Examples of using "Einfach " in a sentence and their turkish translations:
Sadece bunu kontrol et.
Basit!
Onu paket yapın.
Sadece özür dile.
Sadece onu takip et.
- Bu kolay.
- O kolaydır.
Sadece onları izle.
Kırılmışlar.
Bakın, böyle kırıyorsunuz.
çok basit
Sadece yüz.
Sadece onu fırlat.
Sadece yürümeye devam edin.
Sadece su al.
Sadece Tom'u takip et.
Oldukça basit.
Sizce Fransız kolay mı?
Sadece kendine gel.
Sadece Tom'un gitmesine izin ver.
Sadece onları başından at.
Çok kolaydı.
Bu şaşılacak derecede basit.
O çok basittir.
- O çok kolay.
- Çok kolay.
Gerçekten kolay.
Bu inanılmaz biçimde kolaydı.
Az önce durdular.
Oldukça basit.
Sadece sözünü tut.
Bana sadece Tom de.
Sadece onu dene.
onların gitmesine izin verin.
Sende kalsın sadece
- Bu basit.
- Basit.
Sadece saçınızı fırçalayın.
Rahatınıza bakın.
Onu görmezden gel.
Tam orada kal.
O kolaydı.
Bu basit görünüyor.
Sadece git buradan.
Sadece bana inan.
- Kolay.
- Basit.
Bu o kadar basitti.
Bana güven sadece.
Sadece onu görmezden gel.
Sadece Tom'u bul.
Sadece Tom'u görmezden gel.
Sadece gülümsedim.
Sedece gitmesine izin verin
Sadece hayır de.
Sadece özür dile.
Hiç adil değil.
- Sadece uyumak istiyorum.
- Ben sadece uyumak istiyorum.
Bu sadece yeterli değil.
O kolaydır.
Sadece onu yapamam.
Bu sadece bir tesadüf müdür?
Ben sadece seni tekrar görmek istedim.
O sadece çalışmadı.
Sen sadece anlamıyorsun.
Ben sadece sana inanmıyorum.
- Ben sadece sana güvenmiyorum.
- Sana güvenmiyorum işte.
Bu sadece gerçek değil.
Sadece söylediğim gibi yap.
Gidemezsin.
Henüz terk edemezsin.
Sadece beni listeye al.
- Onun hepsi çok basit.
- Çok basittir.
Sadece dans etmek istiyorum.
Tom çok cana yakındır.
çok çok kolay olacak.
Basit! Her zaman kolay değil.
Ve dedi ki, "Ah, evet, harika bir soru, bu çok kolay.
Nedenini anlamak kolay:
Çünkü kolay.
bu kadar basit!
bu kadar basit
anlayabilirsiniz .
bu çok basitti ” diyor .
Yani akıl almaz bir hayat bu.
- Sadece kalbini izle.
- Sadece yüreğinin sesini dinle.
- Yalnızca yüreğinin sesine kulak ver.
- Sadece kalbinin sesini dinle.
O çok kolaydır.
Onlar sade giyinmişlerdi.
Ders iki kolaydır.
Tom sadece anlamıyor.
Bu, halkın parasının çarçur edilmesidir.
Bu onun kadar basit.
Bana sadece Ken de.
Sadece elinden geleni yap.
Bu sadece aptalca.
Sadece onu seviyorum.
O çok basit.
Sadece işini yap.
Sadece soruya cevap ver.
Tom sadece bağırmaya devam etti.