Examples of using "したがって" in a sentence and their turkish translations:
- Borçlu olduğu parayı geri ödemek istiyor.
- Borçlandığı parayı geri ödemek istiyor.
Tom evlenmek istiyor.
Tom boşanmak istiyordu.
O, boşanmak istedi.
Olimpiyat Oyunları'nda yer almak istiyorlar.
Araştırmamızda,
Tom, Mary ile evlenmek istiyor.
Tom seninle sohbet etmek istiyor.
O, arazisini elden çıkarmak istiyor.
Baba beni bir doktor yapmak istiyor.
Onlar isyan etmek istiyor.
O, kızımla evlenmek istiyor.
Babam beni bir avukat yapmak istiyor.
Oyunu yeni kurallarına göre oynadık.
O, anne ve babasından bağımsız olmak istiyor.
O, başkanlığa adaylığını koymak istiyor.
Tom ve Mary seninle konuşmak istiyor.
O, yarışmaya katılmak istiyor.
Erkek kardeşim yurt dışında eğitim görmek istiyor.
Tom'la konuşmak isteyen birçok insan var.
Bu nedenle, maliyetin düşürülmesi gereklidir.
Çalışma şartlarını iyileştirmek istiyorlar.
Senin görüşlerine göre yaşamak zor.
Onlar, her şeyden önce, barış içinde yaşamak istiyor.
O, Avustralya'da yaşamaya isteklidir.
Mary'nin ondan ayrılmak istediğini haber aldım.
Buradan kaçmak istediğini itiraf etti.
Erkek çocuklarından her biri yarışa katılmaya istekliydi.
Yaşlandıkça daha da güzelleşti.
Tom Mary'nin evlenmek istediğini biliyor.
O hala partiye katılmak istiyor mu?
Niçin ayrılmak istediğine dair fikrim yok.
İki ülke arasında kültürel değişim devam ederken, onların karşılıklı anlayışı daha da derinleşti.
Konuşmak istediğin kimdir?
Ve bu nedenle, yelken açarken, insanın şimdiye kadar çıktığı en tehlikeli, tehlikeli