Translation of "一人だ。" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "一人だ。" in a sentence and their turkish translations:

- 一人だ。
- 私は一人だ。

Yalnızım.

一週間ずっと一人だったの?

Bütün hafta yalnız mıydınız?

メアリーは私の好きな作家の一人だ

Mary benim en sevdiğim yazarlardan bir tanesi.

彼は一人だけでそこへ行った。

- O, tek başına oraya gitti.
- O, oraya kendisi gitti.

彼は我が国有数の頭脳の一人だ。

- Kendisi ülkemizin en iyi beyinlerinden biridir.
- Ülkemizdeki en zeki kimselerden biridir.

両親が旅に出ていて、私は家に一人だ。

Ailem uzakta bir yolculuğa çıktı ve evde yalnızım.

彼は日本でもっとも有名な歌手の一人だ。

- Kendisi Japonya'daki en meşhur şarkıcılardandır.
- Japonya'daki en ünlü şarkıcılardan biridir.
- O, Japonya'daki en tanınmış şarkıcılardan biridir.

彼は現代のもっとも立派な歌手の一人だ。

O, günün en iyi şarkıcılarından biridir.

その事故で生き残ったのはたった一人だった。

Sadece bir kişi kazadan sağ kurtuldu.

彼女は一人だが、寂しいとは思うことはなかった。

O yalnız olmasına rağmen, o yalnız olduğunu düşünmüyordu.

- メアリーが部屋に忍び込んだのを見たのは、トムただ一人だった。
- メアリーが部屋に忍び込んだのを目撃したのは、トム一人だけだった。

Tom Mary'nin odaya sessizce sokulduğunu gören tek kişiydi.

私は 良い心をもった 男の一人だと思っていました

Kendimi seçkin erkeklerden biri olarak görürdüm.

彼は明らかに日本で最も成功した実業家の一人だ。

O şüphesiz Japonya'daki en başarılı iş adamlarından biridir.

私が知る限り、彼は町で最もすぐれた医者の一人だ。

Bildiğim kadarıyla, o, şehirdeki en iyi doktorlardan biridir.

あの女優は世界中で最も美しい女性の一人だと思う。

O aktrisin dünyanın en güzel kadınlarından biri olduğunu düşünüyorum.

- 部屋には彼が一人だった。
- 彼はその部屋でひとりだった。

O, odada yalnızdı.

彼は我が国で最も偉大な科学者のうちの一人だと考えられている。

O, ülkemizdeki en büyük bilimcilerden biri olarak düşünüldü.

- リンカーンはアメリカ史の中の最も偉大な人物のひとりである。
- リンカーンはアメリカで最も偉大な人物の一人だ。

- Lincoln Amerikan tarihinin en büyük isimlerinden biridir.
- Lincoln, Amerikan tarihindeki en büyük figürlerden biridir.

- 彼は一人だけで時間を過ごすことがある。
- 時々彼はひとりぼっちで時をすごします。

O, bazen tek başına zaman geçirir.

- 彼を除けば、ほかの誰もパーティーに来なかった。
- 彼を除いて、他の誰もパーティーには来なかった。
- パーティーに来たのは彼一人だけだった。

O, partiye gelen tek kişiydi.

- メグはジーンズをはいていた唯一の女の子だった。
- メグだけがジーンズをはいていた女の子だった。
- ジーンズを着用していた女の子は、メグただ一人だった。
- メグはジーパンをはいていたただ一人の女の子だった。

Meg kot pantolon giyen tek kızdı.

More Words: