Translation of "やめて!" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "やめて!" in a sentence and their turkish translations:

やめておけ。

- Unut gitsin.
- Boş ver.

痛い!やめて!

- Acıyor! Kes şunu!
- Canım yanıyor! Kes şunu!
- Canım acıyor! Kes şunu!

- からかうのはやめて!
- バカにするのはやめて!

Benimle alay etmekten vazgeç!

冗談はやめて。

Ciddi ol.

痛い! やめてよ!

Oh! durdur şunu!

ゲームの話はやめて。

Oyun hakkında konuşmayı bırak.

ドカーン! 隠すのをやめて

Boom! At gözlüğü çıktı.

嫌がらせはやめて。

Beni rahatsız etmeyi bırak.

トムの悪口はやめて!

Tom'u kötülemeyi bırak.

タバコをやめて下さいな。

Lütfen sigara içmeyi bırak.

お願いだから、やめて。

Lütfen dur.

その話をやめてくれ。

Oraya gitme.

- やめろ!
- 止まれ!
- やめて!

- Dur!
- Bırak!

いじめるのはやめて!

Zorbalığından vazgeç.

喧嘩はやめてください。

Lütfen tartışmayı kesin.

- わめくのをやめて、お願いだから。
- 怒鳴るのはやめて。お願いだから。

Bağırmayı kes, senden rica ediyorum.

やめてよ!私はジャイアンツ・ファンなのよ。

Kes şunu! Ben bir Giants taraftarıyım.

ビールを飲むのはやめている。

Bira içmeyi bıraktım.

話をやめてくれませんか。

Lütfen konuşmayı keser misin?

私をトムと呼ぶのはやめて。

Bana Tom demekten vazgeç.

私を困らせるのはやめて。

Beni rahatsız etmeyi bırak.

- 私語をやめて話を聞け。
- おしゃべりをやめて僕の言うことを聞いてよ。

Konuşmayı bırakın ve beni dinleyin.

英語をやめてはいけません。

İngilizceden vazgeçme.

そんなこと言うのは、やめて!

Böyle söylemeyi bırak!

コーヒーをやめて紅茶を頂きます。

Kahve yerine çay içmek istiyorum.

嘘をつくのはやめてください。

Lütfen yalan söylemeyi kes.

ここはやめて先に進み 森へ行く?

burada kalıp aşağıya inerek ormana mı ulaşalım?

やめてと何度も言ったでしょう。

Onu yapmamanı sana tekrar tekrar söyledim.

そんなナンセンスなことはやめてくれよ。

Saçmalamayı kes, lütfen?

彼女は夫に『やめて!』と言いました。

O eşine dedi ki: "Dur!"

ケンは話すのをやめて食べ始めた。

Ken konuşmayı durdurdu ve yemek yemeğe başladı.

うしろから押すのはやめてくれ。

Beni arkadan itmeyi bırak.

もごもご言うのはやめてください。

Lütfen mırıldama.

私のことそう呼ぶの、やめてくれる?

Bana öyle demeyi keser misin?

食べ物の話はやめてくれませんか?

Lütfen yiyecek hakkında konuşmayı keser misin?

- 犬を呼んで連れていってください。
- もう構うのはやめてくれよ。
- もう責めるのはやめてよ。

Köpeklerini durdur.

絶望して仕事をやめてはいけないよ。

İşini umutsuzluk içinde terk etme.

仕事をやめてしばらく休みましょう。

Çalışmayı bırakalım ve bir süre dinlenelim.

彼女がたばこをやめてくれたらなぁ。

Keşke sigara içmeyi bıraksa.

私のことを凡人だと思うのはやめて!

Beni sadece sıradan bir insan gibi düşünmeyi bırak.

質問に質問で返すのやめてくんない?

Sorularımı bir soru ile cevaplamayı bırakır mısın?

そんなふうにジロジロ見るのはやめてくれ。

Bana öyle bakmaktan vazgeç.

そんな汚らわしい話をするのはやめて。

Bana bu pis hikayeleri anlatmayı kes.

私か仕事かって迫るのはやめてくれよ。

Seninle işim arasında bir seçim yapmamı isteme benden.

私か子供かって迫るのはやめてくれよ。

Senin ve çocuklarım arasında tercih yapmamı söyleme.

ぎゃあぎゃあ言うのはやめてください。

Yaygara yapmayı bırak.

彼らがけんかをやめてくれればいいのに。

Keşke onlar dövüşmeyi bıraksalar.

- 私を困らせるのはやめて。
- もう、しつこいな。

Beni rahatsız etmeyi bırak.

おしゃべりはやめて仕事をすませなさい。

Gevezelik etmeyi bırakın ve işinizi bitirin.

書くのをやめて、その答案を提出しなさい。

Yazmayı bırak ve kağıdını teslim et.

