıkları temizledikten sonra, ben onları durularım.

Ne olivat pienet häät.

O küçük bir düğündü.

Haluan nähdä ne kaikki.

Onların hepsini görmek istiyorum.

Ne ovat sinun, Tom.

Onlar seninki, Tom.

Ne eivät olleet juhlat.

O bir parti değildi.

Onko tässä ne kaikki?

Bu onların hepsi mi?

Minulla on ne kaikki.

Onların hepsi benim.

Ne eivät ole laittomia.

Onlar yasa dışı değil.

Ne ovat melko uusia.

Onlar oldukça yeni.

Ne ovat melko turvallisia.

Onlar oldukça güvenli.

Ne ovat melko tärkeitä.

Onlar oldukça önemli.

Ne ovat todella isoja.

Onlar gerçekten büyük.

Ne ovat todella harmittomia.

Onlar gerçekten zararsız.

Ne ovat liian vaarallisia.

Çok tehlikeliler.

Ne ovat nyt hyödyttömiä.

Onlar şu anda işe yaramaz.

Ne ovat tosi hyviä.

Onlar çok iyi.

Ne ovat todella hyödyllisiä.

Onlar çok yararlı.