Translation of "できるよ" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "できるよ" in a sentence and their turkish translations:

できるよ

Hadi, bunu yapabilirsiniz.

できるよ!

Onu yapabilirsin!

- 今日、それできるよ。
- 今日ならできるよ。

Onu bugün yapabilirim.

手品できるよ。

Sihirli numaralar yapabilirim.

始まりだぞ できるよ

Macera başlıyor! Hadi, bunu yapabilirsiniz.

君なら成功できるよ。

- Yerinde olsam başarabilirdim.
- Yerinde olsam başarılı olabilirim.

フランス語は理解できるよ。

Fransızca anlayabiliyorum.

できるよ きみしだいだ

Hadi, bunu yapabiliriz. Ama hepsi size bağlı.

彼女は頼りにできるよ。

Ona güvenebilirsiniz.

それなら説明できるよ。

Ben bunu açıklayabilirim.

トムならそれ、もうできるよ。

Tom onu nasıl yapacağını zaten biliyor.

いいかい 君の冒険だ できるよ

Unutmayın, bu sizin maceranız. Bunu yapabilirsiniz!

分解できるように デザインされていて

Demonte edilebilecek şekilde dizayn edilmiştir.

尊重できるようになったのです

anlamamızı sağladı.

彼は信頼できるような男ではない。

- O güvenilir bir adam değildir.
- O güvenilecek bir adam değil.

大丈夫 次はできるよ いい教訓だった

Endişelenmeyin, bir dahaki sefere yapacağız. İyi bir ders aldık.

学校から仕事へと移行できるように

bir eğitimle buluşturmamız mümkün olabilir mi?

結果を予測できるようになりました

Onunla ne istersem yapabilirim ve sonuçları tahmin edebilirim.

セラピストを信頼し 安心できるようにしています

Böylece onlara güveniyorlar ve güvende hissediyorlardı.

バラバラに分解できるように 製品をデザインすること

Bunun bir parçası olacak biçimde tasarlayın.

教えられることなしにできるようになる。

Onlar öğretilmeden yapmayı öğrenirler.

容易に理解できるような本を読みなさい。

Kolayca anlayabileceğin kitaplar türünü oku.

私は勉強できるように自分の部屋に行く。

Odama gidiyorum, böylece ders çalışabilirim.

車があれば、自由に行ったり来たりできるよ。

Bir araban varsa, istediğin zaman gelebilirsin ve gidebilirsin.

何とか彼女は車を運転できるようになった。

Bir araba sürmeyi öğrenmeyi başardı.

すぐ上手にスキーができるようになるでしょう。

Yakında iyi şekilde kayak yapabileceksin.

キャッシーは大学で勉強できるようにアルバイトを見つけた。

Kathy üniversitede okuyabilmek için yarı zamanlı bir iş buldu.

私はその犬を芸当ができるように訓練した。

Oyun yapması için köpeği eğittim.

毎朝早起きできるように努力するつもりだ。

Her sabah erken kalkmaya gayret edeceğim.

あの子に手伝ってもらわなくても、できるよ。

Bunu onun yardımı olmadan yapabilirim.

協力して完治を開発できるような暮らしです

İşbirliği sayesinde tedavi bulduğumuz bir hayat.

トムはすぐに車を運転できるようになるだろう。

Tom yakında bir araba sürebilecek.

彼女は大学で勉強できるようにアルバイトを見つけた。

O, üniversitede öğrenim yapabilmek için kısa-süreli bir işte çalıştı.

彼は留学できるように一生懸命勉強している。

O, yurtdışında eğitim yapabilmek için çok çalışıyor.

- 彼ならできるでしょうが。
- 彼だったらできるよ。

O onu yapabilirdi.

- 私はサッカーをすることが出来ます。
- サッカーならできるよ。

Ben futbol oynayabilirim.

自分のことは自分でできるよ。馬鹿じゃないよ。

Kendi başımın çaresine bakabilirim. Aptal değilim.

- 父は五十歳のときやっと車の運転ができるようになった。
- 父は50歳の時やっと車の運転ができるようになった。

Babam elli yaşındayken nihayet araba sürmeyi öğrendi.

まず 複雑な生物が 進化できるようになりました

Birincisi, karmaşık hayatın evrimleşmesine imkan sağladı.

君なら成功できるよ、がんばって。僕は見捨てない。

Onu yapabilirsin! Kim tutar seni. Yardımına hazır olacağım.

彼女はどうにか車の運転ができるようになった。

Araba kullanmayı öğrenmeyi başardı.

すぐに彼はその仕事ができるようになるだろう。

O, yakında işini yapabilecek.

‎3ヵ月後には この子たちも ‎繁殖できるようになる

Sadece üç ay içerisinde... ...kendileri de çocuk yapacak hâle gelecek.

‎万が一の場合に備え ‎迅速に行動できるようにする

Ve tüm ihtimallere hazır olmalıyım. Aylaklık edemem. Her şey içgüdüsel olmalı.

人はミスを犯して、何事でもできるようになるものだ。

Bir insan hata yapmadan bir şey yapmayı öğrenemez.

いつでもなんでもよく考えてる私に期待できるよ。

Her zaman her şeyi düşünmemi bekleyemezsin.

子供たちときちんと 意思疎通ができるようになると

Çocuklarla doğru dürüst iletişime geçince,

この思いを表現できるような言葉が見つかりません。

Ne hissettiğimi anlatabilecek kelime bulamıyorum.

私は試験に合格できるように一生懸命勉強している。

Sınavı geçebileyim diye çok çalışıyorum.

望むようにではなく、できるようにしか生きられない。

İstediğimiz gibi değil, yaşayabildiğimiz gibi yaşarız.

彼はまもなくまた野球ができるようになるでしょう。

Çok geçmeden tekrar beyzbol oynayabilecek.

飢餓が深刻になる前に 食糧支援の準備ができるように

için kullanabiliyorlar, bu bilgiyi yardım kuruluşlarına

君はもう試験に受かったのだから、一人で運転できるよ。

Artık sınavı geçtiğine göre, kendi başına araba kullanabilirsin.

君からの電話を受ける事ができるように昨夜家にいた。

Çağrını alabilmek için dün gece evde kaldım.

土井さんにお会いできるようにご手配いただけますか。

Lütfen Bay Doi ile görüşmemi ayarlar mısın?

トムは飛行機を操縦できるようになりたいと言っている。

Tom bir uçağı uçurmayı öğrenmek istediğini söylüyor.

彼は試験に合格できるように一生懸命勉強をしている。

Sınavları geçebilmek için çok çalışıyor.

- 私は結婚した後、日本語が上達してもっと理解できるようになった。
- 結婚後、わたしの日本語は上達し、より理解できるようになった。

Evlendikten sonra benim Japonca daha iyi oldu ve daha çok anlayabildim.

どうすれば大事な時に 実力を発揮できるようになるのか?

nasıl en iyisini yapacağız?

でも 彼らが 探索し創意工夫できるよう 成長するためには

ancak onlara, kâşif ve mucit olmaları için

もうあと二週間もすれば退院できるようになるでしょう。

Bundan iki hafta sonra hastaneden çıkabileceksin.

彼らが私の言うことを理解できるようにゆっくり話した。

Beni anlayabilsinler diye yavaş konuştum.

「ママ、もし外出制限がかかっても、せめてディナーパーティーだけはできるよね?」

Anne, karantinaya alınırsak, en azından yine de akşam yemeği partisi düzenleyebiliriz, değil mi?

- できるよ!
- 大丈夫、出来ますよ。
- 君ならできる。
- あなたがやれば。

- Onu yapabilirsin!
- Onu yapabilirsiniz.

競争相手を やっつけたり 陥れたり できるようになりました

Rakiplerimi yenip tuzağa düşürebiliyordum.

両親は 私の短い人生で できるだけ多くの経験ができるよう

ve kısa hayatımda yapabildiğim kadar çok şeyi deneyimlemem için

一つの事に専心して、それがうまくできるようにするべきだ。

Bir şey üzerine konsantre olmalısın ve onu iyi yapmayı öğrenmelisin?

彼の本を読んだ後、家を建てることができるような気がした。

Onun kitaplarını okuduktan sonra bir ev inşa edebileceğimi hissediyorum.

彼女は1週間以内に泳ぐことができるようになるでしょう。

O, bir hafta içinde yüzebilecek.

彼らは2人とも入試に合格できるように一生懸命勉強した。

Onların ikisi de giriş sınavını geçebilmek için çok çalıştı.

女性達がそれを完全に 自分のものにできるようにすることが

kadınların ve kızların, onu tamamen sahiplenmesini sağlamak da

あなたはすぐにもっと上手にテニスができるようになるでしょう。

Yakında daha iyi tenis oynayabileceksin.

近い将来、テレビ電話でお互いに意志疎通ができるようになるだろう。

Çok geçmeden, T.V. telefonla birbirimizle iletişim kurabileceğiz.

- 私は運転することができます。
- 運転できるよ。
- 私は、運転ができます。

Araba sürebilirim.

ヘリコプターが着陸できるようあの人達に後ろに下がるように言って下さい。

Şu insanlara helikopterin inebilmesi için geri çekilmelerini söyleyin.

この本は初心者でも理解できるようなやさしい英語で書かれている。

Bu kitap yeni başlayanların anlaması için çok kolay İngilizce ile yazılmış.

この猿は、きちんと仕込めばいろいろな芸ができるようになるだろう。

Düzgün eğitilmiş maymun bir sürü oyun yapabilecek.

私たちは 去年初めて シロサイビンを使った うつ病治療研究ができるようになりました

Bu sayede geçen yıl depresyon için ilk kez psilosibin tedavisini uygulayabildik.

君たちのためを思っては当直に立ち 君たちが安眠できるようにもしていた

Çoğu vakit siz rahat uyuyabilin diye nöbet tuttum.

ワープロが出来たおかげで、日本語を活字にすることが簡単にできるようになった。

Kelime işlemcilerinin gelişimi Japoncayı kolaylıkla yazmamızı sağladı.

- 誰でもそれはできるよ。
- 誰だってそんなことはできる。
- どなたでもできますよ。

Herhangi biri bunu yapabilir.

生徒達が関係を築き 維持できるように 手助けすることを含むべきではないでしょうか

bağ kurmasına ve bunu devam ettirmesine yardımcı olmak dahil edilmemeli midir?

- 彼女はどうにか車の運転ができるようになった。
- 彼女は車の運転をなんとかやってのけた。

O bir araba sürebildi.

- 私は勉強できるように自分の部屋に行く。
- 私は自分の部屋に行きます。そこで勉強できますから。

Çalışabileceğim yere, odama gidiyorum.

- 君は2、3日すれば車の運転が出来るようになるだろう。
- 君は数日で車の運転ができるようになるだろう。

Birkaç gün içinde araba sürebileceksin.

物は試しにやってはみたけれど、このプログラムつくり、僕が太刀打ちできるような簡単なものじゃなかったね。

Her şeyi denemeye değer diyerek onu da bir deneyeyim dedim. Fakat, böyle bir programın üstesinden gelmek benim boyumu aşan bir mesele çıktı.

- 自分の気持ちを話すだけでも、気分は晴れてくるよ。
- 自分の想いを話してごらん、それだけで気持ちを楽にできるよ。

Yalnızca nasıl hissettiğiniz hakkında konuşmak bile daha iyi hissetmenizi sağlayabilir.

- 俺の息子が話し始めたのは2歳の時だった。
- 息子は、2歳の時におしゃべりができるようになりました。
- 私の息子は、ふたつの時にしゃべり始めました。

Oğlum iki yaşındayken konuşmaya başladı.

ベイカーさんは若い男がすぐに去っていくと確信した。それで彼女は、寝る前までに自分の車を本来の場所に駐車できるように、若い男に少し車を動かすように頼もうと思った。

- Bayan Baker, genç adamın yakında gitmek zorunda kalacağını biliyordu,böylece yatmadan önce gece arabasını uygun bir yere parkedebilmek için, genç adama arabasını biraz hareket ettirmesi için rica etmeye karar verdi.
- Bayan Baker çok yakında genç adamın ayrılmak zorunda kalacağını biliyordu, yatmaya gitmeden önce arabasını gece için uygun bir yere parkedebilmek için genç adama arabasını biraz hareket ettirmesi için rica etmeye karar verdi.

More Words: