Translation of "らし―" in Turkish

0.014 sec.

Examples of using "らし―" in a sentence and their turkish translations:

雨らしい。

Yağmur yağacak gibi geliyor.

素晴らしい。

Ah, harika.

素晴らしい 本当に素晴らしいものです

Oldukça muhteşem, oldukça muhteşem.

- 彼はドアベルを鳴らした。
- 彼はドアのベルを鳴らした。

O, kapı zilini çaldı.

素晴らしいものや ひどいものをもたらします

harika ya da korkunç bir biçimde çarpan bir yıldırımdır.

- 彼はタオルを水で濡らした。
- 彼は、タオルを水で湿らした。

O, havluyu suyla ıslattı.

彼は元気らしい。

Onun iyi olduğu görünüyor.

トムは女たらしだ。

Tom bir kadın avcısı.

自分らしくあれ。

Kendine gel.

彼は学生らしい。

O bir öğrenci gibi görünüyor.

トムは素晴らしい。

Tom mükemmel.

素晴らしい話だ!

Gerçekten güzel bir hikaye!

ジャックは病気らしい。

Jack hasta görünüyor.

- 素晴らしいですね!
- なんてすばらしいんでしょう。

Ne harika!

「女性が自分らしく?」

"Kadınlar, oldukları gibi?"

人生は素晴らしく

Hayat çok güzel

彼はいい奴らしい。

İyi bir adam gibi görünüyor.

彼女は素晴らしい。

O korkunçtur.

倦怠期らしいです。

Onlar evli yaşamdan sıkılmış gibi görünüyorlar.

素晴らしい一年を。

İnşallah harika bir yıl geçirirsin.

彼は一見ピアニストらしい。

Görünüşe göre o bir piyanisttir.

彼女は幸せらしい。

O, mutlu gibi görünüyor.

素晴らしいですね。

O dehşet verici.

ミルクを切らしてるの。

Sütüm bitti.

もっかいやらして。

- Tekrar deneyeyim.
- Yine deneyeyim!
- Gene deneyeyim!

ビールを切らしてるの。

Biramız bitti.

彼女は不幸らしい。

O mutsuz görünüyor.

音が素晴らしいね。

Kulağa hoş geliyor.

土地改革は人々の暮らしに大きな変化をもたらした。

Toprak reformu, insanların yaşamlarında büyük bir değişime neden oldu.

- 今日は君らしくないな。
- 今日はいつもの君らしくない。

- Bugün her zamanki gibi değilsin.
- Bugün her zamanki siz değilsiniz.

- 東京はすばらしかった。
- 東京は本当に素晴らしかった。

Tokyo gerçekten harikaydı.

- トムの歯がぐらぐらしている。
- トムは歯がぐらぐらしている。

Tom'un gevşek bir dişi var.

素晴らしいものです

ve hepsi olağanüstü.

かなり珍(めずら)しい

Çok nadir görülürler.

素晴らしく思えます

Gerçekten iyi hissettirir.

素晴らしい結果です

Bu muhteşem bir sonuç.

君のプランは素晴らしい。

Planın muhteşem görünüyor.

急にあらしになった。

- Fırtına patladı.
- Fırtına çıktı.

その話は本当らしい。

Hikâye doğru görünüyor.

その犬は病気らしい。

Köpek hasta gibi görünüyor.

そのダイヤモンドは本物らしい。

Elmas gerçek gibi görünüyor.

秘密が漏れたらしい。

Sır sızdırılmış gibi görünüyor.

彼は質素に暮らした。

O basit bir hayat sürdü.

彼は幸せに暮らした。

- Mutlu bir hayat yaşadı.
- O, mutlu bir hayat yaşadı.

あいつはヤリチンらしいゼ。

O birir oyuncuya benziyor.

最近は暮らしにくい。

Hayat bu günlerde zorlaşıyor.

トムはドアノブをガタガタ鳴らした。

Tom kapı kolunu zorladı.

暮らしはどうですか。

Hayatın nasıl?

すばらしい人だった。

O harika bir adamdı.

その猫は可愛らしい。

Kedi şirin.

夜は雨になるらしい。

Geceleyin yağmur yağması gerekir.

- すごいぞ!
- 素晴らしい!

Müthiş!

彼女は目をそらした。

O bakışlarını kaçırdı.

ジョージはいい少年らしい。

George iyi bir çocuk gibi görünüyor.

彼は泳げないらしい。

O yüzemiyor gibi görünüyor.

頭がぐらぐらします。

Başım dönüyor.

トムは一人暮らしなの?

- Tom yalnız mı yaşıyor?
- Tom tek başına mı yaşıyor?

女らしさは男らしさの反対であると 教えられていたので

ve bize kadınsılığın, erkeksiliğin zıttı olduğu öğretildiği için

- すばらしいパーティーでしたよ、それは。
- それはすばらしいパーティーでしたよ。

O harika bir partiydi.

素晴らしいニュースですよね

Harika haber! Değil mi?

素晴らしいだけでなく

sadece harika değil,

‎街を自由に荒らし回り‎―

Çete, şehrin altını üstüne getiriyor.

素晴らしいファンに囲まれ

Gerçekten muhteşem bir hayran temeli oluşturdum,

汚らしい ひどいサービスの レストラン

berbat servisi olan, oldukça pis bir restoran

車はすばらしい発明だ。

Otomobil harika bir icat.

一人暮らしをはじめた。

Tek başıma yaşamaya başladım.

まだ頭がくらくらした。

Kafamı hala şaşkın hissediyorum.

ホンミョンボはすばらしいプレイヤーです。

Hong Myong Bo büyük bir oyuncu.

老後は楽に暮らしたい。

Yaşlandığımda rahat etmek istiyorum.

本当にいらいらします。

O, gerçekten sinirlerimi bozuyor.

彼は元気だったらしい。

O, iyi gibi görünüyordu.

彼は急いでいたらしい。

Onun acelesi var gibi görünüyor.

彼は嘘をついたらしい。

O, bir yalan söylemiş gibi görünüyor.

彼の新車はすばらしい。

Onun yeni arabası harika.

夕食は素晴らしかった。

Akşam yemeği harikaydı.

私は体重を減らしたい。

Ben kilo vermek istiyorum.

彼女は秘密をもらした。

O, sırrı ağzından kaçırdı.

彼女はすばらしい妻だ。

O harika bir eştir.

キャシーは音楽が好きらしい。

Cathy müzikten hoşlanıyor gibi görünüyor.

実にすばらしい考えだ。

Ne harika bir fikir!

普通らしいの女性です。

O sade görünümlü bir kız.

すばらしい天気ですね。

Güzel gün, değil mi?

トムはクラクションを鳴らし続けた。

Tom kornaya basmaya devam etti.

トムはドアベルを2回鳴らした。

Tom kapı zilini birkaç kez çaldı.

トムは指をパチンと鳴らした。

Tom parmaklarını çıtırdattı.

彼はタオルを水で濡らした。

Havlusunu suyla ıslattı.

このサングラスはいくらしたの?

Bu gözlük kaç paraydı?

彼らは平和に暮らした。

Onlar barış içinde yaşadı.

ボストンは素晴らしい街です。

Boston büyük bir şehir.

私はベルを6回鳴らした。

Zili altı kez çaldım.

今日はすばらしい日だ。

Bugün güzel bir gün.

More Words: