Examples of using "行くよ" in a sentence and their turkish translations:
Ama ben buna varım, hadi.
Pazar günü gideceğim.
Evet, Bob, geleceğiz.
Senin yerine geleceğim.
Bu akşam kiliseye gideceğiz.
- Gideceğim.
- Gidiyorum.
Gideceğim.
Saat yedide seni arabayla alacağım.
Alınmam gerekecek. Merhaba. Tamam, geliyoruz.
Taksiye binmektense, yürümeyi tercih ederim.
2.30'da seni alacağım.
- Sizinle geleceğim.
- Seninle geliyorum.
- Seninle gideceğim.
- Seninle birlikte gidiyorum.
- Seninle gidiyorum.
- Seninle gidiyor olacağım.
O, oraya gitmemi tavsiye etti.
Eğer gelirsen gideceğim.
Seni almak için öğleyin geleceğim.
- Geliyorum.
- Ben geliyorum.
- Berbere genelde ayda bir giderim.
- Genellikle ayda bir kez berbere giderim.
Sahile gitmektense dağlara gitmeyi tercih ederim.
Yarın yağmur yağarsa, otobüsle gideriz.
Ona odanın dışını temizlemesini söyledim.
- O, oraya gitmemi tavsiye etti.
- Oraya gitmemi tavsiye etti.
Evde kalmayı balık tutmaya tercih ederim.
Onun oraya gitmesine önem verdik.
Ben derhal geleceğim.
O oraya gitmemi önerdi.
Ebeveynleri ona bir üniversiteye girmesini söyledi.
Hava sıcak, bu cesur bir karar ama yetki sizde, hadi gidelim. Hadi.
Ev ödevimi yaptığımda, geleceğim.
Kesinlikle geleceğim.
- Geliyorum.
- Ben geliyorum.
O onun oraya gitmesini tavsiye etti.
Tom'u Boston'a gitmek için ikna ettim.
Tom Mary'ye hastaneye gitmesini söyledi.
Yalnız gitmektense evde kalmayı tercih ederim.
Tamam. En kısa sürede geleceğim.
Yaya gitmeyi otobüsle gitmeye tercih ederim.
Onun polise gitmesini tavsiye ettin mi?
Yüzmeye gitmektense futbol oynamayı tercih ederim.
Kural olarak, saat sekizden önce okula giderim.
Elbette gideceğim.
O bize gitmemiz için ısrar etti.
Onlar benim polis karakoluna gitmemi tavsiye etti.
Alışverişe gitmektense evde kalmayı tercih ederim.
- Oraya gitmekten başka yolumuz yoktu.
- Oraya gitmekten başka seçeneğimiz yoktu.
Ben orada olacağım.
Her sabah alışverişe gidiyorum.
- Ben gidiyorum.
- Gidiyorum.
O, partiye katılmamı ilke edindi.
Yürüyüşe gitmeyi film izlemeye tercih ederim.
Parka gitmektense hayvanat bahçesine gitmeyi tercih ederiz.
Annem diş hekimi ile görüşmemi tavsiye etti.
Yarın oraya gitmesini rica ettim.
Sadece uykunuz geldiğinde yatağa dönün,
Onun tarafından odayı derhal terk etmemiz söylendi.
Oraya yalnız gitmeyecek kadar akıllıdır.
Bir dakika içerisinde orada olacağım.
O ona hâlâ gençken yurt dışına gitmesini tavsiye etti.
Tom Mary'yi onunla birlikte kiliseye gitmek için ikna etmeye çalıştı.
Çabalarsan, başarırsın.
Film izlemektense yürümeyi tercih ederim.
Sık sık sinemaya giderim.
Herkesle geçinmek için çaba göstermelisin.
Karanlık ve rutubetli yerler börtü böcek bulmak için her zaman iyidir. Biz de oraya gidiyoruz.
O oraya gitmeme ısrar etti.
Ben şimdi gidiyorum.
Kalabalık trenlerde seyahat etmektense erken çıkmayı tercih ederim.
Gitmekten başka seçeneğim yoktu.
Babam yeri görmeye gitmem konusunda ısrar etti.
Bu gece sinemaya gitmektense evde kalmayı tercih ederim.
Ayda bir kez berbere giderim.
Casus ülkesine döner dönmez başka bir ülkeye gitmesi söylendi.
Babam benim gidip o yeri görmemi istedi.
Gözlüğüm için odama gitmesini istedim.
- Gidelim!
- Hadi gidelim!
Gitmekten başka seçeneğimiz yok.
Açım, bu yüzden yiyecek bir şeyler alacağım.
Lütfen bana şans dile.
Taksiyle gitmektense yürümeyi tercih ederim.
Böyle tehlikeli bir yere gitmeyecek kadar mantıklı olmalısın.
- Her sabah alışverişe çıkarım.
- Her sabah alışverişe giderim.
Hey, eğer yemek yediye kadar hazır olmazsa restorana gideceğim.
Olduğun yerde kal, geleceğim ve seni alacağım.
Şiddetli yağmur yağsa bile gideceğim.
Elimden geldiğince kısa sürede dışarı çıkacağım ve bir tane alacağım.
Tekneyle değil uçakla gitmem söylendi, nasihatı dinledim.
O ona hastaneye gitmesini tavsiye etti fakat o onun tavsiyesine uymadı.
Ona ayak uydurmaya çalış.
Ona odadan ayrılmasını söyledim.
Geç kalabilme ihtimalime rağmen orada olacağım.
Benden alışverişe gitmemin rica edilmesinden hoşlanmam.
Bu öğleden sonra doktora gideceğim.