Examples of using "忘れた。" in a sentence and their turkish translations:
Unuttum.
- Biz unuttuk.
- Unuttuk.
Unuttun mu?
Tom unuttu.
Kahretsin, kameramı unuttum!
Oh hayır! Cüzdanımı unuttum.
Gazı kapatmayı unuttum!
Arkada bir şemsiye bıraktım.
Tom şemsiyesini unuttu.
O, ışığı kapamayı unuttu.
Saatimi evde bıraktım.
Unuttum.
Ben onu unuttum.
Bana unuttuğunu mu söylüyorsun?
Ben tamamen unuttum.
Sadece pencereyi kapatmayı değil aynı zamanda süpürmeyi de unuttum.
Ona sormayı unuttum.
Biri onun şemsiyesini geride bıraktı.
Çantamı geride bıraktım.
"Unuttum." diye yanıtladı.
Para getirmeyi unuttun mu?
O, şemsiyesini arkasında bıraktı.
Tom şifresini unuttu.
Yatmaya gitmeden önce TV'yi kapatmayı unuttum.
Şemsiyemi taksinin arkasında unuttum.
Tom adını imzalamayı unuttu.
Köpeğimi beslemeyi unuttum.
Brian eşyalarını geride bıraktı.
O, şemsiyesini otobüste bıraktı.
Çekmeceyi kilitlemeyi unuttum.
Ben kameraya film koymayı unuttum.
Yeni araştırmasında kendini kaybetti.
O, biletini evde bıraktı.
Unutursam, lütfen bana hatırlat.
Bu ay kiramı ödemeyi unuttum.
Onlar kapıyı kilitlemeyi unuttular.
O, kitabı masaya bıraktı.
Bir sıfırı eksik yazdıklarını sandım.
Ona bir hediye satın aldığını unuttu.
Ben bugün onu aramayı unuttum.
- O, köpeğini beslemeyi unuttu.
- Köpeğini beslemeyi unuttu.
Annem salataya tuz eklemeyi unuttu.
Dün gece anahtarımı yanlış yere koydum gibi geliyor.
Gitmeye niyet ettim fakat unuttum.
Sözlüğümü geri vermeyi unuttu.
O, sözünü unutmuş olmalı.
Tom şemsiyesini yanına almayı unuttu.
Onu masanın üstünde bırakmış olabilirim.
O, mektubu postalamayı unuttu.
Az önce söylediğin şeyi zaten unuttun mu?
Uyumadan önce televizyonu kapatmayı unuttum.
Anahtarlarımı unuttuğumu fark ettim.
Ben zarfın üstüne pul eklemeyi unuttum.
- O, aklımdan çıkmış olmalı.
- Aklımdan çıkmış olmalı.
Deponun kapısını kilitlemeyi unutan kimdi?
Tom kamerasını arabada bırakacak kadar dikkatsizdi.
O, şemsiyesini trende bıraktı.
Adresimi unutmuş olamaz.
Kamerayı dikkatsizce otobüste unuttu.
Oraya gitme sözünü unuttu.
Sonunda, olayı unuttu.
Dün beni görmek için gelmeyi unuttu.
Öf ya, cep telefonumu unuttum.
- Ödevini unutman ihmalkarlıktı.
- Ev ödevini unutman senin ihmalkarlığındı.
O ünlü bir şarkıcı ile karşılaştığında külahını havaya attı.
Anahtarlarımı nereye bıraktığım hakkında bir fikrim yok.
O, muhtemelen onu unuttu.
Mektubu postalamadan önce pul yapıştırmayı unuttum.
Tom bir şey unuttuğunu sandığını söyledi.
Arabamın anahtarlarını unuttum.
"Olamaz! Şemsiyemi trende unuttum." "Ne sersem şeysin!"
Arka kapıyı kapatmayı düşünemeyecek kadar sarhoştu.
Dün odada kaybettiğim bir çantaydı.
O, randevuyu unuttuğumda bana çok kızgındı.
Kitabı getirmeyi unuttum. Aklımdan çıkmış işte.
Anahtarı arabada bırakmak senin dikkatsizliğindi.
Şemsiyesini otobüste bırakmış olabilir.
Sözünü unuttuğu için onu lanetledi.
Dün Bay Kinoshita gözlüklerini ofiste bıraktı.
Onun kuzeni, onun adını hep unuturum, bir hemşireydi.
Onları trende bırakmış olabilirim.
Sevgililer Gününü unuttuğu için erkek arkadaşıma kızgınım.
Ben randevuyu unuttuğumda bana çok kızmıştı.
Tom, mayosunu getirmeyi unutmuş.
Tamamen unuttum.