Examples of using "それは、" in a sentence and their turkish translations:
- O bir taklit.
- Bu sahte.
O, sırdır.
O bozuk.
Bilirsiniz...
Bundan emin misin?
O korkunçtur.
Bu güzel bir fikir.
O pahalı değildir.
O benim kitabım.
Ama sonra fark ediyorsun ki
O bir TV'dir.
Benim.
O Fransız mı?
Bu düpedüz yalan.
- Bu çok kötü.
- Ne yazık!
- Vah vah!
Durum böyle değil.
O zor bir sorun.
O Pochi'nin yiyeceğidir..
Bu tam bir hikaye.
Bu gerçek mi?
Bu gerekli.
O, uzun bir basamaktır.
O dağıldı.
- Bu bir kitap.
- Bu bir kitaptır.
- O bir kitap.
O eğlenceli olacak.
Çok havalı.
O harika.
Şu tatlı mı?
O ilgi çekici.
O bir kuştur.
Bu bir taklit.
Bunu yapamayız.
Bu saçma.
Onu itiraf ediyorum.
Bu cevaptır.
O mavi bir ev.
O bir köpek.
Bu yalan.
Onu kendim yapmak istiyorum.
- O çok pahalı.
- O çok fazla pahalı.
Bu iyi bir satın alma.
Bu oldukça normal.
Bu bir elmaya benziyor.
Çok pahalı!
O yaklaşık yirmi dolardı.
Benim sıram!
2013'te oldu.
Ama yanılmış olursunuz.
Ama bu başka bir hikâye.
Çünkü Hindukuş-Himalaya dağları,
O beyazdır.
- O pahalı değildir.
- O, pahalı değil.
Bu başka bir olay.
Onun konuyla ilgisi yok.
Bu ciddi bir sorundur.
O, yapay bir çiçektir.
Bu bir oyuncak bebek.
O bir kopya.
Sözüne inanabilir miyim.
O korkunçtur.
Bu bir silahtır.
Bu eğlenceli olabilir.
O güzel bir hikaye.
Ne ayıp!
O bir sır.
30 dolar tuttu.
- O bir kuş mudur?
- O bir kuş mu?
Yapılacak bir şey yok.
Bu benim param.
O, ana kapıdır.
Bu konuda ona sorun.
Bu imkansız.
Bu hukuka aykırı mı?
Bunu herhangi biri yapabilir.
Bu gerçek aşktır.
O yeni değil.
O benim pantolonum.
Ben onu duymaktan usandım.
O sadece ucuz bir reklam kampanyası.
Bu gerçek popüler bir madde.
- O yenidir.
- O yeni.
Bu mükemmel bir şarap.
Bu saf altın mı?
O bir sözlük.
O, benim meselemdir.
Bu moda olan şeyler.
Bizim bunun için iyi bir fiyatımız var.
O, söyleyecek münasip bir şey değil.