父は既にたばこも酒もやめてしまいました。

Babam sigara içmeyi ve içki içmeyi zaten bıraktı.

姉は1週間ダイエットをしていたが、やめてしまった。

Kız kardeşim bir haftadır diyetteydi ama vazgeçti.

真剣に話してる時に、からかうのはやめてよ。

Ben ciddi konuşuyorken benimle dalga geçme.

トイレにこもってゲームするのやめてくれないかな。

Tuvalette gizlenerek oyun oynamayı durdurabilir misin?

あなた達はもう喧嘩をやめてよかったです。

Siz ikinizin artık dövüşmediğine sevindim.

私にあれこれ指図するのは、やめてください。

Beni itip kalkma.

この辺でやめて、つづきは明日やりましょう。

Burada bırakalım ve yarın devam edelim.

さあさあ、話すのはやめて音楽を聴きなさい。

Konuşmayı bırakın ve müziği dinleyin.

回りくどい言い方はやめてはっきり言ってよ!

Lafı uzatma ve bana doğruyu söyle!

彼は法律をやめて美術をやることにしました。

O sanat için hukuku terk etmeye karar verdi.

遠回しの言い方はやめて、要点をお話しください。

Lütfen lafı dolandırmayı bırak ve sadede gel.

新聞をやめて私の言うことを聞いてちょうだい。

O gazeteyi bırakıp beni dinler misin?

夜中に大声で電話するの、やめてもらえませんか?

Geceleyin telefonda yüksek sesle konuşmaya son verebilir misin?

会費が値上げされると多数の会員がやめていった。

Birçok üye aidatlar yükseldiğinde kulüpten ayrıldı.

あっちへいって。私を困らせるのはやめてください。

Lütfen buradan uzaklaş ve canımı sıkmayı bırak.

文句を言うのはやめて、言われた通りにやりなさい。

Şikâyet etmeyi bırak ve sana söylenildiği gibi yap.

- やめてって言ってるでしょ!
- やめろと言ったらやめろ!

Onu bırak dedim!

あまりに訂正されると、話すのをやめてしまうのである。

Eğer çok fazla düzeltilirse o konuşmaktan vazgeçecek.

彼はギリシャ語を学ぼうとしたが、すぐに飽きてやめてしまった。

O Yunanca öğrenmeye çalıştı ama kısa sürede usandı ve vazgeçti.

何てわんぱくな子なんでしょう。私を困らせるのはやめて!

Ne kadar yaramazsın! Beni rahatsız etmeyi kes!

家でごろごろするのをやめて、何かすることを見つけなさい。

Tembellik yapmayı bırak ve yapacak bir şey bul.

もし私があなたの立場だったら、仕事をやめてロンドンにでるでしょう。

Yerinde olsam, işimi bırakırım ve Londra'dan ayrılırım.

いくら家の中だからって、すっぽんぽんで歩き回るのはやめてよ!

Senin kendi evin olsa bile, lütfen etrafta çıplak dolaşmayı bırak.

- しゃべるのもいい加減にしたら。
- お喋りはやめてもらえませんか?

Konuşmayı bırak, tamam mı?

- 無断でしゃべるのはやめてください。
- 許可なしにしゃべらないで下さい。

Lütfen izinsiz konuşmaktan sakının.

あなたがその学校で教えることをやめてからどれくらいになりますか。

O okulda öğretmekten vazgeçtiğinden beri ne kadar süre oldu?

- 彼らはゲームを止めて私をじっと見つめた。
- 彼らはゲームをやめて私をじっと見た。

Oyunu bıraktılar ve bana baktılar.

- 私はそれを食べないほうが良い。
- 食べるのはやめておいた方がよさそうだな。

Onu yemesem iyi olur.

彼があのときタバコをやめていたら、こんな病気にはかかっていないかもしれないのに。

Eğer o, o zaman sigara içmeyi bıraksaydı, böyle bir hastalıktan muzdarip olmayabilirdi.

- 人が真剣に話してるのに茶化さないでよ。
- 真剣に話してる時に、からかうのはやめてよ。

- Ben ciddi bir tarzda konuşurken benimle alay etme.
- Ben ciddi bir tarzda konuşurken benimle alay etmeyin.

- 遠回しに言うのは止めて要点を言ってくれ。
- 回りくどい言い方はやめて核心を言ってくれよ。

- Lafı uzatma ve sadede gel.
- Lafı gevelemeyi bırak ve sadede gel.

- やめてよ。あなたはばかげた真似をしているわよ。
- もうやめなさい。今日はやけにふざけているんだから。

Kes şunu. Saçmalıyorsun.

- 彼女は黙るようにと私が頼んだ後でもしゃべり続けた。
- 私がやめてと頼んだ後でも、彼女はしゃべり続けた。

Ona konuşmayı durdurmasını rica ettikten sonra o konuşmaya devam etti.

More Words: