Examples of using "生き方" in a sentence and their turkish translations:
Nasıl sevdiğimizden nasıl yaşadığımıza
Kısa sürede yaşam tarzına alıştı.
O, onun yaşama biçimini kıskanıyordu.
Bu örücüler daha iyi yaşamanın bir yolunu bulmuşlar.
Ben şu an için yaşayan bir kişiyim.
Bizim hayatlarımızı değiştirmemiz gerekiyor.
En büyük sanatçılar bu kimliği ve yaşam tarzını benimsedi,
nasıl yaşayacağım hakkında hiçbir fikrim olmadığını fark ettim.
Paranın konuştuğu bu sert, küçük dünyada, onun hayat tarzı derin bir nefes taze hava gibi.
böyle bir tarz ya da yaşam şekliyle bağlantılı olmak zorundasınız.
Bazen sessiz bir emekli hayatı yaşayabilmeyi düşünüyorum fakat buna birkaç günden daha fazla dayanabileceğimden şüpheliyim.