Examples of using "分かる。" in a sentence and their turkish translations:
Anlıyoruz.
- Ne demek istediğinizi biliyorum.
- Neyi kastettiğini biliyorum.
- Şu anda saat kaç?
- Şimdi saat kaç?
Fransızca anlıyorum.
Ne olduğunu çok iyi biliyorum.
Kokusunu alabiliyor.
Bunun kime ait olduğunu biliyor musun?
Bunun kimin el yazısı olduğunu biliyor musun?
Saatin kaç olduğunu biliyor musun?
Onun konuşma şeklinden o odur diyebilirim.
Sanırım anlıyorum.
- Bu paragrafı anlıyor musun?
- Bu paragrafta kast edilmekte olanı yakalıyor musun?
Bunu hissedersiniz.
Sana bir kez söyledimse, sana bin kez söyledim.
Bayan Brown Japonca anlar.
- Bir çocuk bile bilir onu.
- Bir çocuk bile onu bilir.
Okulun yolunu biliyor musun ki?
Tom'u neden sevmediğini anlayabiliyorum.
Güneşi görebilseydim gittiği yönü de görürdüm
- Bunun ne anlama geldiğini biliyor musun?
- Bunun ne anlama geldiğini biliyor musunuz?
Benim ne hakkında konuştuğumu anlıyor musun?
Bu oyunu çok ilginç bulacaksınız.
Tom Mary'yi nasıl mutlu edeceğini bilir.
Deliğin gittiği yönü hissedebiliyorum. Tanrım.
Kılı kırk yaran annenizi seviyorsunuz.
Bunu anlayacak kadar yaşlısın.
Tom nasıl hissettiğini anladığını söylüyor.
Bu cümlenin ne anlama geldiğini biliyor musun?
Nasıl hissettiğini tam olarak biliyorum.
Bunun Tom'un olup olmadığını biliyor musun?
Tom'un Mary'den neden hoşlandığını anlayabiliyorum.
- Çektiklerinizi anlıyorum.
- Sana acıyorum.
Neden gitmek istemeyebileceğini anlayabiliyorum.
Bunu aştıktan sonra, hâlâ kilometrelerce uzakta olduğunu fark ediyorsunuz.
Bir müzisyen seslerdeki küçük farkları anlayabilir.
Onun bir mizah anlayışı vardır.
Perşembeye kadar sonucu öğrenmeliyiz.
Çocuklar bile onu anlayabilir.
Onu anlamak için yeterince yaşlıdır.
Bu sadece senin bir robot olmadığını gösteriyor.
Şu tepelerden gelen hava akımını hissedebiliyorum.
Ama hayal edebileceğiniz gibi, tadı pek harika sayılmaz!
Titreşimler aracılığıyla şeklini ve boyutunu kestirebilir.
Artık miğfer salyangozlarının deniz kestanesine, ahtapotun da salyangozlara olan bağlantısını biliyorum.
O, kapının niçin açık olduğunu açıklıyor.
Duygularını anlıyor gibi hissediyorum.
Onun ne demek istediğini kısmen anlıyorum.
Onu milyonlarca kez gördüm.
Midemde ciddi kramplar var. Ne olduğunu çok iyi biliyorum.
Buzulların eridiğini izledikçe
Birbirlerini takip edebilmek için doğuştan gece ışıkları var.
Kuyu kuruyuncaya kadar asla suyun değerini bilmeyiz.
Onun ne demek istediği ile ilgili genel bir fikrim var.
Bu dersi kolay bulacaksınız.
Saatin kaç olduğunu biliyor musun?
Bunu nasıl onaracağımı biliyorum.
Mike "ben nasıl hissettiğinizi anlıyorum, Hiroshi" diyor.
Onun ne söylemeye çalıştığını anlıyorum.
Bu değerini anladığınız sağlığınızı kaybedinceye kadar değil.
Onun elini bunun içinde görebiliyorum.
- Nasıl softbol oynanacağını biliyor musun?
- Softbol oynamayı biliyor musun?
- Softbol nasıl oynanır biliyor musun?
Onun konuşma şeklinden açıkça belli olduğu için, o bir öğretmendir.
Herkes onu düğünceli bir insan olarak bilir.
Tom polisin kendisinden şüphelendiğini biliyor.
Onun haklı olup olmadığını sadece zaman gösterecek.
Ben nasıl hissettiğini anlıyorum.
Yemek çubuğu kullanmayı biliyor musun?
Konuşmacı hızlı konuştuğu için az sayıda kişi onu izleyebildi.
Birçok kez okuyuncaya kadar şiiri kavrayamazsın.
Bayan White onun amacını anlamam için yeterince yavaş konuştu.
Neden bize Fransızca bildiğinizi söylemediniz?
Sanırım Tom'un anahtarlarını nereye koyduğunu bilmiyorum.
Nasıl hissettiğini biliyorum.
zevk almaya yetecek kadar uzun süre çalışmış olduğumdan.
Patronun bu hafta niçin çok soğuk olduğunu anlayabiliyor musun?
- Onun adresini biliyorum.
- Kendisinin adresini biliyorum.
Fransızca konuşmam ama onu biraz anlarım.
Bu haritayı çok faydalı bulacaksın.
Bir bakmışsınız, gazetelerde olacaksınız.
Ne kadar çok öğrenirsek, cehaletimizi o kadar iyi fark ederiz.
Sen genellikle şeylerin değerini onları kaybettikten sonra anlarsın.
Ben açık mıyım?
Bu kitap size Amerikan yaşam tarzı hakkında net bir fikir verecektir.
Onun güzelliğini takdir etmek için sadece ona bakmak zorundasın.
Yeni yıl kartları bize arkadaşlarınızdan ve akrabalarından haber alma fırsatı sunuyor.
Yine de büyük olasılıkla ne olacağını tahmin edebilirsin.
Bunun ne olduğunu biliyor musun?
Bu kitap, yeni başlayanların anlaması için kolay İngilizce ile yazılmıştır.
hikâyenizi taşıyan yeri kaybetmenin verdiği ızdırabı bilirsiniz.
Nereye gidersen git, ev gibi bir yer bulamayacaksın.
Tom'un Fransızca anlayabilip anlayamadığını merak ediyorum.