Examples of using "なぜなら" in a sentence and their turkish translations:
Çünkü Amerika Birleşik Devletleri'nin
çünk mikrodalgalar veya radar
Çünkü şimdi olduğumuz yer
- Çünkü bu orada.
- Orada olduğu için.
çünkü gürültü yaygın bir şey
çünkü Sanayi Çağı'nın iş ahlakı
Çünkü sanatsal bir ifadeyi
Çünkü böyle yaparak
Çünkü o beni davet etti.
Çünkü ben bir gazete muhabiri idim.
Çünkü, eğer mutluluğumuz bu duruma bağlıysa--
çünkü ya bunu bizzat tecrübe etmişlerdi
Burada hangi konuda iyi olduğu yazıyor.
Bu, ayrıca sürer durumdu.
çünkü 1.200 öğrenci arasında biz sadece 52 kişiydik.
- Çünkü köpekler kedilerden daha sadıktır.
- Çünkü köpekler, kedilerden daha sadıktırlar.
Çünkü ben bir çevirmen olmak istiyorum.
Çünkü dün uzun bir süre çalıştım.
Çünkü o büyük bir müzisyendi.
Hasta insanlara yardım etmek istediğimden dolayıdır.
Bir İngilizce öğretmeni olmak istememin nedeni odur.
Çünkü iyi çalışmazsam iyi bir okula gidemeyeceğim,
Çünkü o çocuk, hâlâ ebeveynlerini seviyordu.
çünkü sinyalin Mars'a ulaşması 20 dakika sürebilir.
Niçin? Çünkü ailesinin paraya ihtiyacı vardı. Nedeni o.
Çünkü ben eski bir dil öğrencisiyim.
Orada oldukları için dağlara tırmanırım.
Çünkü o ilginç ve güzel bir şehirdir?
Sebebini bilmek istiyorsan, bu yıl beş araba kazasına neden olduğum içindir.
Çünkü tedavi edilmek, iyileşmenin bittiği anlamına gelmez.
çünkü bu harika hayvanlar benim için çok önemli
Çünkü kendimi o ana kadar ki en içler acısı halde buldum.
çünkü çoğu kadın bu bağlantının farkında değil,
Çünkü 16 yaşından beri her gün çalışıyor
çünkü bunda çok emeğimiz vardı.
Çünkü bütün bu konakların bir noktada birbirleri ile temas etmesi gerekir.
çünkü biz sadece konu öğretmiyoruz
Mutlu olmaya karar verdim çünkü sağlığım için iyi.
Kapıyı açık bıraktığı için o onu azarladı.
Çünkü bu bizim içimizden gelen huzur,
çünkü su mikrodalgada hızla ısınacaktır.
Niçin? Çünkü Terry Tate her zaman acilen cevap verdi, nedeni odur.
Çünkü hiç kimse benim dilimi konuşamaz.
Çünkü eğitimin amacı sadece bilgiyi iletmek değildir;
Sağlık zenginliğin üstündedir, zira birincisi ikincisinden daha önemlidir.
O beni herkesin içinde aşağıladığı için onu affedemiyorum.
Çünkü dersler en doğru terapist tarafından hazırlanıyordu:
Çünkü kamera önünde ya da değil, fahişeyseniz,
çünkü teknolojinin kendisi
çünkü kadın eskiden bu yana doğayla ilişkilendiriliyor.
John hasta olduğu için toplantı ertelendi.
Kızı işe alacağım çünkü Fransızca konuşabiliyor.
Ondan hoşlanmadığı için muhtemelen onun tavsiyesine uymayı kabul etmeyecek.
Christine tüm gün gölgede kaldı, çünkü güneş yanığı olmak istemiyordu.
çünkü biz bunu çocuğun yaşadığı deneyimle görüyoruz.
Her kim ki içinde sevgi olsun, o Tanrı'dadır ve Tanrı da ondadır çünkü Tanrı sevginin kendisidir.
Savaşı gündelik gerçeklik yaparak, bu savaşa sebep olan politik görüştür.
Soğuk olduğu için onlar yüzmediler.
Kendinizi güçlendirin! Bugünden itibaren piyano öğreniyorum. Neden? Çünkü ben müzik öğretmeni olmak istiyorum!
- O, kötü bir ruh hali içerisinde olması dolayısıyla seninle konuşmayı reddedebilir.
- O seninle konuşmayı reddedebilir çünkü o çok kötü bir ruh hali içinde.
Bavulumu toplamakla meşguldüm, çünkü iki gün içinde Fransa'ya gidiyordum.