Translation of "見せて。" in Turkish

0.014 sec.

Examples of using "見せて。" in a sentence and their turkish translations:

- それを見せて。
- それ見せて。
- それ、見せてよ。

- Onu görmeme izin ver.
- Şunu görmeme izin ver.

- 見せて。
- ちょっと見せて。

Bana göster.

- 手を見せて。
- 手を見せてごらん。

- Bana ellerini göster.
- Bana ellerinizi gösterin.

見せてくれ。

Bir göz atayım.

見せてあげる。

Sana göstereceğim.

それを見せて。

Onu bana göster.

- 別の物を見せて下さい。
- 別のを見せて下さい。
- もう一つ別の物を見せて下さい。
- ほかのを見せてください。

Lütfen bana başka bir tane daha gösterin.

- ちょっと見せて下さい。
- それ、ちょっと見せて。

Ona bir bakayım.

- 別の物を見せて下さい。
- 別のを見せて下さい。

Bana başka birini göster.

俺に見せてくれ。

Onları bana göster.

ちょっと見せて。

Göz atmama izin ver.

そのリストを見せて。

Listeyi görmeme izin ver.

- パスポートを見せて頂けますか。
- パスポートを見せてもらえますか。

Pasaportunuzu görebilir miyim, lütfen?

- ネクタイを見せて下さい。
- あのネクタイを見せてもらえますか?

Bana o kravatı gösterir misin?

- ノートを見せてくれないか。
- ノートを見せてもらえないかな?

Notlarına bakmama izin verir misin?

- パスポートを見せてくれませんか?
- パスポートを見せてもらえますか。

Senin pasaportunu görebilir miyim?

ワインリストを見せて下さい。

Şarap listesini görebilir miyim?

パスポートを見せて下さい。

Pasaport, lütfen.

テレビガイドを見せて下さい。

Lütfen bana TV rehberini göster.

写真見せてくれる?

O resmi bana gösterebilir misin?

- 他のを見せてください。
- 他のを見せていただけますか。

- Bana bir tane daha gösterir misin?
- Başka bir tane gösterebilir misin?

- パスポートを私に見せてくれませんか。
- パスポートを見せてくれませんか。

Bana pasaportunuzu gösterir misiniz, lütfen?

- 免許証を見せてください。
- 運転免許証を見せてください。

Lütfen bana ehliyetini göster.

舌を見せてください。

Dilini dışarı çıkar.

パスポートを見せてください。

Bana pasaportunu göster.

傷を見せてください。

Lütfen yarayı gösterin.

- もう一度それを見せてください。
- もう一度見せてください。

Lütfen onu bana tekrar göster.

- 彼女は新車を見せてくれた。
- 彼女は新しい車を見せてくれた。

O, bana yeni arabasını gösterdi.

傷口を見せてください。

Lütfen yara izini gösterin.

そのブラウスを見せて下さい。

Şu bluzu görebilir miyim lütfen?

- 見せてくれ。
- 見してくれ。

Onu bana göster.

- 写真見せて。
- 写真見して。

Bana fotoğrafı göster.

切符を見せてください。

Lütfen biletini göster.

あれを見せてください。

Lütfen onu bana göster.

料金表を見せて下さい。

Bana ücretlerinin bir listesini göster, lütfen.

これを見せてください。

Ben bunu görebilir miyim?

- えっと。
- 見せて。
- どれどれ。

Bir bakayım.

- 彼女は僕に部屋を見せてくれた。
- 彼女は私に部屋を見せてくれた。

O, bana odasını gösterdi.

バッグを私に見せてください。

Lütfen bana çantanızı gösterin.

その写真を見せて下さい。

Şu fotoğraflara bir göz atayım.

処方箋を見せてください。

Reçetenizi görmeme izin verin.

別の鞄を見せてください。

Bana başka bir çanta göster.

このバッグを見せてください。

Bana bu çantayı gösterir misin?

アルバムを見せてくれませんか。

Lütfen bana fotoğraf albümünü gösterir misin?

カールは金メダルを見せてくれた。

Carl bana altın madalya gösterdi.

免許証を見せてください。

Sürücü belgenizi görebilir miyim?

この本を見せてください。

Lütfen bana bu kitabı göster.

君に見せてあげたかったよ。

Ben size onu göstermek istedim.

引き換え券を見せて下さい。

Bagaj kartını görebilir miyim?

彼は私にアルバムを見せてくれた。

Bana fotoğraf albümünü gösterdi.

切符を見せてくれませんか。

Biletinize bakabilir miyim?

別の時計を見せてください。

Bana başka bir saat göster.

別のを見せてくれませんか。

Lütfen bana başka bir tane daha gösterir misiniz?

写真をどうぞ見せて下さい。

Lütfen bana resmini göster.

もう一回見せてもらえるか?

Bana bir kez daha gösterebilir misiniz?

私にちょっと見せて下さい。

Bir göz atalım.

今日の新聞を見せて下さい。

Bana bugünkü gazeteyi göster.

- 見てみましょう。
- 見せてくれ。

Onu kontrol edeyim.

半袖の物を見せてください。

Lütfen bana kısa kollu bir şey göster.

あなたのアルバムを見せてくれる?

Bana albümünü gösterir misin?

彼女は新車を見せてくれた。

Bana yeni arabasını gösterdi.

パスポートを見せていただけますか?

Pasaportunu görebilir miyim?

- デイモンは私に郵便切手のアルバムを見せてくれた。
- デイモンは私に切手帳を見せてくれた。

Damon bana pul albümünü gösterdi.

♪見せてあげよう 輝く世界♪

(Şarkı söylüyor) Sana dünyayı gösterebilirim --

運転免許証を見せてください。

Sürücü belgenizi görebilir miyim, efendim?

メニューを見せていただけませんか。

Lütfen bir menü görebilir miyim?

メアリーは私に手紙を見せてくれた。

Mary mektubu bana gösterdi.

その緑のシャツを見せてください。

Lütfen bana yeşil gömleği gösterin.

別のを見せてもらえませんか。

Bana başka bir tane gösterebilir misiniz, lütfen?

部屋を見せていただけますか。

Ben odayı görebilir miyim lütfen?

もっと上等なのを見せてくれ。

Bana daha iyi bir tane göster.

あなたのノートを見せてください。

Lütfen bana defterini göster.

けがをした腕を見せて下さい。

- Lütfen yaralı kolunu bana göster.
- Lütfen bana yaralı kolunu göster.

彼女は私にアルバムを見せてくれた。

O, bana albümünü gösterdi.

それらの写真を見せて下さい。

Bana fotoğrafları göster lütfen.

彼女は、彼のアルバムを見せてくれた。

O, bana albümünü gösterdi.

スカートを見せていただけませんか。

Lütfen bana o eteği gösterir misin?

あなたの絵を見せてください。

Lütfen bize resimlerinizi gösterin.

- 彼は私に彼のアルバムを見せてくれた。
- 彼は私にアルバムを見せた。
- 彼はアルバムを見せてくれた。

O bana albümünü gösterdi.

何か他のものを見せてください。

Bana başkalarını da gösterin.

ちょっとその絵を見せて下さい。

Resme bakmama izin verin.

その写真を見せてくれませんか。

Bana resmi gösterir misin?

More Words: