Examples of using "高すぎる!" in a sentence and their turkish translations:
Çok pahalı!
Fiyat çok yüksek.
Bu çok pahalı.
Bu ayakkabılar çok pahalı.
Bu restoran çok pahalı.
O kravat çok pahalı.
Bu kitap çok pahalı.
O çok yaşlı.
Bu kitap benim için çok değerli.
- O çok pahalı.
- Çok pahalı!
Arabanın fiyatı çok yüksek.
Bu kravatın fiyatı fazla yüksek.
Her şeyden önce, o çok pahalı.
Sanırım bu çok pahalı.
Sorun bunun çok fazlaya mal olması.
- O çok fazla pahalı.
- Bu çok pahalı.
Benim çok fazla uzun boylu olduğumu düşünüyor musunuz?
Maalesef o yer biraz çok pahalı.
Gayrimenkulün aşırı pahalı olduğu görüşüne katılıyorum.
Bu kitap çok pahalı. Benim bunu satın almaya gücüm yetmez.
Bu saati satın alırdım fakat çok pahalı.
- O çok pahalı.
- O çok fazla pahalı.
Elbise çok pahalı. Pazarlığı biraz cazip hale getiremez misin?
O, çok yaşlıdır.
Ev bizim için çok büyük, bunun da ötesinde o çok pahalı.
Alıcının bakış açısından, bu CD çalarların fiyatları çok yüksek.
Belki Tom bu tür şeyi yapamayacak kadar çok yaşlı.
Japonya'yı ziyaret eden her yabancı, burada fiyatların çok yüksek olduğunu söylüyor.
Üniversite öğrenimim çok pahalı.
Dış dünyayla olan tek bağ çok yüksekte olan küçük bir pencere.
Ne zaman hoşuma giden bir şey bulsam, hep pahalı olur.