Examples of using "ったく。" in a sentence and their turkish translations:
- Hadi ya.
- Eyvah eyvah.
Ben tamamen katılıyorum.
Şimdi her şey biraz çılgın.
Herhangi bir şikâyetimiz yok.
Ben aynı durumdayım.
O oldukça akıllı bir adamdır.
O golf oynamayı çok sever.
Farklı bir dünyaydı.
- Sen umutsuzsun.
- Tuysem.
O oldukça anlamsız.
- Hiç komik değil.
- Gülecek bir şey yok.
Cüzdanım soyuldu.
Tom'un hiç parası yok.
O, hiç tv seyretmez.
Tamamen haklısın.
Tamamen size kalmış.
- Sizinle bir ilgisi yok.
- Seninle alakası yok.
O gerçekten korkunç.
İş oldukça yavaştır.
İlacın hiçbir etkisi yoktu.
O tamamen dünyadan habersizdir.
O hiç dürüst değil.
Tom alkollü içkileri hiç içmez.
ve oraya ait değildim.
Senin tahminin tamamen yanlış.
Bill'in macera ruhu yoktur.
İkizler tam olarak benziyorlar.
Parti tamamen sıkıcıydı.
Her şey sakindi.
O, her bakımdan bir beyefendidir.
O, hiç İngilizce bilmez.
- Ne! Bu tişört 3000 yen mi? Bu bir soygun!
- Ne! Bu tişört 3000 yen mi? Kazık bu!
Rakamlar gerçekten şaşırtıcı
Sen hiç değişmedin.
Tamamen kazara oldu.
Sorun unutulup gitti.
O beni oldukça şoka soktu.
Onların yaşayacak hiç evi yok.
O, tamamen şans eseri Sam ile karşılaştı.
Dediğin şey tamamen saçmalıktır.
Ada tamamen ıssızdı.
- Tıpkı annesine benziyor.
- O tıpkı annesine benziyor.
Baban parayı hiç umursamaz.
Karakterlerimiz tamamen farklı.
Onun hakkında bir şey bilmiyorum.
Buna bir anlam veremiyorum.
Kız kardeşler oldukça farklıdır.
Kimya ile zerre kadar ilgilenmiyorum.
Sanatla hiç ilgilenmez.
Bahçede hiç gül yoktu.
O kız kardeşinden çikolatasını kaptı.
O, siyaset hakkında bir şey bilmiyor.
Tam bir yabancıydı.
Onun övünmelerini dinlemekten usandım.
Onun planından hiç haberim yok.
- Onun kaba bir davranışı var.
- Onun hiç terbiyesi yoktur.
O, tamamen tatmin olmamıştı.
Bu sözlüğün hiç faydası yok.
O beni gerçekten kızdırır.
İstifa etmeye niyetim yok.
Ben onları hiç tanımıyorum.
Onunla tam olarak aynı görüşe sahibim.
Bu yılın modaları geçen yılınkinden tamamen farklıdır.
Hiç şikayetim yok.
Annem hiç araba süremez.
Ayda hiç hava olmadığı için, hiç ses de yok.
O annesinden daha az güzel değil.
Aslında sen oldukça haklısın.
O tam düşündüğüm gibiydi.
Bill kardeşinden tamamen farklıdır.
Onun söylediği tamamen anlamsızdı.
Hava tahmini hiç güvenilir değil.
Bu yılın modası geçen yılınkinden oldukça farklı.
Onun çalışkanlığı gerçekten övgüye değer.
Damak tadım sizinkinden oldukça farklı.
Her şey tamamen aynı görünüyor.
Bu eski kitap oldukça demode.
Bu dava ile ilgili gerçekten bilgim yok.
O eski kitap gerçek bir keşiftir.
Sizin fikrinizin hiç temeli yok.
Bir de bana sor.
Tamamen ailesine bağımlıdır.
Karşılaşmamız tamamen tesadüfi.
Onların hiç ortak yanı yok.
O tamamen bir aptal değil.
Yabancı bir ülkede yapayalnızım.
Onunla tamamen şans eseri tanıştım.
SSCB hakkında hiç bilgim yok.
Yangın alarmının bakımı hiç yapılmadı.
Bu kasaba geceleri gerçekten ölüdür.