Examples of using "じゃあ" in a sentence and their turkish translations:
Görüşürüz!
- Sonra ne olacak?
- Ya sonra?
Bir süre sonra görüşürüz.
Ve işte hazırız.
Partide görüşürüz.
Bu yüzden, başlamalı mıyız?
O kaç yaşında?
Uyumaya gidelim.
Sonra görüşürüz.
Konum al! Hazır! Görüşürüz!
Sabah görüşürüz.
Tamam, onu şipariş edeceğim.
Peki ya negatif bir sayının karekökü?
Peki biz vatandaş olarak ne yapalım?
Ben değilim.
Güle güle. Üzerinde anlaştığımız zamanda görüşürüz.
Beni korkuttun!
Sizi evde görmemi ister misiniz?
Hazır, yerinde, görüşürüz!
Çok iyi değilim.
Bu benim değil.
Şimdi anahtarı alabilir miyim, lütfen?
Yarın görüşürüz.
Ve işte hazırız. Bir yılan kuyusuna inmek her zaman heyecan vericidir.
Bu yanlışları nasıl çıkaracağız?
Fransızcada iyi değilim.
Sana bir şey söyleyeyim.
Benim için bir tane ısmarlar mısın?
Düşman yüzler tarafından kuşatıldığımı görüyorum.
Sen Çin mutfağını sevmiyor musun?
"Kız arkadaşın yok mu?" "Hayır" "Peki ya erkek arkadaşın?"
- O zaman ne yapmamı önerirsiniz?
- O zaman ne yapmamı önerirsin?
- Öyleyse ne yapmamı önerirsiniz?
- Öyleyse ne yapmamı önerirsin?
- Öyleyse ne yapmamı tavsiye edersin?
- Öyleyse ne yapmamı tavsiye edersiniz?
Şimdi siz deneyin.
Korkarım ki yanlış numara almışsın.
Peki, sonra görüşürüz.
Bir ihtimal Tom Jackson'musun?
Chiro bir kedi olduğu için, o lişe sevmez.
Sana biraz para vermedim mi?
- Neyse, lütfen bu notu ona verin. Bu acil.
- Neyse, lütfen bu notu ona ver. Bu acil.
Ben aptal değilim.
Endişelenme. Bu dünyanın sonu değil.
"Benden nefret ediyor musun?" "Hayır" "Yani beni seviyor musun?" "Neden soruyorsun?"
Sanırım bunu düşünmek zorunda kalacağım.
babam kamyoneti sürerken ben ekmek teslimatı yapacağım.
- Ben öğrenci değilim.
- Öğrenci değilim.
Ben bir doktor değilim.
Görevimize büyük bir atlayış ve eğlenceli bir deneme kararıyla başlayacağız.
Bu benimki değil.
Ekmekte küf var. Yani artık onu yiyemeyiz.
- Görüşürüz.
- Bay bay.
Bugün burada duralım.
- Sonra görüşürüz!
- Görüşmek üzere!
- O zaman kedinize kim bakacak?
- Ee, kedinle kim ilgilenecek?
"Bu haftadan itibaren havuz sezonu değil mi?" "Ah evet. O zaman gidip bir mayo almalıyım."
O, sağlığın için iyi olamaz, değil mi?
Biraz Japonca konuşuyorum ama henüz onda iyi değilim.
Ne? Biraz çorba ve kereviz, yiyeceğim bütün şey bu mu? Ben bir Zen rahip değilim.Ben böyle bir kemer sıkma diyetiyle yaşayamam.
"Tuvalete gitmemin bir sakıncası var mı?" "Kesinlikle. Öyleyse seni burada bekleyeceğim."
Oh evet,haklısın.Pekala,bu senin ekonomik olan alışveriş şeklin öyleyse.
Daha sonra görüşürüz.
Bu konuda önerini kabul edeceğim.
Küfretme yoksa ağzını sabunla yıkarım.
Sanırım asla evlenmeyeceğim.
O, böyle bir yağmurda gelmeyecektir.
"Bu ucuz. Ben on yarda alacağım," diye kız cevap verdi.
"Ben şimdi Fransızca 1'den 100'e kadar sayabilirim." "Vay bu harika. Peki 100'den 1 kadar geriye doğru saymaya ne dersin?" "Hayır, o benim için hala imkansız."
Okulda altı yıl İngilizce okumama rağmen onu konuşmada iyi değilim.