Examples of using "わかりません。" in a sentence and their turkish translations:
Hiçbir fikrim yok.
- Bunu anlamıyorum.
- Onu anlamıyorum.
Latin dilini bilmiyorum.
Size ne zaman biteceğini söyleyemem.
Saatin kaç olduğunu bilmiyorum.
Ben müzikten anlamıyorum.
İngilizceyi anlamıyorum.
- Ben onu anlamıyorum.
- Anlamıyorum.
- Bunu anlamıyorum.
- Onu anlamıyorum.
Kelimeyi nasıl heceleyeceğimi bilmiyorum.
Nasıl pişireceğimi bilmiyorum.
.art dosyasının nasıl kullanılacağını bilmiyorum.
Bunun üzerinde ne kadar düşünsem de anlamıyorum.
Onun kuru espri anlayışı yok.
O soruyu nasıl cevaplayacağımı bilmiyorum.
Şu anda emin değilim.
Sorunun ne anlama geldiğini bilmiyorum.
Kazanacağımı ya da kaybedeceğimi bilmiyorum.
Yeterli param olup olmadığını bilmiyorum.
Söylediğin mantıklı değil.
O noktada pek emin değilim.
Tekrar ne zaman geleceğini bilmiyorum.
Tom bir bilgisayarı nasıl kullanacağını anlamaz.
Ben, kahvesini koyu sevip sevmediğini bilmiyorum.
Sana nasıl teşekkür edebilirim?
Ne zaman hastalanacağımızı söylemek imkansız.
Bu sembolün ne anlama geldiğini bilmiyorum.
Biz hangisinin daha iyi olduğunu söyleyemeyiz.
"Belediye başkanlığı seçimi hakkında ne düşünüyorsun?" "Bilmiyorum."
- O benim. Seninki nerede bilmiyorum.
- Benim o. Seninkinin nerede olduğunu bilmiyorum.
Maalesef anlamıyorum.
Ne hakkında konuştuğunu anlamıyorum.
O, nasıl araba süreceğini bilmez.
Söylediğini anlayamıyorum.
Eski eşim Cathy'e kaç defa
Onun Japoncaya nasıl çevrildiğini bilmiyorum.
Üzgünüm, ama İngilizceyi iyi anlamıyorum.
O köprünün kaç yaşında olduğunu bilmiyorum.
Tom'a ne olduğunu bilmiyorum.
O zaman, ne yapacağımı bilmiyordum.
- Nasıl bilet alacağımı bilmiyorum.
- Ben nasıl bilet alacağımı bilmiyorum.
Kolay olmalı, başka kimse bilmeyecek.
Ne demek istemeye çalıştığını anlayamıyorum.
İngilizce, anlamam için çok zor.
Mary'nin ne aradığını bilmiyorum.
Ben teşekkürlerimi nasıl ifade edeceğimi bilmiyorum.
Ne yapmak istediğini bilmiyorum.
hangi mesleği seçmek istediğimi bilmiyordum.
Onun ne zaman gelebileceğini bilmiyorum.
İngilizceyi anlamıyorum.
Tom Mary'nin şimdi ne yaptığını bilmiyor.
Ben onun ne olduğunu bilmiyorum.
Daha sonra ne yapacağımızı bilmiyorduk.
Onu niçin uygulamamam gerektiğinin sebebini anlamıyorum.
Onlar parayı nasıl kullanmaları gerektiğini bilmiyor.
Ben Almancayı hiç anlamıyorum.
Hangi trene bineceğimi kesin olarak bilmiyordum.
Kimse gerçeği bilmiyor.
Tom Mary'nin yaz tatilini nerede geçirdiğini bilmiyordu.
Nasıl tarif edeceğimi bilmediğim bir etki yarattı. "
George'un gelip gelmeyeceğini bilmiyorum.
Ne düşüneceğimi bilmiyorum.
Bilmiyorum. Bunun hepsi anında oldu.
Ne demek istediğini anlamıyorum.
Onun yokluğunun nedenini bilmiyorum.
Ne zaman geri döneceğimi tam olarak bilmiyorum.
Onun ne zaman geri geleceğini bilmiyorum.
Tom'un Japonya'dan ne zaman ayrılacağını bilmiyorum.
Tom'un bu şeyleri neden söylediğini bilmiyorum ama bahse girerim şimdi söylememiş olmayı diliyordur.
Soruya nasıl cevap verileceğini kimse bilmiyordu.
Ne demek istediğin hakkında hiçbir fikrim yok.
Toplantının neden ertelendiğini bilmiyorum.
Bilmiyorum.
- Bilmiyorum.
- Ben bilmiyorum.
- Bilmem.
Gerçek onun hakkında bir şey bilmememdir.
- Ne yapacağımı bilmiyorum.
- Ne yapılacağını bilmiyorum.