Examples of using "雨が降って" in a sentence and their turkish translations:
- Hava yağmurlu.
- Yağmur yağıyor.
Yağmur yağıyordu.
Şimdi yağmur yağıyor.
Yağmur yağmaya başlamıştı.
Hâlâ yağmur yağıyor.
Yağmur yağmıyor.
Dün yağmur yağıyor muydu?
Dün gece yağmur yağıyordu.
Sessizce yağmur yağıyordu.
İnce yağmur yağıyordu.
Sabahtan beri yağmur yağıyor.
- Bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor.
- Bardaktan boşalırcasına yağmur yağıyor.
Şimdi Boston'da yağmur yağıyor mu?
Dünden beri yağmur yağıyor.
Muhtemelen yakında yağmur yağacak.
Burada son birkaç gün sel gibi yağmur yağdı.
Yağmur yağıyordu ve oyun iptal edildi.
Yağmur iyi ve şiddetli yağıyordu.
Osaka'da şiddetli yağmur yağıyordu.
Bu gece şiddetli yağmur yağıyor.
Dün bütün gün yağmur yağdı.
Yine yağmur yağıyor!
Yağmur yağdığı için evde kaldım.
Kısa sürede soğuk yağmur indi.
Son üç aydır hiç yağmur yok.
Boston'da yağmur yağıyor muydu?
Yağmur yağıyordu fakat o dışarı gitti.
Yağmur yağmasına rağmen dışarı çıktım.
Yağmur yağsa bile gideceğim.
Dışarı çıkar çıkmaz yağmur yağmaya başladı.
Yağmur yağdığı için bir taksiye bindim.
Mademki yağmur yağıyor, evde kalsan daha iyi olur.
Yağmur yağıyor ama dışarı çıkmak istiyorum.
Yağmur yağsa bile, başlayacağım.
- Eğer yarın yağmur yağarsa, evde oturacağım.
- Yarın yağmur yağarsa, evde kalacağım.
- Bir taksi çağırdım çünkü yağmur yağıyordu.
- Yağmur yağdığı için taksiye bindim.
Ben vardığımda, yağmur yağıyordu.
Üç gündür devamlı yağmur yağıyor.
Biz vardığımızda yağmur yağıyordu.
Bu sabah otobüse bindiğimde yağmur yağıyordu.
Aniden yağmur yağmaya başladı.
Yağmur yağıyor. Yollar ıslak.
Yağmur yağıyorsa bu gece dışarı çıkmam.
Yağmur yağmasına rağmen futbol oynadık.
Bütün öğleden sonra boyunca yağmur yağdı.
Bu sabah kalktığımda, yağmur yağıyordu.
Şikago çevresinde yağmur yağıyordu.
Rugby yağmurdan dolayı hiç iptal edilmeyen bir spordur.
Yağmur yağsa bile oyun oynanacak
Yağmur yağdığı için evde kaldım.
Son iki haftadır burada yağmur yok.
Düne kadar bir hafta boyunca yağmur yağıyordu.
Tom, yağmur yağdığı için evde kaldı.
Yağmur yağdı ve kamp sona erdi,
Geçen perşembeden beri yağmur yağıyor.
Yağmur yağmaya başladığında biz başlamak üzereydik.
Yağmur yağmasa balık tutmaya giderim.
Yağmur yağdığı için Catherine içerde kaldı.
Yağmur yağdığı için bir taksiye bindim.
Yağmur yağmasına rağmen, dışarı çıktı.
Yağmur yağsa bile oraya gideceğim.
Futbol maçı yağmur yağsa bile oynanacak.
Aniden yağmur yağmaya başladı.
Aniden yağmur yağmaya başladı.
Yağmur yağmasına rağmen dışarı çıkmak zorundaydım.
Yağmur yağdığı için evde kalsan iyi olur.
Yağmur yağsa bile gitmek zorundayım.
Yağmur yağmaya başladı bu yüzden arkadaşımın şemsiyesinin altına geçtim.
Yarın bu saatte yağmur yağıyor olacak.
Yağmur yağsa bile, hiç umurumda değil.
Yarın yağmur yağıyor olup olmayacağını söyleyemem.
Dün yağmur yağıyordu.
Yağmur yağsa bile, yarın sabah erkenden başlıyorum.
Yağmur yağarken bu caddeyi geçmekten kaçının.
Hava yağmurlu olduğundan dolayı, beyzbol oyunu iptal edilmişti.
Yağmur yağsa bile oyun oynanacak.
Onlar dün tenis oynamadılar, çünkü yağmur yağdı.
Gökyüzüne bakılırsa yakında yağmur yağacak.
Rüzgar yağmura eşlik etti.
Yarın yağmur yağsa bile gideceğim.
Yağmur yağdıktan ve zemin nemlendikten sonra yabani otları çekmek daha kolaydır.
Yağmur yağdığı için hava bu akşam daha erken kararacak.
Dün bütün gün yağmur yağdı.
Bütün gün çok yağmur yağdı.