Examples of using "においが" in a sentence and their turkish translations:
Ama oldukça güçlü bir kokusu var.
Bir gül güzel kokar.
O çiçeğin güçlü bir kokusu var.
Bu suyun kötü bir kokusu var.
Bu zambaklar güzel kokuyor.
Bu sütün kendine özgü bir kokusu vardır.
Bu meyvenin hoş olmayan bir kokusu var.
Çiçekleri güzel kokuyor.
Çamuru kullanacaksam bu kokumu kapatacaktır.
Bir şey olmaz. Kokumu alabiliyor.
Yemek pişirmenin kokusu beni acıktırıyor.
Onun elbiseleri her zaman kötü kokar.
Mutfakta yanan bir şeyin kokusunu alıyorum.
Yemek güzel kokuyor.
Annem soğuk aldı ve koku alamadı.
Yeni basılmış kitaplar güzel kokuyor.
Mutfakta yanan bir şeyin kokusunu almıyor musun?
Ama büyük kedilerin kürklerinde nadiren koku bulunur.
Koku, birkaç yıl önce bir gecenin anılarını geri getirdi.
O kahve güzel kokuyor.
Bu oda gaz kokuyor.
Bu çorba korkunç kokuyor. Onun ekşidiğini mi düşünüyorsun?
Sıra dışı bir şeyin kokusunu alıyor musun?
Bu tuhaf kokuyor, değil mi?
Bana hayvanların kokusundan nefret ettiğini yazdığı bir kartpostal göndermiş.
Biri burada sigara içiyor gibi kokuyor.