Translation of "知らなかった?" in Turkish

0.013 sec.

Examples of using "知らなかった?" in a sentence and their turkish translations:

知らなかったの?

Sen bilmiyor muydun?

- 知らなかったの?
- 知りませんでしたか?
- 知らなかった?

Onu bilmiyor muydun?

へえ、知らなかった。

Gerçekten mi? Bunu bilmiyordum.

誰も知らなかった。

Kimse bilmiyordu.

- トニーは知らなかったと言っていた。
- トニーは知らなかったって。

Tony bilmediğini söyledi.

本当に知らなかったの?

Onu gerçekten bilmiyor muydun?

その歌は知らなかったよ。

O şarkıyı bilmiyordum.

彼は事態を知らなかった。

O, durumun farkında değildi.

ごめん、知らなかったんだ。

- Pardon, bilmiyordum.
- Özür dilerim, haberim yoktu.

- 誰も本当の事を知らなかったようだ。
- 誰もその真相を知らなかったらしい。
- 誰もその真相は、知らなかったらしい。
- だれもその真実は知らなかったらしい。

Gerçeği kimse bilmiyordu gibi görünüyor.

- トムがフランス語を話せるとは知らなかった。
- トムがフランス語話せるとは知らなかったよ。

Tom'un Fransızca konuşabildiğini bilmiyordum.

- トムがタバコ吸ってたの、知らなかったんだ。
- トムがタバコ吸ってるの、知らなかったんだ。

Tom'un sigara içtiğini bilmiyordum.

実際私はそれを知らなかった。

Aslında, onu bilmiyordum.

彼はその事実を知らなかった。

- O, gerçekten habersizdi.
- O, gerçeği bilmiyordu.

トムはメアリーの苗字を知らなかった。

Tom Mary'nin soyadının ne olduğunu bilmiyordu.

彼はそれを知らなかったんだ。

Onu bilmiyordu.

私はそのことを知らなかった。

Bunu bilmiyordum.

何故なのか誰も知らなかった。

Hiç kimse sebebini bilmiyordu.

昨日来た女の子は知らなかった。

Dün gelen kız bana bir yabancıydı.

トムはそれが誰だか知らなかった。

Tom onun kim olduğunu bilmiyordu.

トムは彼らの名前を知らなかった。

Tom onların isimlerini bilmiyordu.

- 彼はその本のことを全然知らなかった。
- 彼はその本のことをちっとも知らなかった。

Onun kitapla ilgili en küçük bir fikri yoktu.

私はあなたの計画を知らなかった。

- Planını bilmiyordum.
- Planından haberim yoktu.

トムがゲイだってこと知らなかったの?

Tom'un eş cinsel olduğunu bilmiyor muydun?

大阪版ができるのは知らなかった。

Bir Osaka baskısı olacağını bilmiyordum.

トムがオーストラリア出身だって知らなかったの?

Tom'un Avustralyalı olduğunu bilmiyor muydun?

トムが戻ってたの知らなかったんだ。

Tom'un geri döndüğünü bilmiyordum.

新しい彼女ができたよ、知らなかった?

Yeni bir kız arkadaşım var; tanımıyor musun?

私は彼が日本人だとは知らなかった。

Onun Japon olduğunu bilmiyordum.

彼女が病気だとは知らなかったんだ。

Onun hasta olduğunundan haberim yoktu.

ぶっちゃけ、そんなの知らなかったよ。

Aslında onu hiç bilmiyordum.

あなたが詩を書くとは知らなかった。

Ben senin bir şair olduğunu bilmiyordum.

僕は君が運転できるか知らなかった。

Araba sürebileceğini bilmiyordum.

トムがお金持ちだって知らなかったの?

Tom'un zengin olduğunu bilmiyor muydun?

- 彼女が何を計画しているか知らなかった。
- 彼女が何をするつもりなのか、全く知らなかった。

Onun ne yapmayı planladığı hakkında hiçbir fikrim yoktu.

君がこの町にいるなんて知らなかった。

Bu şehirde olduğunu bilmiyordum.

ドーガンはダックスフントをどうつづるのか知らなかった。

Dorgan dachshund'u nasıl heceleyeceğini bilmiyordu.

つい最近までそのことを知らなかった。

Son zamanlara kadar onun hakkında bir şey bilmiyordum.

トムはこの問題の解き方を知らなかった。

Tom bu sorunu nasıl çözeceğini bilmiyordu.

トムが幸せではないことを知らなかった。

Tom'un mutsuz olduğunu bilmiyordum.

私は彼が心臓が弱いとは知らなかった。

Ben onun zayıf bir kalbi olduğunu bilmiyordum.

彼女が結婚しているとは知らなかった。

Onun evli olduğunu bilmiyordum.

トムはメアリーが料理が好きだと知らなかった。

Tom Mary'nin yemek pişirmeyi sevdiğini bilmiyordu.

彼が真相を知らなかったのは本当です。

Onun, gerçeği bilemediği doğrudur.

メアリーとアリスが姉妹だなんて知らなかったよ。

Mary ve Alice'in kız kardeş olduklarını bilmiyordum.

- きみが誰かと付き合ってるとは知らなかったよ。
- きみに付き合ってる人がいるとは知らなかった。

Biriyle görüştüğünü bilmiyordum.

マリアは彼の名前も電話番号も知らなかった。

- Maria onun ne adını ne de telefon numarasını biliyordu.
- Maria ne onun adını ne de telefon numarasını biliyordu.

彼はその計画について何も知らなかった。

O, plan hakkında bir şey bilmiyor.

私は彼が英語を話せるのを知らなかった。

Onun İngilizce konuşabildiğini bilmiyordum.

トムはお金がどこから来るか知らなかった。

Tom paranın nereden geldiğini bilmiyordu.

トムがメアリーのこと好きだって、知らなかったの?

Tom'un Mary'den hoşlandığını bilmiyor muydun?

- 彼が辞職する決心をしていたことは知らなかった。
- 彼が仕事を辞めると決めていたとは知らなかった。

Onun işini terk etmek için karar verdiğini bilmiyordum.

- きみがこんなに料理がじょうずだとは知らなかった。
- あなたがそんな料理上手だとは知らなかったわ。

Öyle iyi bir aşçı olduğunu bilmiyordum.

リンゴの木が種から成長するとは知らなかった。

Elma ağaçlarının tohumdan yetiştiklerini bilmiyordum.

それがどこから来たのか知らなかったので。

Onun nereden geldiğini fark etmedi.

そのことに関しては私は何も知らなかった。

Konuya ilişkin hiçbir şey bilmiyorum.

そこの人は誰も彼の事をよく知らなかった。

Oradaki hiç kimse onu iyi tanımıyordu.

彼女は彼の住所も電話番号も知らなかった。

O onun ne adresini ne de telefon numarasını biliyordu.

彼女が欠席しているのを僕は知らなかった。

Onun yokluğunun farkında değildim.

私は彼がその場所にいる事を知らなかった。

Onun orada olduğunu bilmiyordum.

私はボブがいつ来日したのかを知らなかった。

Bob'un ne zaman Japonya'ya geldiğini bilmiyordum.

このような義務があるなんて知らなかった。

Böyle bir görevi hiç bilmiyordum.

2人が付き合ってるなんて知らなかったわ。

Onların çıktığını bilmiyordum.

- 実は、私はその計画について何も知らなかったのだ。
- 実際のところ、私はその計画について何も知らなかった。

Aslında, o planlar hakkında bir şey bilmiyordum.

- トムは自分に隠れファンがいることを知らなかった。
- トムは自分に密かに思いを寄せる人がいるとは知らなかった。

Tom gizli bir hayranı olduğunu bilmiyordu.

その外国人はまったく日本語を知らなかった。

Yabancı Japoncayı hiç bilmiyordu.

彼が変える決心をしたなんて知らなかったよ。

Gitmeye karar verdiğini bilmiyordum.

彼はその公式を知らなかったのかもしれない。

Formülü bilmemiş olabilir.

あなたが猫を飼っていることは知らなかった。

Bir kedin olduğunu bilmiyordum.

オーストラリアの物価がそんなに高いなんて知らなかった。

Avustralya'da yaşam maliyetinin çok yüksek olduğunu fark etmedim.

こんなところに池があるなんて知らなかった。

Burada bir havuz olduğunu bilmiyordum.

豆腐がこんなにおいしいなんて知らなかった。

Soya peynirinin bu kadar lezzetli olduğunu bilmiyordum.

彼はシェイクスピアが「ロミオとジュリエット」を書いたことを知らなかった。

O, Shakespeare'in Romeo ve Juliet'i yazdığını bilmiyordu.

トムがここにいたことを知らなかったんですか?

Tom'un burada olduğunu bilmiyor muydun?

きっと、トムはそれについて知らなかったと思うよ。

Tom'un onun hakkında bilmediğine eminim.

私は当時、それを知らなかったが、今は知っている。

Bunu o zaman bilmiyordum ama şimdi biliyorum.

トムがどこに住んでいるのかは誰も知らなかった。

Tom'un nerede yaşadığını kimse bilmiyordu.

私がそれをしたくなかったって知らなかったの?

Bunu yapmak istemediğimi bilmiyor muydun?

- トムはメアリーが仕事を辞める決心をしていたことを知らなかった。
- トムはメアリーが仕事を辞めると決めていたことを知らなかった。

Tom Mary'nin işini bırakmaya karar verdiğini bilmiyordu.

彼は自分を暗殺しようという陰謀を知らなかった。

Ona suikast yapılacağı planından habersizdi.

トムがこんなに料理が上手いなんて知らなかったよ。

Bu kadar iyi yemek pişirebildiğini bilmiyordum, Tom.

トムがオランダ語話してる!オランダ語話せるなんて知らなかった。

Ne! Tom Hollandaca konuşuyor!

彼は彼女が病気だったことさえ知らなかったんだ。

Onun hasta olduğu bile bilmiyordu.

彼はちょうど今、帰ってきたところだ。知らなかったの?

O şimdi eve geldi. Bunu bilmiyor muydunuz?

学識があるにもかかわらず彼はそれを知らなかった。

Onun bilimsel becerileri vardı ama o bile onu bilmiyordu.

彼女が2年前に死んだということを知らなかったの?

- Onun yaklaşık iki yıl önce vefat ettiğini bilmiyor muydun?
- Onun yaklaşık iki yıl önce vefat ettiğini bilmiyor muydunuz?

彼は街が破壊されていたという事実を知らなかった。

Kasabanın tahrip edildiği gerçeğinden habersizdi.

きみがこんなに料理がじょうずだとは知らなかった。

Bu kadar iyi yemek pişirebildiğini bilmiyordum.

- その事故がどんな風に起きたのか誰もはっきりとは知らなかった。
- その事故がどのように起きたのか、誰も正確に知らなかった。

Kimse kazanın nasıl olduğunu kesin olarak bilmiyordu.

あの人がそんなにたくさん飲んだと僕は知らなかった。

Onun o kadar çok içtiğini bilmiyordum.

トムはメアリーが結婚してるって知らなかったんじゃないかな。

Tom'un Mary'nin daha önce evli olduğunu bildiğinden şüpheliyim.

メアリーがフランス語を話せたの知らなかったって、トムが言ってたよ。

Tom, Mary'nin Fransızca konuşabileceğini bilmediğini söyledi.

More Words: