Translation of "忘れた。" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "忘れた。" in a sentence and their turkish translations:

- 私はそれを忘れた。
- 忘れた。

Unuttum.

忘れた。

- Biz unuttuk.
- Unuttuk.

忘れたの?

Unuttun mu?

トムは忘れた。

Tom unuttu.

あ、カメラ忘れた!

Kahretsin, kameramı unuttum!

ヤバイ!財布忘れた!

Oh hayır! Cüzdanımı unuttum.

- ガスを消すのを忘れたわ。
- ガスを止めるの忘れた!

Gazı kapatmayı unuttum!

傘を置き忘れた。

Arkada bir şemsiye bıraktım.

トムは傘を忘れた。

Tom şemsiyesini unuttu.

- 彼は電灯を消し忘れた。
- 彼は電気を消すのを忘れた。

O, ışığı kapamayı unuttu.

家に時計を忘れた。

Saatimi evde bıraktım.

- 忘れました。
- 忘れた。

Unuttum.

私はそれを忘れた。

Ben onu unuttum.

忘れたって言うの?

Bana unuttuğunu mu söylüyorsun?

すっかり忘れたよ。

Ben tamamen unuttum.

私は窓を閉め忘れただけでなく、掃除することも忘れた。

Sadece pencereyi kapatmayı değil aynı zamanda süpürmeyi de unuttum.

彼に聞くのを忘れた。

Ona sormayı unuttum.

誰かが傘を置き忘れた。

Biri onun şemsiyesini geride bıraktı.

私は財布を置き忘れた。

Çantamı geride bıraktım.

女性は「忘れた」と答えた。

"Unuttum." diye yanıtladı.

お金を忘れたのですか?

Para getirmeyi unuttun mu?

彼女は傘を置き忘れた。

O, şemsiyesini arkasında bıraktı.

トムは自分のパスワードを忘れた。

Tom şifresini unuttu.

- 寝る前にテレビを消すのを忘れた。
- 私は寝る前にテレビを消すのを忘れた。

Yatmaya gitmeden önce TV'yi kapatmayı unuttum.

私はタクシーに傘を置き忘れた。

Şemsiyemi taksinin arkasında unuttum.

トムは署名するのを忘れた。

Tom adını imzalamayı unuttu.

犬に餌をやるのを忘れた。

Köpeğimi beslemeyi unuttum.

ブライアンは自分の物を置き忘れた。

Brian eşyalarını geride bıraktı.

彼女はバスに傘を置き忘れた。

O, şemsiyesini otobüste bıraktı.

引き出しのカギをかけ忘れた。

Çekmeceyi kilitlemeyi unuttum.

カメラにフィルムを入れるのを忘れた。

Ben kameraya film koymayı unuttum.

彼は新しい研究に我を忘れた。

Yeni araştırmasında kendini kaybetti.

彼女は切符を家に置き忘れた。

O, biletini evde bıraktı.

私が忘れたら注意して下さい。

Unutursam, lütfen bana hatırlat.

今月の家賃を払うのを忘れた。

Bu ay kiramı ödemeyi unuttum.

彼らは錠を下ろすのを忘れた。

Onlar kapıyı kilitlemeyi unuttular.

彼は本をテーブルの上に置き忘れた。

O, kitabı masaya bıraktı.

ゼロを1つ 付け忘れたのかと思い

Bir sıfırı eksik yazdıklarını sandım.

彼は彼女にプレゼント買った事を忘れた。

Ona bir hediye satın aldığını unuttu.

今日彼に電話をするのを忘れた。

Ben bugün onu aramayı unuttum.

彼女は犬に餌をやるのを忘れた。

- O, köpeğini beslemeyi unuttu.
- Köpeğini beslemeyi unuttu.

母はサラダに塩を加えるのを忘れた。

Annem salataya tuz eklemeyi unuttu.

私は昨晩キーを置き忘れたらしい。

Dün gece anahtarımı yanlış yere koydum gibi geliyor.

私は行くつもりだったが忘れた。

Gitmeye niyet ettim fakat unuttum.

彼は私の辞書を返すのを忘れた。

Sözlüğümü geri vermeyi unuttu.

彼女は約束を忘れたに違いない。

O, sözünü unutmuş olmalı.

トムは傘を持っていくのを忘れた。

Tom şemsiyesini yanına almayı unuttu.

- テーブルの上に置き忘れたのではないかと思います。
- テーブルの上に置き忘れたのかもしれない。

Onu masanın üstünde bırakmış olabilirim.

彼女は手紙を投函するのを忘れた。

O, mektubu postalamayı unuttu.

さっき自分で言ったこと忘れたの?

Az önce söylediğin şeyi zaten unuttun mu?

私は寝る前にテレビを消すのを忘れた。

Uyumadan önce televizyonu kapatmayı unuttum.

私はかぎを忘れたことに気づいた。

Anahtarlarımı unuttuğumu fark ettim.

私は封筒に切手をはるのを忘れた。

Ben zarfın üstüne pul eklemeyi unuttum.

きっともう忘れたと言うことだわ。

- O, aklımdan çıkmış olmalı.
- Aklımdan çıkmış olmalı.

- 倉庫の鍵を掛け忘れたのはいったい誰ですか。
- 倉庫のドアの鍵をかけ忘れたのは誰なの?

Deponun kapısını kilitlemeyi unutan kimdi?

トムは不注意にもバスにカメラを置き忘れた。

Tom kamerasını arabada bırakacak kadar dikkatsizdi.

彼女は電車の中にかさを置き忘れた。

O, şemsiyesini trende bıraktı.

彼女が私の住所を忘れたはずがない。

Adresimi unutmuş olamaz.

彼は不注意にもバスの中にカメラを忘れた。

Kamerayı dikkatsizce otobüste unuttu.

彼はそこに行くという約束を忘れた。

Oraya gitme sözünü unuttu.

やがて彼はその事件のことを忘れた。

Sonunda, olayı unuttu.

彼は昨日私に会いに来るのを忘れた。

Dün beni görmek için gelmeyi unuttu.

- あ、携帯忘れた。
- あっ、携帯忘れちゃった。

Öf ya, cep telefonumu unuttum.

- 宿題を忘れるなんて君は不注意だった。
- 宿題を忘れたのは君が不注意だった。
- 宿題を忘れたとは君は不注意だった。
- おまえが宿題を忘れたのは不注意だった。
- あなたが宿題を忘れた事は、不注意である。

- Ödevini unutman ihmalkarlıktı.
- Ev ödevini unutman senin ihmalkarlığındı.

- 彼女は有名な歌手に会って我を忘れた。
- 彼女は有名な歌手に会って、うれしくて我を忘れた。

O ünlü bir şarkıcı ile karşılaştığında külahını havaya attı.

どこにカギを置き忘れたのか分からない。

Anahtarlarımı nereye bıraktığım hakkında bir fikrim yok.

たぶん彼はそのことを忘れたのだろう。

O, muhtemelen onu unuttu.

手紙を出す前に切手を貼るのを忘れた。

Mektubu postalamadan önce pul yapıştırmayı unuttum.

トムは何か忘れた気がすると言っていた。

Tom bir şey unuttuğunu sandığını söyledi.

- 車の鍵を置き忘れた。
- 車のキーを忘れてきた。

Arabamın anahtarlarını unuttum.

「しまった!傘を電車に忘れた」「あわてん坊ね」

"Olamaz! Şemsiyemi trende unuttum." "Ne sersem şeysin!"

彼は酔っぱらっていて裏戸を閉め忘れた。

Arka kapıyı kapatmayı düşünemeyecek kadar sarhoştu.

私が昨日その部屋に忘れたのは鞄だった。

Dün odada kaybettiğim bir çantaydı.

私が約束を忘れたとき、彼はとても怒った。

O, randevuyu unuttuğumda bana çok kızgındı.

うっかりして本を持ってくるのを忘れた。

Kitabı getirmeyi unuttum. Aklımdan çıkmış işte.

車にキーを置き忘れたのは不注意でしたね。

Anahtarı arabada bırakmak senin dikkatsizliğindi.

彼女は傘をバスの中に忘れたかもしれません。

Şemsiyesini otobüste bırakmış olabilir.

彼女は彼が約束を忘れたことをののしった。

Sözünü unuttuğu için onu lanetledi.

木下さんは昨日眼鏡を事務所に置き忘れた。

Dün Bay Kinoshita gözlüklerini ofiste bıraktı.

彼の従姉妹は、名前は忘れたが、看護婦だった。

Onun kuzeni, onun adını hep unuturum, bir hemşireydi.

私は電車の中に置き忘れたのかもしれない。

Onları trende bırakmış olabilirim.

私はバレンタインのことを忘れた彼氏に怒っています。

Sevgililer Gününü unuttuğu için erkek arkadaşıma kızgınım.

私が約束を忘れたとき、彼女はとても怒った。

Ben randevuyu unuttuğumda bana çok kızmıştı.

トムったら、水着を持ってくるの忘れたんだよ。

Tom, mayosunu getirmeyi unutmuş.

- すっかり忘れたよ。
- すっかり忘れてしまいました。

Tamamen unuttum.

More Words: