Translation of "重要な" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "重要な" in a sentence and their turkish translations:

- 彼は非常に重要な人物だ。
- 彼は大変重要な人物です。
- 彼はとても重要な人物です。

O, çok önemli bir kişidir.

- 彼は重要な役割を演じた。
- 彼が重要な役を果たした。

O önemli bir rol oynadı.

重要な役を演じる。

Önemli bir rolüm var.

愛は重要な物です。

- Aşk önemli bir şeydir.
- Aşk mühim bir şeydir.

何より重要なのは

ve en önemlisi

それが重要な点です。

Konu odur.

とても重要な概念です

Gerçekten önemli bir kavram.

とりわけ重要なことは

Ve en önemlisi de, bunu görünür

自由こそ 重要なのです

Tüm farkı özgürlük yaratıyor.

それらは重要な問題だ。

Onlar önemli konular.

これは重要な行事です。

Bu önemli bir olay.

- これは最も重要な問題だ。
- これはこの上なく重要な事柄である。

Bu son derece önemli bir mesele.

- これはとても重要なことだ。
- これはたいへん重要な事柄である。

- Bu, çok önemli bir konu.
- Çok önemli bir konu bu.

私達にとって重要なことで 私達の人格の重要な一部だからです

çünkü siyaset bizim için önemli ve kim olduğumuzun bir parçası.

- この問題は非常に重要な問題だ。
- この問題は非常に重要なものだ。

Bu soru büyük bir önem taşımaktadır.

ですが ここで重要なのは

Ancak buradaki önemli şey,

また最も重要なことです

ve ayrıca da en önemlisi.

彼は大変重要な人物です。

O çok önemli bir kişidir.

トムには重要な仕事がある。

Tom'un önemli bir işi var.

重要なのは「意図」の部分です

Önemli olan bilinçli olmaktır.

PTSDの観点から重要なことは

Önemli olarak TSSB bakış açısından bakarsak

安全が最も重要な事である。

Güvenlik en önemli şeydir.

友情ほど重要なものはない。

Dostluk kadar önemli bir şey yoktur.

健康は幸福の重要な要因だ。

Sağlık mutluluk için önemli bir faktördür.

これはとても重要なポイントです。

Bu çok önemli bir nokta.

教育ほど重要なものはない。

Eğitimden daha önemli bir şey yoktur.

クラスの監視係は重要な役割です

Sınıf başkanı olmak çok önemliydi.

無視できない 重要な課題です

Görmezden gelinemeyecek kadar önemli bir soru.

重要な皮膚の細胞にダメージを与え

ve ciltte, hasar gördüğü zaman cilt kanseri gibi

誠実さほど重要なものはない。

Hiçbir şey samimiyetten daha önemli değildir.

トウモロコシは合衆国の重要な農作物だ。

Mısır, ABD'de önemli bir üründür.

真実は重要なことであろうか。

Gerçek önemli mi?

アラビア語は非常に重要な言葉です。

Arapça çok önemli bir dildir.

今年は、私にとって重要な年だ。

Bu yıl benim için önemli bir yıldır.

彼は会社で重要な地位を得た。

Şirkette önemli bir pozisyonu var.

壮観だね でも重要な任務がある

Oldukça muhteşem ama burada önemli bir görevimiz var.

‎すると重要なことが ‎見えてきた

İşte o noktada başarılı olmaya başladım.

彼は重要な科学上の発見をした。

Önemli bir bilimsel keşif yaptı.

日本政府は重要な決定を行った。

Japon hükümeti önemli bir karar verdi.

警察は彼から重要な情報を得た。

Polis, ondan önemli bir bilgi aldı.

彼は会社にとって重要な人材だ。

O, şirketimiz için değerli bir kazanımdır.

あなたにとって重要な事かどうかは判らないが、私にとってはとても重要な事です。

Sizin için bilmiyorum ama benim için bu çok çok önemli.

重要な役割を担うということです

geliştirmeye başlamak için harika bir yerdeyiz demektir.

私の人生でこれほど重要なことを

hayatımın böylesine önemli bir kısmını paylaşmamak

憲法にも記された重要な概念です

anayasada güvence altına alınmış.

重要な地位がトムに与えられました。

Tom'a önemli bir görev verildi.

勤勉は成功のための重要な要素だ。

Zor iş başarının ana unsurudur.

トムは重要な地位を与えられました。

Tom'a onun tarafından önemli bir görev verildi.

その問題はその理由で重要なのだ。

Sorun, o nedenle önemlidir.

それは重要なことだと考えられる。

Önemli bir konu olarak kabul edilir.

これが重要なのは分かっています。

Bunun önemli olduğunu biliyorum.

私にとってそれは重要なことです。

O benim için önemli.

彼が職を得ることは重要なことだ。

Onun iş bulması önemlidir.

重要なことに割ける時間はないよ!

Önemli şeyler için asla zamanın yoktur!

明らかにこれが最も重要な点です。

Açık ki, en önemli nokta budur.

そこが正しく重要なところなんだ。

Hah şunu bileydin.

勝つことだけが重要なんじゃない。

Kazanmak önemli olan tek şey değildir.

数分ごとに 重要な決断が必要になる

Her birkaç dakikada önemli bir hayatta kalma seçimi yapmanız gerekecek.

私は人生で最も重要な ドライブをしました

yaşamımın en önemli araba yolculuğunu yaptım.

もっと重要なのが 彼女が自分自身に

ve daha da önemlisi

その結び目を守るのは重要なことだ。

O kravata bakım yapmak önemlidir.

彼は会社で重要な地位を占めている。

- O, firmada önemli bir konuma sahiptir.
- O, firmada önemli bir konumu işgal eder.

森林の保護は世界中の重要な問題だ。

Orman korunması dünyanın her yerinde önemli bir konudur.

それは私の人生で最も重要な部分です

ve bu hayatımın en önemli parçası.

先生はもう一度重要な箇所を要約した。

Öğretmenimiz önemli noktaları çabucak gözden geçirdi.

水と森と鉱物は重要な自然の資源です。

Su, ormanlar ve madenler önemli doğal kaynaklardır.

彼は今ある重要な仕事でとても忙しい。

O şimdi önemli bir iş ile çok meşgul.

人生において運は重要な役割を果たす。

Şans hayatınızda önemli bir rol oynar.

私たちはこの重要な事実を見落とした。

Bu önemli gerçeği gözden kaçırdık.

彼女はこの企画で重要な役割を演じた。

O bu projede önemli bir rol oynadı.

これは私たちの社会では重要な問題です

Toplumumuzda büyük bir sorun.

家族は社会の最も重要な構成単位である。

Aile, toplumdaki en önemli birimdir.

彼は委員会の中で重要な役割を果たした。

O, komitede önemli bir rol oynadı.

その情報のなかには大変重要なものもある。

- Bilgilerin bir kısmı çok önemlidir.
- Bazı bilgiler çok önemlidir.

彼女は何か重要なことを知っているようだ。

Önemli bir şey biliyor gibi görünüyor.

英語は今日の世界ではとても重要な言語だ。

- İngilizce, bugünün dünyasında çok önemli bir dildir.
- İngilizce, günümüz dünyasında çok önemli bir dildir.

テレビは日常生活で重要な役割を果たしている。

TV günlük yaşamda önemli bir rol oynar.

あなたは重要な手がかりを見落としている。

Önemli bir ipucunu kaçırdın.

石油は古代よりずっと重要なものであった。

- Petrol eski zamanlardan beri önemli olmuştur.
- Petrol eski çağlardan beri önemli olmuştur.

こんにち プライバシーとは何か なぜ重要なのかについて

Günümüzde mahremiyet ve önemi hakkında

この小さいけれど 重要な 1つの観察によって

Bu küçük ama önemli gözleme dayanarak

気候変動に対する最も重要な解決策の一つは

küresel problemler için en önemli çözümlerden biri

パートタイム労働者は経済の発展に重要な役割を演じる。

Part-time çalışanlar ekonominin gelişmesinde önemli bir rol oynar.

それは、無視するにはあまりにも重要な事柄だ。

Bu gözden kaçırılmayacak kadar çok önemlidir.

その伝言が重要なものなら彼に電話しなさい。

Eğer mesaj önemliyse ona telefon et.

調査の後で2、3の重要な事実が明るみにでた。

Soruşturmadan sonra birkaç önemli gerçek ortaya çıktı.

辞書は言語を学習する時に重要な助けになる。

Sözlük dil öğrenmede önemli bir yardımcıdır.

重要なのはゴールではなく、そこに至る道程である。

Nihai hedef bu değil, fakat oraya ulaşma süreci önemli.

呪術は未開社会においては重要な役割をもつ。

Büyü, ilkel toplumda önemli bir rol oynar.

今日の新聞には重要なことは何も載ってない。

Bugünkü gazete önemli bir şey içermiyor.

湯川博士は科学研究に重要な役割を果たした。

Doktor Yukawa bilimsel çalışmada önemli bir rol oynadı.

More Words: