Examples of using "むしろ" in a sentence and their turkish translations:
Bir kahve içmeyi tercih ederim.
Onlar sadece meşgul.
İyileşme asıl burada başlar.
Tom gerçekten mutlu görünüyor.
Ben burada kalmayı tercih ederim.
Yaralı Yüz olamıyor?
Gelmeni tercih ederim.
Bira sipariş etmeyi tercih ederim.
Bir sonraki otobüsü beklemektense yürümeyi tercih ederim.
Ben onurlu bir ölümü tercih ederim.
Bugün dışarı çıkmayı tercih etmiyorum.
O, basketbol yerine tenisi sever.
Yürümektense bir taksiye binmeyi tercih ederim.
Aldatmaktansa aldatılmayı tercih ederim.
Yüzmektense tenis oynamayı tercih ederim.
Çocuklar anne ve babalarından çok arkadaşlarını taklit ederler.
daha çok bütün hissetmekle alakalı.
Yalnız gitmektense evde kalmayı tercih ederim.
Yazardan çok bir öğretmendir.
Yüzmeye gitmektense futbol oynamayı tercih ederim.
Bir öğretmenden daha ziyade bir yazarım.
Dışarı çıkmaktansa evde kalmayı tercih ederim.
Yürümektense bisikletime binmeyi tercih ederim.
Alışverişe gitmektense evde kalmayı tercih ederim.
Evde kalmaktansa dışarı çıkmayı tercih ederim.
Bir sonraki otobüsü beklemektense yürümeyi tercih ederim.
- Oraya yalnız gitmeyi tercih etmem.
- Oraya yalnız gitmeyi tercih etmiyorum.
Yağmurda dışarı çıkmaktansa evde kalmayı tercih ederim.
Sinemaya gitmektense sanat müzesine gitmeyi tercih ederim.
O yazardan ziyade eleştirmendir.
Parka gitmektense hayvanat bahçesine gitmeyi tercih ederiz.
Çocuklardan ziyade ebeveynler suçlanacak.
Onunla çıkmaktansa evde kalmayı tercih ederim.
Onun emrinde çalışmaktansa açlıktan ölmeyi tercih ederim.
Perşembe günü gelmektense cuma günü gelmeni tercih ederim.
Otobüs bekleyerek burada kalmaktansa yaya gitmeyi tercih ederim.
O kız güzelden çok şirin.
Hayır, senelerdir kıdemli birini işe almadık.
Utanç içinde yaşamaktansa ölmeyi tercih ederim.
Okul gezisine gitmektense evde kalmayı tercih ederim.
Bob'ı benimle getirtmektense sinemaya yalnız gitmeyi tercih ederim.
Onun köpeği uysal olduğu kadar çok sadık değildir.
Ona dahi denilmez, daha doğrusu o çalışkan bir işçidir.
Kalabalık trenlerde seyahat etmektense erken çıkmayı tercih ederim.
Elbiselere çok para harcamayı tercih etmiyorum.
O zevk bize ait.
Onların mobilyaları, tarz yerine yarar için seçildi.
Sigaraları azaltmak yerine neden sadece onları bırakmıyorsun?
Mühendisler, tabiatı anlamaktan ziyade, onu kullanmaya çalışırlar.
Bir insanın değeri onun sosyal konumundan daha çok onun karakteriyle değerlendirilmelidir.
Dışarı gitmektense evde kalmayı tercih ederim.
propagandanın neye benzediğini bilmek daha da zor olabilir.
Bir otobüs beklemektense yürümeyi tercih ederim.
Tarihçinin rolü daha az keşfetmek ve onları çevirmek ve açıklamak yerine belgelerin kataloğunu hazırlamaktır.
- Dışarı çıkmayı evde kalmaya tercih ederim.
- Evde kalmaktansa dışarı çıkmayı tercih ederim.
Bu tip şeyler genelde maksatlı değil, kazara olur.
Bugün oyun oynamaktansa çalışmayı tercih ederim.
Yaşlı bir adamın zamana ayak uydurması oldukça zordur.
Bir balık olmaktansa bir kuş olmayı yeğlerim.
Otobüse binmektense yürümeyi tercih ederim.
Doğrusunu söylemek gerekirse, dışarı çıkmaktansa evde kalmayı tercih ederim.
Oraya gitmektense burada kalmayı tercih ederim.
Dışarı çıkmaktansa evde kalmayı tercih ederim.
Kimileri televizyonun faydadan çok zarar getirdiğini iddia ediyor.
Kendini rezil etmektense ölmeyi tercih eder.
O bilgeden daha akıllı.
Dışarı gitmeyi evde kalmaya tercih ederim.
Onu yapmaktansa ölmeyi tercih ederim.