Examples of using "он" in a sentence and their turkish translations:
O aptaldır.
O sıskadır.
O bir yalancı.
Kaçtı.
O bir cinsiyetçi.
O insafa geldi.
O denedi.
O bir mankafa.
O güldü.
O, hastadır.
Korkuyor.
O doktor mu?
O, fakir olduğunu söyledi.
O ağlamaya başladı.
- O yiyor.
- O yemek yiyor.
O hatalıydı.
O kilo aldı.
- O yalan söylüyor.
- O, yalan söylüyor.
Yapacağına inanıyor
- O sarhoş.
- O sarhoştur.
O sosyal değildir.
O bir yeşilaycı.
O hile yapıyordu.
- O çalışıyor.
- Ders çalışıyor.
O sinirlendi.
O, bir kadın düşmanıdır.
O numara yapıyor.
O genç.
- O bir yoga sofusu.
- O bir yogi.
O bir pislik.
O kayboldu.
O bir inektir.
O onu atlatacak.
O bir pasaklı.
O kıkır kıkır güldü.
O kıskançtır.
- O, hasta.
- O hasta.
- O, ayağa kalktı.
- Ayağa kalktı.
O kendini yıkıyor.
- O akıllı.
- O akıllıdır.
O doktor mu?
O yalnızdır.
O geriye baktı.
O üşüttü.
Yaşlanıyordu.
O evsiz.
- O öldü mü?
- Öldü mü?
- Ölmüş mü?
O pes etti.
- O yalan söylüyor.
- Yalan söylüyor.
Geliyor.
O konuştu.
O bir dalkavuk.
O bir tembel.
O sevimlidir.
O bir kaleci.
O, zekidir.
O kazanacak.
O bir öğrencidir.
O girişimci.
O, ağlıyordu.
O çirkin.
O fakirdir.
O inatçıydı.
Hangisini seçecek?
O onu onardı.
O, soğuk algınlığına yakalandı.
O, kestirmeden gitti.
O ağlamaya başladı.
İşte o!
Açıklamadı.
O çok ürkek.
- Çok kızgınım.
- Çok kızgın.
Sadece ve sadece o gitmeli.
O birini istiyor.
O senin öğretmenin mi?
O, bir hizmetçi çalıştırıyor.
O bize yalan söyledi.
O gitmiyor.
O iyi bir delikanlı.
O kim olduğunu sana söylemedi mi?
O, oraya gitti.
O zengin değil, ama mutlu.
O, hırsız olduğunu inkar etti.
O, onun hatalı olduğunu anladı.
O, şarkı söylemeye başladı.
O depresyondadır.
O bir Amerikalı değil ama bir İngilizdir.
O umutsuz bir vaka.
O mahkum ama masum.
Boğazını temizledi.
O kötü bir adam.
- O, bir öğrencidir.
- O, öğrencidir.
O bir servet adamı.