Translation of "ほとんど" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "ほとんど" in a sentence and their turkish translations:

- 私はもうほとんど歩けない。
- ほとんど歩けない。

Güçlükle yürüyebiliyorum.

ほとんどのゲームでは

Birçok sunucuda, oyunlarda,

ほとんど話せない。

O, güçlükle konuşabiliyor.

本はほとんどない。

Neredeyse hiç kitap yok.

彼はほとんど来ない。

O nadiren, kırk yılda bir, gelir.

- 私は、今ほとんど働けません。
- 今は、ほとんど働けてないんだ。

Ben şimdi güçlükle çalışabiliyorum.

それは ほとんどの人が

çünkü çoğu insanın seçtiği kart

ほとんど正午近かった。

Neredeyse öğle idi.

バケツにほとんど水がない。

Kovada az su var.

ほとんど全部分かった。

Neredeyse her şeyi anladım.

彼はほとんど働かない。

O, neredeyse hiç çalışmaz.

私はほとんど180センチです。

Yaklaşık 180 santimetre boyundayım.

仕事をほとんど終えた。

Neredeyse işimizi bitirdik.

テレビはほとんど見ません。

Neredeyse hiç TV izlemem.

- ポットにはほとんどコーヒーは残っていない。
- ポットにはほとんどコーヒーが残っていない。
- ポットにほとんどコーヒーは残っていない。

Demlikte neredeyse hiç kahve yok.

- 彼はほとんど死んだも同然だ。
- 彼はほとんど死んだもとうぜんだ。

O neredeyse ölüyordu.

ほとんど跡を残しません

arkada en ufak iz bırakmıyor.

マイクはほとんど毎晩外食だ。

Mike neredeyse her gece dışarda yer.

ほとんど何も知りません。

Onun hakkında neredeyse hiçbir şey bilmiyorum.

その箱はほとんど空です。

Kutu neredeyse boş.

その絵はほとんど完成だ。

Resim neredeyse bitti.

残り時間はほとんどない。

Az zaman kaldı.

今日はほとんど風がない。

Bugün neredeyse hiç rüzgar yok.

それはほとんど関係ない。

O neredeyse hiç önemli değildi.

コップにはほとんどミルクがない。

Bardakta biraz süt var.

中身はほとんど同じです

İçerden, hepimiz aynıyız.

トムはほとんど遅刻しない。

Tom neredeyse asla geç kalmaz.

トムはほとんどテレビを見ない。

Tom neredeyse hiç TV izlemez.

- 私の宿題はほとんど仕上がっている。
- 宿題はほとんど終わってるよ。

- Benim ev ödevi neredeyse tam.
- Ev ödevim neredeyse hazır.

- ミスプリントのないような本はほとんどない。
- 誤植のない本などほとんどない。

Baskı hatası olmayan birkaç kitap var.

- この犬は何でもほとんど食べます。
- この犬はほとんど何でも食べる。

Bu köpek neredeyse her şeyi yer.

- 君の話がほとんど聞き取れない。
- そっちの声がほとんど聞こえないの。

Siz güçlükle duyabiliyorum.

- ほとんど仕事しないんだろう。
- お前って、ほとんど仕事してないんだろ?

Neredeyse hiç çalışmıyorsun, değil mi?

- その部屋にはほとんど何もなかった。
- 部屋にはほとんど何もなかった。

Odada neredeyse hiçbir şey yoktu.

- 部屋にはほとんど誰もいなかった。
- 部屋にはほとんど人はいなかった。

Odada hiç kimse yoktu.

- 列車はほとんど1時間遅れていた。
- 電車はほとんど一時間遅れだった。

Tren neredeyse bir saat geç kaldı.

他のほとんどの先進国では

Gelişmiş dünyanın kalanının çoğunda,

ほとんど何も起こりません

Çok bir şey olmuyor.

疑いの余地はほとんどない。

Şüpheye mahal yok.

会はほとんど終わっていた。

Toplantı neredeyse bitmişti.

ほとんど全員が招待された。

Neredeyse herkes davet edildi.

ほとんど雨は降っていない。

Çok az yağmur yağıyor.

ほとんど一睡もしなかった。

Neredeyse gözümü bile kırpmadım.

ほとんどのエレベーターは自動で動く。

Birçok asansörler otomatik olarak çalışır.

それはほとんど価値が無い。

O, çok az değerlidir.

その崖はほとんど垂直です。

Uçurum neredeyse diktir.

彼は友達がほとんどいない。

Onun birkaç arkadaş var.

聴衆はほとんど若者だった。

Seyirciler genellikle gençti.

ほとんど全部がよくなった。

Neredeyse her şey daha iyi hale geldi.

駐車場はほとんど空いてた。

Otopark neredeyse boştu.

私は友達がほとんどいない。

Hiç arkadaşım yok.

彼はほとんど歯が無かった。

Onun az sayıda dişi vardı.

ワインはほとんど残っていない。

Kalan biraz şarap var.

食欲がほとんどありません。

Hemen hemen hiç iştahım yok.

水はほとんど残っていない。

Biraz su kaldı.

- この本は誤植はまずほとんどない。
- この本にはほとんど全く誤植がない。

Bu kitabın, eğer varsa, az sayıda baskı hataları var.

出席者はほとんど女性だった。

Bu hediyelerin neredeyse tamamı kadınlarındı.

空はほとんど毎日晴れている。

Gökyüzü neredeyse her gün açıktır.

回復はほとんど不可能だった。

İyileşme neredeyse imkansızdı.

ほとんど紙が残っていません。

Çok az kağıt kaldı.

ほとんどのイヌが生きています。

- Köpeklerin çoğu yaşıyor.
- Köpeklerin çoğu hayatta.

バスの乗客はほとんど寝ていた。

Otobüsteki yolcuların çoğu uyuyordu.

その池にはほとんど水がない。

Gölette çok az su var.

戦争はほとんど10年間続いた。

Savaş yaklaşık on yıl sürdü.

彼はほとんどいつも家にいる。

O, hemen hemen her zaman evdedir.

彼はほとんど毎日ここへくる。

O neredeyse buraya her gün gelir.

私はフランス語をほとんど話さない。

Neredeyse hiç Fransızca konuşmuyorum.

今年は雨がほとんど降らない。

Bu yıl çok yağmur yağmıyor.

ほとんど全員が既に帰宅した。

Neredeyse herkes zaten eve gitmişti.

扉のほとんどは閉まっていた。

Neredeyse tüm kapılar kapalıydı.

この瓶にはほとんど水がない。

Bu şişede neredeyse hiç su yok.

- ほとんどの物書きは批評に敏感である。
- ほとんどの作家は批評に敏感である。
- ほとんどの作家は批評に対して敏感である。

Çoğu yazar eleştirilere karşı hassastır.

- その研究所に使える金はほとんどない。
- その研究に使える金はほとんどない。

Araştırma için mevcut az paramız var.

- 私は眼鏡なしではほとんどみえない。
- 眼鏡がないと、ほとんど見えないんだよ。

- Gözlüğüm olmadan neredeyse hiç doğru dürüst göremiyorum.
- Gözlüğüm olmadan güçlükle görebiliyorum.

- 彼の回復の見込みはほとんどありません。
- 彼が回復する見込みはほとんどない。

Onun çok az iyileşme umudu var.

葉っぱは ほとんどカロリーがないので

Ayrıca yaprakların ısı verme değeri çok düşük,

スモレンスクの聖都はほとんど破壊された

Kutsal Smolensk şehri neredeyse yerlebir edilmiş.

我々の仕事はほとんど終わった。

- İşimiz bitmek üzere.
- İşimiz neredeyse bitti.

井戸にはほとんど水がなかった。

Kuyuda az su vardı.

ドイツ語を話す機会はほとんどない。

Almanca konuşmak için çok az fırsatımız var.

それについてほとんど知らない。

Onun hakkında neredeyse hiçbir şey bilmiyor.

彼の成功の望みはほとんどない。

Onun başarılı olacağına dair ufak bir umut var.

当地にはほとんど友人はいない。

Burada çok az sayıda arkadaşım var.

通学するのはほとんど不可能だ。

Okula gitmek neredeyse imkansız.

More Words: