Examples of using "できるよ!" in a sentence and their turkish translations:
Hadi, bunu yapabilirsiniz.
Onu yapabilirsin!
Onu bugün yapabilirim.
Sihirli numaralar yapabilirim.
Macera başlıyor! Hadi, bunu yapabilirsiniz.
- Yerinde olsam başarabilirdim.
- Yerinde olsam başarılı olabilirim.
Fransızca anlayabiliyorum.
Hadi, bunu yapabiliriz. Ama hepsi size bağlı.
Ona güvenebilirsiniz.
Ben bunu açıklayabilirim.
Tom onu nasıl yapacağını zaten biliyor.
Unutmayın, bu sizin maceranız. Bunu yapabilirsiniz!
Demonte edilebilecek şekilde dizayn edilmiştir.
anlamamızı sağladı.
- O güvenilir bir adam değildir.
- O güvenilecek bir adam değil.
Endişelenmeyin, bir dahaki sefere yapacağız. İyi bir ders aldık.
bir eğitimle buluşturmamız mümkün olabilir mi?
Onunla ne istersem yapabilirim ve sonuçları tahmin edebilirim.
Böylece onlara güveniyorlar ve güvende hissediyorlardı.
Bunun bir parçası olacak biçimde tasarlayın.
Onlar öğretilmeden yapmayı öğrenirler.
Kolayca anlayabileceğin kitaplar türünü oku.
Odama gidiyorum, böylece ders çalışabilirim.
Bir araban varsa, istediğin zaman gelebilirsin ve gidebilirsin.
Bir araba sürmeyi öğrenmeyi başardı.
Yakında iyi şekilde kayak yapabileceksin.
Kathy üniversitede okuyabilmek için yarı zamanlı bir iş buldu.
Oyun yapması için köpeği eğittim.
Her sabah erken kalkmaya gayret edeceğim.
Bunu onun yardımı olmadan yapabilirim.
İşbirliği sayesinde tedavi bulduğumuz bir hayat.
Tom yakında bir araba sürebilecek.
O, üniversitede öğrenim yapabilmek için kısa-süreli bir işte çalıştı.
O, yurtdışında eğitim yapabilmek için çok çalışıyor.
O onu yapabilirdi.
Ben futbol oynayabilirim.
Kendi başımın çaresine bakabilirim. Aptal değilim.
Babam elli yaşındayken nihayet araba sürmeyi öğrendi.
Birincisi, karmaşık hayatın evrimleşmesine imkan sağladı.
Onu yapabilirsin! Kim tutar seni. Yardımına hazır olacağım.
Araba kullanmayı öğrenmeyi başardı.
O, yakında işini yapabilecek.
Sadece üç ay içerisinde... ...kendileri de çocuk yapacak hâle gelecek.
Ve tüm ihtimallere hazır olmalıyım. Aylaklık edemem. Her şey içgüdüsel olmalı.
Bir insan hata yapmadan bir şey yapmayı öğrenemez.
Her zaman her şeyi düşünmemi bekleyemezsin.
Çocuklarla doğru dürüst iletişime geçince,
Ne hissettiğimi anlatabilecek kelime bulamıyorum.
Sınavı geçebileyim diye çok çalışıyorum.
İstediğimiz gibi değil, yaşayabildiğimiz gibi yaşarız.
Çok geçmeden tekrar beyzbol oynayabilecek.
için kullanabiliyorlar, bu bilgiyi yardım kuruluşlarına
Artık sınavı geçtiğine göre, kendi başına araba kullanabilirsin.
Çağrını alabilmek için dün gece evde kaldım.
Lütfen Bay Doi ile görüşmemi ayarlar mısın?
Tom bir uçağı uçurmayı öğrenmek istediğini söylüyor.
Sınavları geçebilmek için çok çalışıyor.
Evlendikten sonra benim Japonca daha iyi oldu ve daha çok anlayabildim.
nasıl en iyisini yapacağız?
ancak onlara, kâşif ve mucit olmaları için
Bundan iki hafta sonra hastaneden çıkabileceksin.
Beni anlayabilsinler diye yavaş konuştum.
Anne, karantinaya alınırsak, en azından yine de akşam yemeği partisi düzenleyebiliriz, değil mi?
- Onu yapabilirsin!
- Onu yapabilirsiniz.
Rakiplerimi yenip tuzağa düşürebiliyordum.
ve kısa hayatımda yapabildiğim kadar çok şeyi deneyimlemem için
Bir şey üzerine konsantre olmalısın ve onu iyi yapmayı öğrenmelisin?
Onun kitaplarını okuduktan sonra bir ev inşa edebileceğimi hissediyorum.
O, bir hafta içinde yüzebilecek.
Onların ikisi de giriş sınavını geçebilmek için çok çalıştı.
kadınların ve kızların, onu tamamen sahiplenmesini sağlamak da
Yakında daha iyi tenis oynayabileceksin.
Çok geçmeden, T.V. telefonla birbirimizle iletişim kurabileceğiz.
Araba sürebilirim.
Şu insanlara helikopterin inebilmesi için geri çekilmelerini söyleyin.
Bu kitap yeni başlayanların anlaması için çok kolay İngilizce ile yazılmış.
Düzgün eğitilmiş maymun bir sürü oyun yapabilecek.
Bu sayede geçen yıl depresyon için ilk kez psilosibin tedavisini uygulayabildik.
Çoğu vakit siz rahat uyuyabilin diye nöbet tuttum.
Kelime işlemcilerinin gelişimi Japoncayı kolaylıkla yazmamızı sağladı.
Herhangi biri bunu yapabilir.
bağ kurmasına ve bunu devam ettirmesine yardımcı olmak dahil edilmemeli midir?
O bir araba sürebildi.
Çalışabileceğim yere, odama gidiyorum.
Birkaç gün içinde araba sürebileceksin.
Her şeyi denemeye değer diyerek onu da bir deneyeyim dedim. Fakat, böyle bir programın üstesinden gelmek benim boyumu aşan bir mesele çıktı.
Yalnızca nasıl hissettiğiniz hakkında konuşmak bile daha iyi hissetmenizi sağlayabilir.
Oğlum iki yaşındayken konuşmaya başladı.
- Bayan Baker, genç adamın yakında gitmek zorunda kalacağını biliyordu,böylece yatmadan önce gece arabasını uygun bir yere parkedebilmek için, genç adama arabasını biraz hareket ettirmesi için rica etmeye karar verdi.
- Bayan Baker çok yakında genç adamın ayrılmak zorunda kalacağını biliyordu, yatmaya gitmeden önce arabasını gece için uygun bir yere parkedebilmek için genç adama arabasını biraz hareket ettirmesi için rica etmeye karar verdi.