Translation of "例えば" in Turkish

0.015 sec.

Examples of using "例えば" in a sentence and their turkish translations:

例えば

Örneğin,

例えばロードアイランドやペンシルベニア

Rhode Island, Pennsylvania gibi yerleri

例えばアメリカでは

Birleşik Devletler'de örneğin,

例えば ディープラーニングの ネットワークに

Örneğin derin öğrenme ağına

- 例えば、これは一本のペンです。
- 例えば、これはペンです。

Mesela, bu bir kalem.

例えば 再発の怖れ

tekrar kötüleşme korkusu,

例えば診療所 病院

gerçek bir mega şehirde olması gerektiği gibi,

- 例えば、君は英語が好きですか。
- 例えば、英語が好きですか。

Mesela, İngilizceyi seviyor musun?

例えば二十世紀のファシズム

Bu senaryoyu 20. yüzyılın faşizminde yaşamıştık:

例えばこのようにー

Bunun gibi.

例えばラリー・ペイジや ジェフ・ベゾスが

Larry Page, örneğin, Jeff Bezos--

例えば TEDのおかげで

Örneğin TED,

例えば 食生活を見ると

Örneğin, yemek.

例えばこの氷河ですが

Örneğin, şu buzulu ele alalım.

例えば こんな写真です

ve şöyle görünüyor.

例えば これは左から ジンバブエ

Örneğin burada Zimbabwe'den bir aile,

例えば、通勤ラッシュを避ける

yoğun olmayan zamanlarda yola çıkmaya çalışmak gibi.

例えば「カ」の音を発する際

"Kh" sesi örneğin.

例えば私が保守派だったら

Örneğin, eğer muhafazakar değerleri savunuyorsam,

例えば 乳がんの女性患者は

Örneğin, göğüs kanseri olan bir kadın hasta

- 「Tatoeba」とは、日本語で「例えば」という意味です。
- "Tatoeba"とは日本語で「例えば」という意味です。

"Tatoeba" Japoncada "mesela" demektir.

例えばマリー・ワットによる 毛布のトーテムポールです

Örneğin, Marie Watt'ın ''Battaniyeden Totem Direği''

例えば あなたはどうでしょうか?

Mesela, sizin umurunuzda olmalı mı?

例えば 植物由来の美味しいハンバーガーは

ve bunu örneğin, size ve iklime faydalı

例えば 重さはどれくらいなのか?

Örneğin ağırlığı ne?

例えば 地球温暖化の主な原因である

Örneğin, atmosferdeki CO2 yoğunluğunu,

例えば クラブの6を選んだなら 6を足し

Mesela, sinek altılı seçtiyseniz sayınaza altı ekleyin,

例えば アップルはなぜ あれほど革新的なのか?

Örneğin: Neden Apple çok yenilikçi?

例えば1キログラムの物体を 月の表面に運ぶには

bir kiloluk bir şeyin, örneğin, ay yüzeyine götüreceğimiz,

例えば遺伝子を 考慮に入れなければならず

Mesela, genetik faktörleri de hesaba katmalıyız

最悪なアイデアは 例えば ゴミ捨て場の中にあるレストランや

Berbat fikirler ise çöplükteki bir restoran,

彼女は静かな音楽を好むー例えばバロック音楽を。

O, sessiz müziği tercih ediyor - örneğin barok.

例えば、小鳥は特別な防御装置を備えている。

Örnek olarak, kuşlar özel bir korunma sistemine sahiptir.

私は、例えば、猫や犬のような動物が好きです。

Hayvanları seviyorum. Mesela kedi ve köpekleri.

例えば保守的なムスリムである 祖父のような人です

dedem gibi esmer insanlarla bağlantı kurabiliyor

例えば 物理的に構造が 変化してしまった脳は

beynin fiziksel yapısındaki değişiklikler gibi

例えば私が家を持っていない そうホームレスだったら

peki ama, ya bir evim yoksa, evsizsem

例えば、自立して生活している私の母のような

Örneğin, annem bağımsız olarak yaşıyor.

日本には美しい都市が多い。例えば京都、奈良だ。

Japonya güzel şehirlerle doludur. Örneğin, Kyoto ve Nara.

例えば 1700年代に 社会は奴隷制の合法化に合意し

Örneğin, 1700'lerde toplum yasal kölelik konusunda uzlaşmıştı.

例えば2つの薬を 1つに合わせるというような

yıllardır yapmayı bildiğimiz şeyler içindi.

例えば 住宅ローンを借りれば 手数料が課されますね

Örneğin, gidip konut kredisi alsanız sizden bir ücret alınırdı.

例えば 現代社会での葛藤について 伝えたい場合

Eğer günümüzün mücadelesi hakkında bir hikâye anlatmak istesem

イタリアには多くの古い都市がある。例えばローマとかベネチアだ。

- İtalya'da birçok eski kent vardır. Örneğin Roma ve Venedik.
- İtalya'da çok sayıda eski şehir var. Örneğin Roma ve Venedik.

ある住居区 例えばきれいな建築や公園があります

Mimari ve parkların çok güzel olduğu bir mahalleye gittiniz

例えば君が1万ドル持っていればどうするだろうか。

On bin doların olsa ne yaparsın?

私にはたくさん趣味がある。例えば魚釣り、登山です。

Birçok hobilerim var, örneğin balıkçılık ve tırmanma.

この店は食料品、例えばバター、チーズ、砂糖などを売っている。

Dükkân; tereyağı, peynir ve şeker gibi gıda malzemeleri satıyor.

例えば土曜日の朝7時から 芝刈りをしないことです

Örneğin, bir Perşembe sabahı saat 7'de bahçenizi biçmeye başlamayın.

例えば1918年、アメリカで軍隊の大規模な移動が行われました

1918 grip döneminde, Birleşik Devletler genelinde birliklerin büyük bir hareketliliği vardı,

彼は不思議な生物、例えばヘビのような生物が好きです。

- O, garip hayvanları sever, örneğin yılanlar.
- O acayip hayvanları sever, örnek olarak yılan gibi.

例えばあなたのような若い人たちがこの仕事には必要だ。

Bu iş için sizin gibi genç erkekler gerekiyor.

海岸の避暑地は、例えばニューボートがそうだが、夏には非常に混雑する。

Newport gibi, deniz kenarındaki tatil köyleri yaz aylarında çok kalabalıktır.

例えば 紛争地域で恐怖を感じたり 身を伏せたりすることです

örneğin, savaş alanındaki korku hissi ve korunmak için eğilmek -

例えば ロボットは 反復作業や 細かく条件が決められた作業が得意ですが

Örneğin, robotlar tekrarlanan ve kısıtlı çalışmalarda mükemmeldir

例えば、フランス人ならロシア人のジョークを聞いてもなかなか笑えないかも知れない。

Bir Fransız, mesela, bir Rus şakasına gülmekte zorlanır.

様々な種類の保険がある。例えば健康保険、火災保険、生命保険などである。

Birçok türde sigorta var. Örn. sağlık sigortası, yangın sigortası, hayat sigortası vb.

- たとえば、彼はドイツ語、フランス語、英語を話します。
- 例えば、 彼は ドイツ語とフランス語と英語を話します。

Örneğin, o Almanca, Fransızca ve İngilizce biliyor.

例えばジャック・パインの松かさは、高温により影響を受けるまでは自ら開いて種子を放出しない。

Jack çamı kozalakları, örneğin, büyük bir ısıya maruz kalıncaya kadar tohumlarını bırakmak için kolayca açılmazlar.

- あなたは、たとえば絵を描くような趣味がありますか。
- 何か趣味がありますか?例えば絵を描くみたいな。

Bir hobin var mı. Örn. resim?

- "Tatoeba"とはどういう意味ですか?
- 「例えば」とはどういう意味ですか?
- 「Tatoeba」ということはどういう意味をしていますか。

- TATOEBA ne anlama geliyor?
- "Tatoeba" ne anlama geliyor?
- "Tatoeba" ne demek?

- 例えば君が1万ドル持っていればどうするだろうか。
- あなたがもし仮に一万ドルを持っていたらどうしますか。

Varsayalım ki on bin doların olsa ne yaparsın?