Examples of using "見せて。" in a sentence and their turkish translations:
- Onu görmeme izin ver.
- Şunu görmeme izin ver.
Bana göster.
- Bana ellerini göster.
- Bana ellerinizi gösterin.
Bir göz atayım.
Sana göstereceğim.
Onu bana göster.
Lütfen bana başka bir tane daha gösterin.
Ona bir bakayım.
Bana başka birini göster.
Onları bana göster.
Göz atmama izin ver.
Listeyi görmeme izin ver.
Pasaportunuzu görebilir miyim, lütfen?
Bana o kravatı gösterir misin?
Notlarına bakmama izin verir misin?
Senin pasaportunu görebilir miyim?
Şarap listesini görebilir miyim?
Pasaport, lütfen.
Lütfen bana TV rehberini göster.
O resmi bana gösterebilir misin?
- Bana bir tane daha gösterir misin?
- Başka bir tane gösterebilir misin?
Bana pasaportunuzu gösterir misiniz, lütfen?
Lütfen bana ehliyetini göster.
Dilini dışarı çıkar.
Bana pasaportunu göster.
Lütfen yarayı gösterin.
Lütfen onu bana tekrar göster.
O, bana yeni arabasını gösterdi.
Lütfen yara izini gösterin.
Şu bluzu görebilir miyim lütfen?
Onu bana göster.
Bana fotoğrafı göster.
Lütfen biletini göster.
Lütfen onu bana göster.
Bana ücretlerinin bir listesini göster, lütfen.
Ben bunu görebilir miyim?
Bir bakayım.
O, bana odasını gösterdi.
Lütfen bana çantanızı gösterin.
Şu fotoğraflara bir göz atayım.
Reçetenizi görmeme izin verin.
Bana başka bir çanta göster.
Bana bu çantayı gösterir misin?
Lütfen bana fotoğraf albümünü gösterir misin?
Carl bana altın madalya gösterdi.
Sürücü belgenizi görebilir miyim?
Lütfen bana bu kitabı göster.
Ben size onu göstermek istedim.
Bagaj kartını görebilir miyim?
Bana fotoğraf albümünü gösterdi.
Biletinize bakabilir miyim?
Bana başka bir saat göster.
Lütfen bana başka bir tane daha gösterir misiniz?
Lütfen bana resmini göster.
Bana bir kez daha gösterebilir misiniz?
Bir göz atalım.
Bana bugünkü gazeteyi göster.
Onu kontrol edeyim.
Lütfen bana kısa kollu bir şey göster.
Bana albümünü gösterir misin?
Bana yeni arabasını gösterdi.
Pasaportunu görebilir miyim?
Damon bana pul albümünü gösterdi.
(Şarkı söylüyor) Sana dünyayı gösterebilirim --
Sürücü belgenizi görebilir miyim, efendim?
Lütfen bir menü görebilir miyim?
Mary mektubu bana gösterdi.
Lütfen bana yeşil gömleği gösterin.
Bana başka bir tane gösterebilir misiniz, lütfen?
Ben odayı görebilir miyim lütfen?
Bana daha iyi bir tane göster.
Lütfen bana defterini göster.
- Lütfen yaralı kolunu bana göster.
- Lütfen bana yaralı kolunu göster.
O, bana albümünü gösterdi.
Bana fotoğrafları göster lütfen.
O, bana albümünü gösterdi.
Lütfen bana o eteği gösterir misin?
Lütfen bize resimlerinizi gösterin.
O bana albümünü gösterdi.
Bana başkalarını da gösterin.
Resme bakmama izin verin.
Bana resmi gösterir misin?