Examples of using "一方で" in a sentence and their turkish translations:
Bir yandan Ingolf'u gerçekten sevmiştim.
Fakat yapay zekâ çağı keşifleri devam etti
Diğer yandan bunu görmezden gelirseniz
Ancak bana korkularından da bahsediyorlar.
fakat gittikçe daha ciddi şekilde engelli oldum.
Öyle bir model ki... milyarlarca insanı bir kenarda bırakıp
Yapay zekâ rutin işleri yok ettikçe
Çoğumuz büyük riskler almaz;
Cevapları ortaya yakın olanlar doğru ya da yanlıştan
Bir taraftan o iyi biri, diğer yandan tembel.
Dragnet gözetimi ise ikisini de korumuyor.
Öte yandan bazı hayvanlar geceyi avantaja çevirir. YAĞMUR ORMANLARINDA GECE
ve iyi bir kurtarış yaptığınızda tüm övgüleri alırken
Ben onun sakinliğini bir armağan olarak görüyorken
Adaletsizliği algıladığımızdaysa acı hissediyoruz,
O, bir taraftan raporumu methetti diğer taraftan onu eleştirdi.
O iş, çok ilgi çekici değildi. Ancak, ücreti iyiydi.
Bir taraftan ağır kayıplar verdik fakat diğer taraftan deneyimden birçok şey öğrendik.
Bir taraftan o herkese naziktir fakat diğer taraftan çok fazla içtenlikle davranmaz.
Bir taraftan, hatalısın ama diğer taraftan onun için seni suçlayamam.