Examples of using "子供のすきな小さい神さまがありました。いつもは森の中で、歌をうたったり笛を吹いたりして、小鳥やけものと遊んでいましたが、ときどき人のすんでいる村へ出てきて、すきな子供たちと遊ぶのでした。" in a sentence and their turkish translations:
Bir zamanlar çocukların sevdiği küçük bir hayalet vardı. O genellikle ormanda şarkılarını söylerdi ve flütünü çalardı ve kuşlar ve benzeri hayvanlarla oyalanırdı. Bazen insanların yaşadığı köye gelirdi ve sevdiği çocuklarla oynardı.