Translation of "分かる。" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "分かる。" in a sentence and their turkish translations:

分かる。

Anlıyoruz.

- 分かる、分かる。
- 言いたいことは分かるよ。
- 君の言わんとすることはわかる。

- Ne demek istediğinizi biliyorum.
- Neyi kastettiğini biliyorum.

今何時か分かる?

- Şu anda saat kaç?
- Şimdi saat kaç?

フランス語は分かるよ。

Fransızca anlıyorum.

なぜだか分かるよ

Ne olduğunu çok iyi biliyorum.

‎匂いで分かるのだ

Kokusunu alabiliyor.

これ誰のか分かる?

Bunun kime ait olduğunu biliyor musun?

これ誰の字か分かる?

Bunun kimin el yazısı olduğunu biliyor musun?

- いま何時か分かりますか?
- 今何時か分かる?
- 今何時だか分かる?

Saatin kaç olduğunu biliyor musun?

話し方で彼だと分かる。

Onun konuşma şeklinden o odur diyebilirim.

分かるような気がする。

Sanırım anlıyorum.

この段落の意味分かる?

- Bu paragrafı anlıyor musun?
- Bu paragrafta kast edilmekte olanı yakalıyor musun?

直感的に分かるものです

Bunu hissedersiniz.

何度言ったら分かるんだ。

Sana bir kez söyledimse, sana bin kez söyledim.

ブラウン夫人は日本語が分かる。

Bayan Brown Japonca anlar.

それは子どもでも分かる。

- Bir çocuk bile bilir onu.
- Bir çocuk bile onu bilir.

学校の場所さえ分かるか?

Okulun yolunu biliyor musun ki?

- どうしてトムが嫌いか分かるよ。
- トムを好きじゃない理由、よく分かるよ。

Tom'u neden sevmediğini anlayabiliyorum.

太陽があれば方角が分かる

Güneşi görebilseydim gittiği yönü de görürdüm

これどういう意味か分かる?

- Bunun ne anlama geldiğini biliyor musun?
- Bunun ne anlama geldiğini biliyor musunuz?

何の話をしているか分かる?

Benim ne hakkında konuştuğumu anlıyor musun?

このゲームは面白いと分かるよ。

Bu oyunu çok ilginç bulacaksınız.

トムはメアリーの喜ばせ方が分かる。

Tom Mary'yi nasıl mutlu edeceğini bilir.

穴が続く先が分かるよ 大変だ

Deliğin gittiği yönü hissedebiliyorum. Tanrım.

違いの分かるママが愛されます

Kılı kırk yaran annenizi seviyorsunuz.

君はこの事が分かる年齢だね。

Bunu anlayacak kadar yaşlısın.

トムは気持ちは分かるといった。

Tom nasıl hissettiğini anladığını söylüyor.

この文どういう意味か分かる?

Bu cümlenin ne anlama geldiğini biliyor musun?

あなたの気持ちがよく分かる。

Nasıl hissettiğini tam olarak biliyorum.

これって、トムのかどうか分かる?

Bunun Tom'un olup olmadığını biliyor musun?

- トムはどうしてメアリーが好きか、私は分かるな。
- トムがメアリーを好きな訳が、俺にはよく分かるよ。
- トムがメアリーを好きな理由が、俺には分かるな。

Tom'un Mary'den neden hoşlandığını anlayabiliyorum.

- 君に同情するよ。
- 気持ち分かるよ。

- Çektiklerinizi anlıyorum.
- Sana acıyorum.

行きたくない理由、よく分かるよ。

Neden gitmek istemeyebileceğini anlayabiliyorum.

近づくと― まだずっと先だと分かる

Bunu aştıktan sonra, hâlâ kilometrelerce uzakta olduğunu fark ediyorsunuz.

音楽家は音の小さな違いが分かる。

Bir müzisyen seslerdeki küçük farkları anlayabilir.

- 彼はユーモアが分かる。
- 彼はユーモアのセンスがある。

Onun bir mizah anlayışı vardır.

木曜までには結果が分かるはずだ。

Perşembeye kadar sonucu öğrenmeliyiz.

子供にだってそんな事は分かるよ。

Çocuklar bile onu anlayabilir.

彼はもう十分それが分かる年頃だ。

Onu anlamak için yeterince yaşlıdır.

君がロボットではないってことは分かる。

Bu sadece senin bir robot olmadığını gösteriyor.

上昇気流が 流れてきてるのが分かる

Şu tepelerden gelen hava akımını hissedebiliyorum.

でもおいしくないことは 分かるだろ

Ama hayal edebileceğiniz gibi, tadı pek harika sayılmaz!

‎糸の振動で ‎相手のサイズと速さも分かる

Titreşimler aracılığıyla şeklini ve boyutunu kestirebilir.

‎今ではトウカムリと ‎ウニやタコの関連性が分かる

Artık miğfer salyangozlarının deniz kestanesine, ahtapotun da salyangozlara olan bağlantısını biliyorum.

それでドアが開いていたわけが分かる。

O, kapının niçin açık olduğunu açıklıyor.

君の気持ちが分かるような気がする。

Duygularını anlıyor gibi hissediyorum.

少しは彼が言っている意味が分かる。

Onun ne demek istediğini kısmen anlıyorum.

いやというほど見てきたから分かる。

Onu milyonlarca kez gördüm.

胃がけいれんしてる なぜだか分かるよ

Midemde ciddi kramplar var. Ne olduğunu çok iyi biliyorum.

溶け続ける氷冠を見れば分かるように

Buzulların eridiğini izledikçe

‎これなら夜でも ‎お互いの位置が分かる

Birbirlerini takip edebilmek için doğuştan gece ışıkları var.

水の価値は井戸がかれて始めて分かる。

Kuyu kuruyuncaya kadar asla suyun değerini bilmeyiz.

彼がいおうとするところは大体分かる。

Onun ne demek istediği ile ilgili genel bir fikrim var.

このレッスンはやさしい事が分かるでしょう。

Bu dersi kolay bulacaksınız.

- 何時だかわかっているか。
- 今何時か分かる?

Saatin kaç olduğunu biliyor musun?

- 直し方、知ってるよ。
- 修正方法なら分かるよ。

Bunu nasıl onaracağımı biliyorum.

「博、君の気持ちは分かるよ」とマイクが言います。

Mike "ben nasıl hissettiğinizi anlıyorum, Hiroshi" diyor.

私は彼が言おうとしていることが分かる。

Onun ne söylemeye çalıştığını anlıyorum.

健康を失ってはじめてその価値が分かる。

Bu değerini anladığınız sağlığınızı kaybedinceye kadar değil.

これは彼の手がけたものと私には分かる。

Onun elini bunun içinde görebiliyorum.

- ソフトボールのやり方、知ってる?
- ソフトボールの仕方って分かる?

- Nasıl softbol oynanacağını biliyor musun?
- Softbol oynamayı biliyor musun?
- Softbol nasıl oynanır biliyor musun?

彼の話し方から分かることだが、彼は先生だ。

Onun konuşma şeklinden açıkça belli olduğu için, o bir öğretmendir.

彼女が思いやりのあることは誰でも分かる。

Herkes onu düğünceli bir insan olarak bilir.

警察は彼を怪しんでいることがトムは分かる。

Tom polisin kendisinden şüphelendiğini biliyor.

彼が正しいかは、時間がたてば分かることだ。

Onun haklı olup olmadığını sadece zaman gösterecek.

- 気持ちを御察しします。
- 気持ちはよく分かるよ。

Ben nasıl hissettiğini anlıyorum.

- 箸の使い方を知ってる?
- 箸の使い方って分かる?

Yemek çubuğu kullanmayı biliyor musun?

講師が早く話すので分かる人がすくなかった。

Konuşmacı hızlı konuştuğu için az sayıda kişi onu izleyebildi.

幾度も読んでみて初めてその詩のよさが分かる。

Birçok kez okuyuncaya kadar şiiri kavrayamazsın.

ホワイト先生は私が分かるほどゆっくり話してくれた。

Bayan White onun amacını anlamam için yeterince yavaş konuştu.

なんでフランス語が分かるって、言ってくれなかったの?

Neden bize Fransızca bildiğinizi söylemediniz?

トムがどこにカギをおいたか、私には分かる気がする。

Sanırım Tom'un anahtarlarını nereye koyduğunu bilmiyorum.

- 気持ちは分かるよ。
- お気持ちはよく理解できます。

Nasıl hissettiğini biliyorum.

良さが分かるまで 勉強してきたからにすぎないと

zevk almaya yetecek kadar uzun süre çalışmış olduğumdan.

なぜ上司が今週とっても機嫌が悪いか分かるかい。

Patronun bu hafta niçin çok soğuk olduğunu anlayabiliyor musun?

- 私は彼の住所を知っている。
- 彼の住所なら分かるよ。

- Onun adresini biliyorum.
- Kendisinin adresini biliyorum.

フランス語はしゃべれないけど、ほんの少しなら分かるよ。

Fransızca konuşmam ama onu biraz anlarım.

この地図がとても役に立つことが分かるでしょう。

Bu haritayı çok faydalı bulacaksın.

君が次に分かることは君が新聞に載るってことだ。

Bir bakmışsınız, gazetelerde olacaksınız.

学べば学ぶほど、自分が無知であることがよく分かる。

Ne kadar çok öğrenirsek, cehaletimizi o kadar iyi fark ederiz.

およそ物事の価値は、失ってみて初めて分かるものだ。

Sen genellikle şeylerin değerini onları kaybettikten sonra anlarsın.

- 何言っているか分かる?
- 私の言ってること、わかります?

Ben açık mıyım?

この本を読めば、アメリカ人の生活様式がよく分かるだろう。

Bu kitap size Amerikan yaşam tarzı hakkında net bir fikir verecektir.

彼女の美しさが分かるには、彼女を見さえすればよい。

Onun güzelliğini takdir etmek için sadece ona bakmak zorundasın.

年賀状のおかげで私達は友達や親戚の消息が分かる。

Yeni yıl kartları bize arkadaşlarınızdan ve akrabalarından haber alma fırsatı sunuyor.

君には何が起こるか分かるんじゃないかと思うけどね。

Yine de büyük olasılıkla ne olacağını tahmin edebilirsin.

- あなたはこれが何か知っていますか。
- これ、何なのか分かる?

Bunun ne olduğunu biliyor musun?

この本は初心者にも分かるような易しい英語でかかれている。

Bu kitap, yeni başlayanların anlaması için kolay İngilizce ile yazılmıştır.

自分の生活を保持していた場所を失う 苦しみが分かるでしょう

hikâyenizi taşıyan yeri kaybetmenin verdiği ızdırabı bilirsiniz.

どこへ行っても、自分の家ほどよいところはないと分かるだろう。

Nereye gidersen git, ev gibi bir yer bulamayacaksın.

- トムってフランス語が分かるのかしら?
- トムはフランス語を理解できるのだろうか?

Tom'un Fransızca anlayabilip anlayamadığını merak ediyorum.

More Words: